Bu onur Aslan'ın

Kadıköy'deki "yüzyılın derbisi"nden 0-0'la çıkmayı başaran Cimbom, şampiyonluğunu 2. kez tescil ettirdi. Sarı-kırmızılılar, kupayı tüm engellere rağmen ezeli rakibinin sahasında kaldırarak ayrı bir gurur yaşadı

Sezon başında hiçbir kulübün görüşü alınmadan bir gecede verilen play-off kararının kurbanı Galatasaray oldu! Sarı-kırmızılılar, normal sezonu 9 puanlık tarihi farkla şampiyon bitirmesine rağmen, unvanının tescili için şimdi bir de Süper Final oynamak zorundaydı. Üstelik puanlar yarıya silindiği için Fenerbahçe ile fark da 5 puana (Puan eşitliğinde 4.5 puana) inmişti. Normal sezonu 77 puanla tamamlayan Cimbom, Süper Final'e 39 puanla başlarken, Fenerbahçe 34, Trabzonspor ve Beşiktaş ise 28'er puanla start aldı.
İNÖNÜ STADI GÖLE DÖNDÜ
6 maçlık müthiş derbi maratonunda Galatasaray farkı korumak, Fenerbahçe ise arayı kapatıp ipi göğüslemek istiyordu. Fenerbahçe-Galatasaray maçının son haftaya denk gelmesi, daha işin başında, "Ya şampiyonluk son maça kalırsa, buna kalp dayanmaz" yorumlarını da beraberinde getirmişti. Galatasaray'ın ilk maçı Beşiktaş ile deplasmandaydı. Ancak İstanbul'da o gün sanki gök delinmişti. Bardaktan boşalırcasına yağan yağmur İnönü Stadı'nı göle çevirince, karşılaşma pazartesi gününe ertelendi. Galatasaray, Beşiktaş'ı son derece akıllı ve kontrollü bir oyunla 2-0 yenmeyi başararak iyi bir başlangıç yaptı.
ASLAN OYNADI, FENER GÜLDÜ
İkinci hafta rakip Fenerbahçe'ydi. Türk Telekom Arena'daki karşılaşmayı Cimbom kazanırsa, fark 8 puana çıkacak, şampiyon büyük ölçüde belli olacaktı. Ancak sarı-kırmızılı takım, ezeli rakibini istatistiklerde ezmesine rağmen kontrataktan yediği iki golle sahadan 2-1 yenik ayrıldı.
Fark 2 puana inmiş, taraftarlar arasında, "Eyvah! Yoksa şampiyonluk kaçıyor mu?" endişesi başlamıştı. Trabzonspor deplasmanında alınan 4-2'lik galibiyetle şoku atlatan Cimbom, 4 gün sonra bordo-mavili rakibiyle Arena'da golsüz berabera kalınca yine panik başladı. Ancak Beşiktaş'ın da Fenerbahçe'yi yenmesi teselli oldu. 5. haftaya 3 puan önde giren Galatasaray, Beşiktaş'ı sahasında ağırlarken, Fenerbahçe, Trabzon deplasmanına gidiyordu. Sarı-kırmızılılar şampiyonluğunu ilan edebilirdi. Ancak yine olmadı. Fenerbahçe, Trabzon'u 3-1'le rahat geçerken, Galatasaray, stresten Beşiktaş'la 2-2 berabere kalınca, iş son maça kalıyordu. Arena'daki Fenerbahçe maçında ultrAslan'ın yaptığı koreografi gerçek olmuştu. Galatasaray şampiyonluk kupasını kazanabilmek için Kadıköy'den en azından bir beraberlik çıkarmak zorundaydı.
FİGÜRANLIK YAPTIRDILAR!
Normal sezonda elde edilen 9 puanlık farkın puan silme ve Süper Final maçları sonunda 1 puana inmesi ve şampiyonluğun tehlikeye girmesi Galatasaray'ı germişti. İkinci başkan Ali Dürüst, Beşiktaş maçından sonra TFF'ye şu şok sözlerle tepki gösteriyordu: "Bu oyun sezon başından beri kurulmuştu. Biz de bunun figüranları olarak iyi hizmet ettik. Olay son maça taşındı. Artık son maça çıkacağız. Orada galip gelip, ya da berabere kalarak şampiyon olacağız." Ali Dürüst'ün "Figüran olduk" sözleri, camiadan büyük tepki aldı. Divan Kurulu toplantısında üyeler, Dürüst'ü ve yönetimi istifaya davet etti. Ancak başkan Ünal Aysal, "Bu sözler adaletsizlik karşısında çaresizliğin ifadesi. Sakin ve soğuk kanlı olalım. Biz şampiyon olacağız" diyerek ortalığı yumuşattı. Artık nefesler tutulmuş, son maç beklenmeye başlamıştı. Türkiye'de herkes, "Şampiyon kim olacak?" sorusuna yanıt arıyordu. Bahislerin favorisi Fenerbahçe'ydi.
FİNALLERİN ÜSTADI TERİM

Ancak Galatasaray'ın başında Türk futbolunda ilkleri yaşatan Fatih Terim vardı. O Terim, UEFA Kupası'nın kazanıldığı 2000 yılında zorlu Leeds deplasmanında sarı-kırmızılı takımı finale taşımayı başarmış, Kopenhag'da Arsenal gibi bir devi alt edip, Türkiye'ye tarihinin futboldaki ilk Avrupa kupasını getirerek 'İmparator' unvanını almıştı. Terim, Fenerbahçe maçına takımı taktikten çok mental olarak hazırlamak gerektiğinin farkındaydı. Bunun için kampı Kadıköy'e yakın bir yerde yapma kararı valdı. Sarı-kırmızılılar, maçtan bir gün önce sürpriz bir şekilde Boğaz Köprüsü'ne çok yakın olan Plaza Otel'de kampa girdi. Bu durum futbolcuların da hoşuna gitti. Farklı bir ortam, takımdaki stresi dağıttı. Terim, yardımcıları Hasan Şaş ve Ümit Davala ile birlikte futbolculara geç saatlere kadar terapi uygulayarak Fenerbahçe maçına hazırladı. Ertesi gün Plaza Otel'in önü ana baba günüydü. Taraftarlar sabahın ilk saatlerinden itibaren otelin önünü stada çevirmişti. Bayraklar, meşaleler ve tezahüratlar ortalığı inletiyordu. Bu tablo futbolculara ve teknik heyete büyük moral oldu. Takım Kadıköy'e marşlarla uğurlandı. Plaza Otel'de kamp yapmanın meyvesi de 20 dakikada Şükrü Saracoğlu Stadı'na gidilerek alındı. Florya'dan yola çıkılmış olsa seyahat en az 45 dakika sürecek ve futbolcular daha fazla yorulacaktı. Fatih Terim'in zekası Aslan için maç öncesi çok önemli bir artı puan olmuştu.
TAHKİM'İ İKNA ETTİ
Fatih Terim, Süper final'in 4. haftasında oynanan Trabzonspor maçında hakem Tolga Özkalfa'ya hakaret ettiği gerekçesiyle 3 maç ceza almıştı. Tecrübeli hocanın, Şükrü Saracoğlu Stadı'nda takımının başında olup olamayacağız, tribüne çıkarsa nerede oturacağı merak konusuydu. Aslan cezaya itiraz etti. Fatih Terim de Tahkim Kurulu'nu verdiği sözlü ifade ile ikna edince, ceza 1 yıl ertelendi. İmparator tarihi derbide takımının başında olacaktı. Bu da Galatasaray için büyük bir avantajdı.
VE KADIKÖY'DE MUTLU SON
Ve beklenen gün geldi. Şükrü Saracoğlu Stadı'nda Cüneyt Çakır'ın başlama düdüğü çaldığında, Türkiye'de hayat durmuştu. Ancak derbi futboldan daha çok sinir harbi şeklinde geçti. İki takım oyuncuları da stres küpüydü. Daha sakin olan, akıllı oynayan Galatasaray 0-0'la istediği skoru alıyor ve şampiyonluğunu ilan ediyordu. Yöneticilerin deyimiyle 2 kere şampiyon oluyordu. Maçtan sonra saha karışırken, TFF, Galatasaray'a kupasını güvenlik gerekçesiyle soyunma odasında vermeyi teklif ediyordu. Ancak başta Fatih Terim olmak üzere yönetim bu öneriye karşı çıktı. 3 saat süren kriz, yönetici Abdurrahim Albayrak'ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı özel telefonundan arayıp, yardım istemesiyle son buldu.
Saha boşaltıldı. Ve sarı-kırmızılılar, bileğinin hakkıyla kazandığı şampiyonluğun kupasını güvenlik sağlandıktan sonra, ezeli rakibinin sahasında kaldırarak tarihi bir ana imzasını atıyordu. Işıklar yarım açılmış, saha sulanmıştı. Ancak hiç önemli değildi, bu tablo her şeye değerdi.
ZAFERİN GİZLİ KAHRAMANLARI
Galatasaray, şampiyonluğa sergilediği takım oyunu ile ulaşırken, arkadaşlarına göre biraz daha öne çıkan isimler Selçuk İnan, kaleci Muslera, Felipe Melo, Emmanuel Eboue ve Johan Elmander olarak dikkat çekti. Derbilerde rakiplere sağlanan üstünlük de bir başka faktördü. Normal sezondaki 6 derbide hiç yenilmeyen (3 galibiyet, 3 beraberlik) Aslan, Süper Final'deki 6 derbide de sadece Fenerbahçe'ye kaybetti.
2 galibiyet, 3 beraberlik alarak bu ligin en iyisi olduğunu kanıtladı. Gizli kahramanlar da çoktu. Antrenman ve maçların görüntülerini izleyip Terim'e rapor veren analistçi Metin Çakıroğlu, oyunculara idmanların yanında tecrübelerini de aktararak maçlara hazırlayan İmparator'un yardımcıları Hasan Şaş, Ümit Davala, Taffarel ve Florya'da çalışan isimsiz aslanlar. Terim'in deyimiyle her birinin başarıda ayrı ayrı payları vardı.
Aslan, Centilmen Lig'de de ilk 3'te yer alarak ayrı bir onura sahip oldu. 3 yıllık şampiyonluk hasretini dindiriren G.Saray artık gözünü Avrupa'ya çevirdi. Kuruluşundaki esas amacını, 'Ecnebi kulüpleri yenmek' olarak belirleyen Cimbom, şimdi Şampiyonlar Ligi'nde destanlar yazmak istiyor.
EN KRİTİK 4 VİRAJ
Galatasaray'ı 18. şampiyonluğa ulaştıran yolda dönüm noktası diyebileceğimiz bazı anlar vardı. İnönü'de Muslera'nın devleştiği 0-0 biten Beşiktaş derbisi, Samsun'da 2-0 yenik durumdan ikinci yarıda atılan dört golle 4-2 kazanılan unutulmaz maç, Arena'daki 3-1'lik F.Bahçe zaferi ve Kadıköy'de 2-0'dan 2-2'ye getirilen F.Bahçe derbisi bunların başında geliyordu. Sarı-kırmızılı taraftarlar da geçen sezonun aksine içeride- dışarıda takıma tam destek vererek elde edilen başarıya önemli katkı yaptılar.
SABAH 7'YE KADAR BEKLERİZ
Şike olaylarında suskun kaldığı için eleştirilen başkan Ünal Aysal, Kadıköy'de şampiyonluğun kazanılmasının ardından sergilediği, "Gerekirse sabah 7'ye kadar bekleriz ama kupayı almadan buradan çıkmayız" duruşu ile taraftarın gönlünü fethetti. Aysal, sakinliği, iş bitiriciliği ve otoritesi ile de başkanlıktaki ilk yılında tam not aldı.
ANAMIZIN AK SÜTÜ GİBİ HELAL
Şampiyonluğun baş mimarı hiç şüphesiz Fatih Terim'di. Sarı-kırmızılı ekibi 5. kez şampiyon yaparak tarihe geçen İmparator, kutlama töreninde şöyle konuşuyordu: "Bu şampiyonluk anamızın ak sütü gibi helaldir. Doyasıya kutlayın. ultrAslan'lar kupayı Kadıköy'de kazanacağımızı önceden görmüş. Onları da tebrik ediyorum."
-SON-

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.