Spor yazarları Galatasaray - Paris Saint Germain maçını yorumladı!

Forma adaleti | SERKAN KORKMAZ Fatih hoca üçlü savunmayla değil, bence Feghouli'yi kenara, Donk'u sahaya koyarak şapkadan tavşan çıkardı. Galatasaray'daki bu revizyon, bence taktik dizilişten çok daha önemli bir değişiklikti. Ryan Donk; haftalardır kendisinden bahsediyorum. Böyle muazzam bir oyuncu olduğunu falan iddia etmiyorum. Ama mevcut Galatasaray kadrosunda açık ara en iyi stoper olduğunu bir kez daha gösterdi. Ryan Donk bunun yanı sıra orta saha rotasyonunda da rahatlıkla görev alabilecek bir oyuncu. Derbide tribüne çıkan Andone yokken, Terim onu yedek forvet bile olarak kullanabilirdi. Dün akşamın bence Galatasaray açısından en önemli kazanımı; bunun iyice idrak edilmiş olmasıdır diye düşünüyorum. Birkaç pozisyonda doğru pas seçimleri yapılabilseydi Galatasaray belki de Paris Sanit Germain'den daha önce gol bulabilirdi. Ama bu demek değilki maçta üstün olan taraf Galatasaraydı. Elbetteki milyar euroluk Fransa temsilcisi oyunu zaman zaman domine etmeyi başardı. Yine de öyle kötü Galatasaraylar izledik ki bu sezonun ilk 8 resmi maçında, dün akşamkini izlediklerimiz içinde en iyisi ilan ediyorum, skordan bağımsız olarak. Madrid deplasmanında Brugge'ün, grubun mutlak favorisi olan Real Madrid'le berabere kalması da hesapları ve kafaları hayli bulandırdı. Ama dün akşamki yeniliklerin peşinde giden bir Galatasaray'ın orta vadede eli yüzü düzgün bir takım olacağına dair gerçekten umutlandım. Fatih Terim acilen Paris Saint Germain önünde gösterdiği forma adaletini, mutlaka Süper Lig'e de yansıtmalı. Pes etmek yok | ZEKİ UZUNDURUKAN Fatih Terim'in PSG karşısına üçlü savunma ile Seri-Nzonzi-Donk ile başlaması doğru bir karardı. PSG ataklarında göbeği iyi kapattık. Onlar da bu yüzden topu kanatlara taşıyarak etkili oldular, pozisyonlara girdiler... PSG; hızlı hücum yapmayı, çok adamla kontratağa çıkmayı seven bir takım. Galatasaray karşısında da bunu yaptılar. Di Maria'yı durdurmak için Luyindama ve Marcao ikili sıkıştırma yaptı. Yine de maç boyunca etkili şutları vardı Di Maria'nın. Ama Luyindama da var gücüyle savaştı. Muslera maça çok iyi başladı ve kurtarışları ile oyunu tuttu ilk yarıda. İlk yarıda Seri ile gole çok yaklaştık. Kenar beklerimiz Nagatomo ve Mariano, Di Maria ve Sarabia karşısında çok zorlandı. Aslında pas hatası yapmadan, hızlı geliştirdiğimiz ataklarda PSG'nin nasıl da sendelediğini gördük. Ama bu baskıyı çok fazla yapamadık. Falcao'yu yine topla buluşturamadık. İlk 15 dakikadan sonra cesur bir futbol ortaya koydu sarı-kırmızılı temsilcimiz ilk yarıda. TT Stadı'nı dolduran Galatasaray taraftarı, PSG ataklarında rakibi etki altına alırken, biz hücum geliştirdiğimizde büyük enerji verdi takımımıza. Belhanda dışında herkes savaştı ilk 45'te... Paris Saint Germain'in tüm kadro değeri (market değeri) 1 MİLYAR EURO. Evet yanlış duymadınız... Forvetleri Mbappe 200 milyon Euro, İcardi'nin bonservisi 75 milyon Euro. Yine de Galatasarayımız, 136 milyon Euro'luk değeri ile iyi kafa tuttu PSG'ye. İkinci yarının başında (Luyindama'nın büyük hatası var) Di Maria, karşı karşıya pozisyonda Muslera'yı geçemedi. Muslera mucize ötesi bir kurtarış yaptı. Ama Muslera da bir yere kadar. Gol geliyorum dedi. PSG'nin yoğun baskısı gol yememize neden oldu. Sarabia hazırladı, İcardi topu ağlarımıza gönderdi maalesef... Golü yedikten sonra PSG'nin daha fazla üzerine gittik. Falcao da daha üretkendi ikinci yarıda. Ama kenar adamlarımız, o kadar isabetsiz ortalar kesti ki ceza sahasına... İnanılır gibi değil! Sonuç olarak Galatasaray'ın gruptaki şansı sürüyor. PSG grubu lider bitirecek gibi duruyor. Gruptaki diğer takımlar ikincilik için savaş verecek. Agresif... | REHA KAPSAL Galatasaray, Fatih Terim'in taktiksel dokunuşu ile top ayağındayken 3-5-2, top rakipteyken 5-3-2 düzeniyle saha içinde yer aldı. Bu hamle özellikle hem oyunun merkezini, hem de kenarları kapama açısından doğru bir anlayıştı. Oynanan üçlü oyunda topu kaptırıp eksik yakalandığınızda veya Icardi'nin attığı goldeki gibi pasla tempolu öne doğru oyunlarda yerleşik savunmada da sıkıntı yaşayabilirsiniz. Nitekim Marcao'nun da yerleşim hatasından Paris Saint Germain golü buldu. Tabii ki Galatasaray'ın üçlü savunmasındaki oyuncular 'size'lı ve ağır oyuncular. Rakipte de hücum bölgesinde Di Maria, Icardi, Sarabia ve sonradan oyuna giren Chopo Moting ve Mbappe vardı. Nitekim ilk 25 dakikada PSG'nin gol bölgesindeki etkinliğinin de en büyük nedeni buydu. Galatasaray o dakikadan sonra ilk yarıda oyunu dengeledi ve de ikinci yarıda gole kadar da dengeli bir oyun oynadı. Sezon başından beri ilk defa sarıkırmızılı taraftarlar çok agresif bir görüntü içindeydi. Bu enerji de sahadaki oyuncuların agresifliğini en üst seviyeye çekti. Galatasaray'ın en büyük sıkıntısı topu öne taşımakta ve özellikle PSG ceza sahası içine girmekte zorlanmasıydı. Basit top kayıpları yaptı, bunun nedeni de Galatasaray takımı topa sahip olarak oynama kalitesinden daha çok direkt hücuma çıkma kalitesi olan bir takım. Bunun da zaman zaman sıkıntısını sahada yaşadılar. Sayısal anlamda da hücum bölgesinde çoğalamamasına neden oldu. PSG'nin eksikleri olsa da böyle büyük bir takıma karşı ortaya konulan tavır ve duruş ileriki maçlarda Galatasaray adına en önemli olguydu. Özellikle PSG'nin Galatasaray'a az pozisyon vermemesinin sebebi, ceza sahasına sokmamasının en büyük nedeni yerleşim hatası yapmaması, bölgesel baskıları ve yardımları en iyi şekilde götürmesiydi. Sarı-kırmızılılar bu mücadelesinin yanına hücum üretkenliğini de eklediğinde heyecan verici ve özlenen Galatasaray ortaya çıkacaktır. Aramızdaki en temel fark. Teknik, taktik ve kalite farkıydı. Son vuruş yok | LEVENT TÜZEMEN Fatih Terim'in sahaya sürdüğü 5'li savunma çok akıllıcaydı. Rakibi karşılarken G.Saray savunması çoğalıyor, hücuma çıkarken Mariano, Nagatomo ikilisini hücum beki olarak kullanıyordu. Terim'in Donk tercihi iki savruk stoper Luyindama-Marcao ikilisini biraz olsun toparladı. Donk, kritik pozisyonları önlerken topu da oyuna akıllı soktu. PSG tam bir ezber takımı. Birbirleriyle mükemmel anlaşıyorlar, gözü kapalı pas alışverişinde bulunuyorlar. Özellikle Galatasaray savunmasının arkasına attıkları uzun pasların şiddetini mükemmel ayarlıyorlardı. İcardi'nin golüne kadar Galaasaray takım oyununu, birlikte mücadele etmeyi başarıyla uyguladı. Nzonzi sakinliğiyle arkadaşlarına mükemmel servisler yaptı. Seri tekniğini konuşturarak Galatasaray'ı hücuma çıkarmaya çalıştı. Falcao ayağındaki topları arkadaşlarına oynarken, mücadelelerden kaçmadı. Fatih Terim, Babel'e fazla güveniyor ve arkasında duruyor. Ancak Babel, bu desteği son haftalarda hiç hak etmiyor. Egoist davranıyor, arkadaşına pas vermeyi düşünmüyor, 'hep ben atayım' diyor. Özellikle Falcao'nun verdiği mükemmel gollük pasını boştaki arkadaşı Belhanda'yı aktarmaması Galatasaray'ın beraberlik golünü engelledi. Taraftar da Falcao'nun paylaşımcılığını, Babel'in egoistliğini görünce hep bir ağızdan Hollandalı yıldıza tepki gösterdi. O Babel Brugge'deki maçta da golü kendi atmak uğruna yine bu kez Falcao'ya pas vermemişti. Terim'in 5'li savunnasını görünce artık Donk'tan vazgeçmemesi gerekiyor. Feghouli, Belhanda, Babel gerekirse kulübede beklemeli. Ancak Galatasaray'ın Marcao ile başı çok ağrıyacak. Brezilyalı pozisyon almasını bilmiyor. PSG zaten favoriydi ama Galatasaray güçlü bir oyunla karşılık verdi, sadece gol yollarında son vuruşları yapamadı. Laubali Babel | AHMET ÇAKAR Aslında Galatasaray pekala bir puan alabilirdi... Ne olursa olsun her türlü eksiğine rağmen rakip Paris Saint- Germain. Çok önemli oyuncuları var. Oyunun başında Galatasaray biraz zorlandı. Ama sonra aslında PSG gibi bir takıma nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadı. İlk bölümdeki rakip tehlikeleri bertaraf edildikten sonra oyunda yine kontrol Paris temsilcisinde olmasına rağmen Galatasaray, istediğini yapmaya başladı. Devre bittiğinde aslında tüm oyuncular 'neden olmasın' dediler. Özellikle Nzonzi, pas trafiğini iyi ayarlamaya çalıştı. Bu sezon ilk defa 3'lü defans oynayan Galatasaray'da Donk katkısı önemliydi. İkinci yarı işler tam Galatasaray'ın istediği gibi başlamıştı ki önce Luyindama'nın büyük hatası geldi. Di Maria'yı arkasına kaçırdı, Muslera ile karşı karşıya kaldı ama Muslera başarılıydı. Aslında bu büyük hata ya da kaçan bu gol birkaç dakika sonra gelen golün habercisi gibiydi. Galatasaray kötü gol yedi. Adamı kaçırdılar, arka direkte de Icardi golü yaptı. Galatasaray'ın bence maç boyunca yakaladığı en önemli pozisyon Babel'in laubalilikle harcadığı pozisyon. Falcao'dan pası aldı, arkası dönük Belhanda'ya çıkarsa belki gol vuruşu olacak ama zorladı ve pozisyon gitti. Son birkaç maçtır Babel ve Belhanda iyi değiller. Kanatlar çalışmıyor, öyle olunca da Falcao etkisiz kalıyor. Ama sıkıntı şu, Falcao bu maçlar için alındı. 3 gün önceki Fenerbahçe için alındı. Ama gerçekten tam anlamıyla gizli forvet. Sahada yok gibi... Tabii ki bu tamamen onun suçu değil ama adım adım hayal kırıklığına doğru ilerliyor.