Fotomaç yazarları Türkiye - Fransa maçını yazdı!

Tarihi zafer | Serkan Korkmaz Dün akşam Türk futbol tarihinin en önemli maçlarından birinden zaferle ayrıldık. Bu maç uzun yıllar konuşulacak ve öz güvenimizi yitirdiğimiz zamanlarda aklımıza gelerek içimizi serinletecek. Dün akşam dünya şampiyonunu yendik. Hem de son derece eli yüzü düzgün bir takımla pırıl pırıl, derli toplu bir futbolla başında da gerçek bir Türk futbol duayeni hocasıyla. Bizi Lucescu'lu kör kuyulardan çıkaran başta Şenol Hocama, 'gençleştirme gençleştirme' diye tutturanlar karşısında formasının hakkını veren Burak'a, Hasan Ali'ye, Türkiye'de yetişmiş Merih'e, Almanya'da yeşermiş Kaan'a, hepsine helal olsun. Maç öncesi Fransa'nın tüm dünya tarafından favori gösterildiğine tanıklık ettik. Biz dahil herkes bir kez daha bu ülkenin futboldaki potansiyelini gördü. En çok bizim ihtiyacımız vardı. Lucescu'lu dönemi unutmayın, daha dündü. Nasıl bir eziklik, nasıl bir öz güvensizlik ve nasıl bir gündemle top oynuyorduk hatırlayın. Milyar euroluk bir takım Fransa. Dün akşam başrolde sahada oynayan oyuncularımızı bir kenara bırakın da yedeklerimizi düşünün; daha biz de Yusuf Yazıcı var Abdülkadir Ömür var. Silkelenmek, başımızı dik tutmak ve ileriye umutla bakma zamanı, hepimize kutlu olsun. Ders verdik | Levent Tüzemen Yıldızlarla maç kazanırsınız, takım olursanız şampiyonluğu alırsınız. Dünya yıldızlarından kurulu Fransa Milli Takımı'na karşı takım oyununu ve kompakt futbol anlayışımızı sahaya mükemmel yansıttık. Kaleci Mert'ten başlayıp Burak Yılmaz'a uzanan oyun anlayışımızda dikkatimizi hiç kaybetmedik, hep sakin kaldık. Bir taktik ustası Şenol Güneş'in becerisi ile Fransa önünde oyunu kendi alanımızda kabul ettik, topu rakibe bıraktık. Mbappe, Griezmann, Coman gibi ayak becerileri yüksek, hızları müthiş oyunculara etkili olabilecekleri geniş alanları vermedik. Takım olarak Fransa'ya yakın oynadık ve Dünya Şampiyonu'nun hem hatasını bekledik hem de hata yapmaya zorladık. Cengiz'in soldan arka direğe kestiği topu Merih kafa ile indirdi, partneri Kaan Ayhan mükemmel bir kafa golü attı. Gol sonrası şımarmadık, telaşa kapılmadık. Burak Yılmaz'ın Pogba'dan kaptığı topla gelişen atakta Cengiz Ünder ile mükemmel bir ikinci gol attık. Milli Takımımız'ın en büyük özelliği Fransa'ya karşı yaptığımız savunmayı hücumdan başlatmamızdı. 34 yaşındaki Burak inanılmaz koşular yaptı, rakibin üzerine üzerine gitti. Mahmut takımı bir maestro gibi yönetti. Nihayet uzun yıllar savunmanın göbeğinde kullanabileceğimiz Merih-Kaan ikilisine kavuştuk. Hasan Ali Kaldırım hatasız oynadı. Kenan Kahraman sırtı dönük etkili toplar tuttuğu gibi Fransa savunmasından da ciddi toplar çaldı. Herkes Mbappe'yi izlemeye gelmişti. Ama sadece Türkiye değil Fransa'da da manşetleri Cengiz Ünder süsleyecek. Çünkü Cengiz oynadığı mükemmel oyunla attığı ve attırdığı gollerle Avrupa'da transfer piyasasının gözdesi olacaktır. Şenol Güneş ve Milli Takım oyuncularına Türkiye'ye böyle bir zafer yaşatıkları için teşekkür ediyorum. Biz Türkler ellerimizle dağı bile deviririz! | Zeki Uzundurukan Maçtan önce iki takımın market değerlerine, dünya sıralamasına ve başarılarına baktığımızda karınca ile filin savaşına benzer bir durum vardı ortada. Günlerdir maçla ilgili yorumlarımda ise 'Biz Türkler, çılgınlık üretmeye bayılırız. Hele Şenol Güneş'in olduğu yerde, mucizelerin, çılgınlıkların gerçeğe dönüşme oranı da yüksektir demiştim...' Konya'da muhteşem bir tribün desteği vardı. Nereye baksanız kırmızı- beyaz renkler hakimdi. Sanki dünyamız kırmızı-beyaza boyanmıştı. İşte bu pozitif enerji ve renklerin şahı; Millilerimiz'in son Dünya Şampiyonu Fransa karşısında muhteşem bir futbol ortaya koymasında başrol oynadı. Maça iyi başladık. 20. dakikadan sonra Fransa kalesine yüklenmeye başladık. Dorukhan'ın kafa vuruşu ile Lloris'i tedirgin ederken, golün de sinyalleri gelmeye başlamıştı aslında. Bir duran top organizasyonunda Cengiz Ünder ortaladı; Merih Demiral kafa ile topu Kaan Ayhan'a postaladı; Kaan da adrese gelen o topa jeneriklik bir kafa vuruşu ile ağları deldi adeta. O an zaman durdu sanki; o an mucizelerin gerçeğe dönüşmek üzere olduğu bir andı. Golümüz gelmişti golümüz... Coşkumuz, uzaydan bile duyulacak kadar büyüktü. Golden sonra Fransa'ya sahayı dar etmeye başladık. Burak Yılmaz ile net bir pozisyonu fırsata çeviremedik. Bir kaç dakika önce net bir pozisyondan yararlanamayan Burak Yılmaz, yaptığı presle topu kaptı; Dorukhan topu kazandı, nefis bir asistle Cengiz Ünder'i gördü; Cengiz de Lloris'i çaresiz bırakarak 2. golümüzü attı. Son Dünya Şampiyonu karşısında 2-0 önde bitirdik ilk yarıyı. Gerçek bir mucize bu! Fransızlar koca bir 45 dakikada kalecimiz Mert'i rahatsız bile edemediler. Mert belki de futbol kariyerinin en rahat ilk 45 dakikasını oynadı. İkinci yarının başında Burak Yılmaz karşı karşıya bir pozisyonda Lloris'i geçemedi. Ah Burak Ah! Sen değil misin, bu pozisyonlarda fileleri hep havalandıran! 3 olsa Fransa, 'Yeter artık! Daha fazla atıp, madara etmeyin bizi' diye yalvaracak duruma gelecekti! Millilerimiz dün gece ateşlere basarak yürüyen takım ruhu ile; daha önceki hiçbir gerçeğe benzemiyordu... Tribünlerdeki bir çocuk, babasına dönerek, - 'Bana sahadaki kırmızılı oyuncular uzaylı mı?' diye sordu. Baba da - 'Onlar bizim kahramanlarımız oğlum! Bu çocuklar suyu bile yakar oğlum' diyerek Millilerimizin hakkını teslim ediyordu baba ve oğlu! Evet biz Türkler çılgınlık üretmeye bayılırız. Yine bir çılgınlık üretip, tarih yazdık. Kahramanlarımız, sanki bir masalın içinden çıkıp gerçek oldular! Biz Türkler, istersek mucize gibi görünen başarıları gerçeğe dönüştürürüz! Biz Türkler, ellerimizle, tırnaklarımızla dağı bile deviririz! Dün gece Fransa'yı devirdiğimiz gibi! Tebrikler çocuklar! Helal olsun size! Tarihi maçtan kareler şu şekilde;