Futbolda acı tablo

Teknik direktörler yeterli değil, kendi yazdığı yazıyı bile okuyamayan antrenörler var. Futbolcular para peşinde Yöneticiler, kulüplerde paraları keyfi harcıyor. TFF’ye girenler, kendi kulüplerinin menfaatine odaklanıyor...

Türkiye'nin önde psikologlarından, A Milli Takım ve Galatasaray'da uzun bir dönem psikolojik danışmanlık da yapan Prof. Dr. Acar Baltaş resmi sitesinde yayımladığı "Türk futbolu neden ilerle(ye)mez" başlıklı makalesinde Türk futbolunun sıkıntılarını tek tek ortaya koydu. Baltaş, teknik adamlar ile futbolcuların bakış açılarını, yöneticilerin hedeflerini ve federasyonun işleyişini büyük bir dikkatle analiz etti. İşte Prof. Dr. Acar Baltaş'ın kaleminden çıkan teknik adamlar, futbolcular, yöneticiler, federasyon ve medyanın acı röntgeni. Ardından ise ortaya çıkan sonuç...
ANTRENÖRLER YETERSİZ
Türk futbolunun öncelikli ve en önemli sorunu antrenörlerdir. Türkiye'de profesyonel liglerde takım yönetme yetkisi veren "prolisans belgesine" sahip antrenörlerin hatırı sayılır bir bölümü ancak 'okur yazar' düzeyindedir. En üst düzeydeki takımlardan birinin yardımcı hocasının, kendi yazısını okuyamadığının tanığıyım. Türkiye'de yabancı dildeki literatürü izleyecek eğitim ve dil düzeyindeki hocaların sayısı iki elin parmağını zor bulur. Bu konuda alternatif oluşturacak beden eğitimi yüksek okulu veya spor akademisi mezunu gençler, futbolculuk geçmişi olmadıkları gerekçesiyle, bu ilişki yumağı içinde kendilerine yer bulamazlar.
FUTBOLCULAR EĞİTİMSİZ
Futbolu meslek olarak seçme başarısına ulaşan Türk gençleri, "şöhretli olur ve para kazanırlarsa" hiçbir sorunları kalmayacağına inanır. Esas mücadelenin bu aşamadan sonra başlayacağını bilmezler. Şöhreti yönetmenin, baskı altında performans gösterecek direnci kazanmanın, rakibe saygı göstermenin, duyguları denetlemenin ve futbolun bütün paydaşlarıyla sağlıklı ilişki kurmanın yollarının öğrenileceği yer alt yapıdır. Tamamına yakını eğitimsiz ve dar gelirli ailelerden gelen ve böyle bir hazırlığa sahip olmayan gençlerin, çok kısa zamanda kazandıkları para ve şöhretin altında ezilmeleri kaçınılmaz olmaktadır.
ÇIKARCI YÖNETİCİLER
Futbolu yönetenlerin büyük çoğunluğu yöneticilik pozisyonunu, kendi kişisel çıkarları için araç yapmak veya bilinirliklerini artırmak için kullanırlar. Amaç kısa yoldan başarı kazanmaktır. Bu kişiler kendi işleri için yapmayacakları harcamaları yapar, paraları keyfi bir şekilde harcarlar. İşler içinden çıkılmaz hale gelip; başarısızlık hakemleri, federasyonu veya birilerini suçlayarak örtülemez duruma gelince de bırakıp giderler. Bu yüzden kulüplerde bilinçli yönetici sayısı azdır.
TFF YANLIŞ YOLDA
Futbola yön vermesi, altyapıları desteklemesi, futbolun ülkenin bütününde bilimsel yöntemlerle gelişmesinin sağlanmasından sorumlu olan bu en yüksek organ, varlığını, bir ölçüde birinci ligdeki hakemlerin performansına, esas olarak da A Milli Futbol Takımının başarısına bağlamıştır. Oysa A Milli Takımın başarısı yukarıda çok kısaca değindiğimiz başlıklarda yapılacak düzenlemelerin sonucudur. Federasyona seçilenler, kulüplerin çıkarlarını korumayı misyon edinirler.
YABANCILAR 'DUYGUSAL'
Yabancı oyuncuların Türkiye'ye sadece para için geldiği ve duygusal hiçbir bağ yaşamadıkları açıktır. Bu bağı sağlayacak ilişki çerçevesini oluşturacak yönetim anlayışı henüz kulüplerimize uğramamıştır.
?DERWAL VE MİLNE GİBİ
Türkiye futbol kamuoyu, başarısını en üst düzeyde kanıtlamış dünyanın üst düzey lig ve takımlarında kulüp ve milli takım çalıştıracak hocaları gördüğü gibi, son derece sıradan hocaların da performansına tanık olmuştur. Türkiye'ye gelen hocaların en önemli sorunu kültürel farklılıkları algılayacak entelektüel birikimden ve farkındalıktan yoksun olmalarıdır. Türkiye'ye gönül verecek Jupp Derwal, Gordon Milne gibi hocalar bulmak, özellikle günümüz koşularında, kolay değildir.
YENİKÖY KASABI ÖRNEĞİ ?
Gerek yazılı gerekse görsel medyada, futbolun özüne dönük, dünya futbolunu bilen ve anlayarak yorum yapan, yanlılıktan uzak medya mensubu sayısı bir elin parmağını zor geçer. Dünyanın en iyileri arasında olduğunu kanıtlamış hocaları 'futbolu bilmemekle' suçlar, onların fizikleriyle alay eder (Yeniköy Kasabı) ve kamuoyu böylece, bu kişilerin engin kültürü ile aydınlanmış olur! Bu alanda da ciddi bir eğitim şart gözükmektedir.
SONUÇ: BİLGİSAYARDAN KORKUYORLAR
Başarıya giden kestirme bir yol veya hedefi mutlaka vuracak "sihirli bir kurşun" yoktur. Her sorunun hızlı, kolay ve ucuz bir çözümü vardır ve bu çözüm sonraki daha büyük bir sorunun kaynağını oluşturur. Bugün aramızdaki farkın açıldığı ülkelerin birçoğunda futbol için yazılmış bilgisayar programları kullanılmaktadır. Bu programlar sayesinde bir hocanın kendi oyuncularını, rakiplerinin oyun planlarını ve transfer listelerindeki futbolcuların özelliklerini kusursuz şekilde analiz etmesi mümkündür. Ancak Türkiye'deki antrenörlerin önemli bir bölümü bilgisayardan korktukları için bu programları kullanmaları söz konusu değildir. Bu alanda kendilerine yardımcı olacak kişilerden de rahatsızlık duyar ve onları etkisizleştirirler. Üst düzeyde kulüplerde görev yapan ancak mail adresi olmayan hocalar vardır.

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.