Macera aramasın

Prandelli elindeki adamların ne olduğunu bilmiyor. G.Saray'da üçlü savunma yapacak güç yok. Sneijder'i Pirlo gibi oynatacakmış. İtalya'nın başında Pirlo'yu Pirlo gibi oynattığı zaman ne yaptı ki! Arsenal maçında iyimser düşünmek istiyorum çünkü böyle düşünmediğim zaman karşıma hezimet geliyor

Galatasaray, Sivas'ı yenerek Arsenal maçı öncesi moral buldu. Ama futbol açısından çok da tatmin edici değildi. Sivas'ın kaçan pozisyonları biraz da karşılaşmanın sonucunu belirledi. Galatasaray'ı nasıl buldunuz?
Maçın 10. dakikasında Roberto Carlos eliyle '4' işareti yaptı. 10. dakikada Sivas'ın 4 net gol pozisyonu vardı. Ama Galatasaray'ın bütün maçlarına bak; rakibin girdiği gol pozisyonlarının haddi hesabı yok. Kurtaran ya Muslera ya da adamlar şutu auta atıyor.
Sonra ertesi gün gazetelere bakıyorsun; Galatasaray'ın en iyi oyuncuları Chedjou ve Semih!.. Rakibin pozisyon rekoru kırdığı maçlarda senin iki stoperin nasıl takımın en iyi oyuncusu olabilir? Niye; Chedjou gitmiş kafa vurmuş, gol atmış.
Tam skor yazarı kafası... Chedjou gol attı, onun için notu 8-9. Yuh!..
10. dakikada 4 gol yiyordu Galatasaray! Kimin yüzünden yiyordu o golleri; savunma adamları...
Kimsenin bunlara baktığı yok, kimsenin maça baktığı yok. Onun için de kimse maç değerlendirmesi yapmıyor.
Sivasspor, perişan etti Galatasaray'ı...
BREZİLYA DİYAGONAL OYNUYORDU

Prandelli ilginç kararlara imza attı. Melo'yu stoper, Sneijder'i ön libero, Olcan'ı forvet oynattı. Bu değişiklikler takıma nasıl yansıdı ve ligin ortasında böyle radikal denemeler yapması normal mi?
Prandelli ne yaptığını bilmiyor. Prandelli elindeki takımı, elindeki adamları bilmiyor.
Futbolda bir sistem vardır. Sistem, senin oynayacağın futbolun genel yapısıdır. 'WM oynayacağım' denirdi mesela bizim gazeteciliğe başladığımız yıllarda... 'İki bek, üç haf, beş forvet' bu sistemin adıdır. 'Diyagonal oynayacağım' dersin mesela...
Brezilya'nın ilk Dünya Şampiyonu olan takımının sahadaki yerleşme şekli ve oynadığı futbolun adıdır.
Bu sistemler kendi içlerinde elindeki oyunculara göre ve rakibe göre taktiklere ayrılırlar.
Önemli olan da o... Sistemi herkes bilir. Ben ilkokuldayken biliyordum; WM sisteminin ne olduğunu; iki numara sağ bek, üç numara sol bek, beş numara orta haf, dört numara sağ haf, yedi numara sağ açık, on bir numara sol açık... Ama taktik için futbol zekâsı, bilgisi ve kültürü lazım.
Şimdi; Galatasaray'ı 3-5-2 oynatmaya karar vermiş. Niye 3-5-2 oynatıyor ısrarla ve inatla...
Fatih Terim ve Roberto Mancini'den gelen 4-4-2'yi oynatmamak için 'Ben yeni geldim.
Ben yeni sistemle oynayacağım!'

Yeni bir sistemle oynayacak ama takım ona göre kurulmamış, hazırlık döneminde denenmemiş.
Ona göre elemanın var mı elinde? Semih yalvarmaktan bir hal oldu; 'Dörtlü savunmaya dönelim' diye. Çünkü Galatasaray senelerden beri dörtlü savunma, önünde dörtlü orta saha...
O savunmanın ve dörtlü orta sahanın kanatlarında oynayan adamların ikili hareketleri ile kanat akınları geliştiren ve ortadaki iki santrfor ile gol arayan bir takımdı.
Çok güzel çapraz koşular yapıyordu; Drogba-Burak, Umut-Burak. 'Hayır; ben öyle oynamayacağım' dedi.
Üçlü savunmaya, 3-5-2'ye döndü. Aslında 3-5-2'de değil oynadığı oyun... Olcan da orta sahanın içinde oynuyor. 3-6-1 oynuyor aslında Galatasaray!.. 'Efendim Sneijder'i Pirlo gibi oynatıyor.' Pirlo'yu Pirlo gibi oynattığı zaman ne yaptı ki İtalya'nın başında Prandelli?
Şimdi Sneijder'den Pirlo yaratacak!.. Pirlo gibi bir adamın etrafında İtalyan Milli Takımı varken bir işe yaramayan o oyun düşüncesiyle şimdi Galatasaray yaratacak, Sneijder yaratacak! 'Vay! Ben geldim bak G.Saray ne oldu!'
SEMİH VE CHEDJOU İLE OLMAZ
Galatasaray macera arama yeri değil. Galatasaray'ın elinde şu anda üçlü savunma yapacak güç yok! Bu kadar çok bireysel hata yapan Chedjou ve Semih ile üçlü savunma yapılmaz. O ikili oyunlar bittiği için kanat akını da yapamaz oldu.

Bütün bu kafa karışıklığının ertesinde zorlu bir Arsenal maçı var. Bütün bunların toplamı nereye çıkar?
Mümkün olduğu kadar iyimser olmaya çalışıyorum.
1- Arsenal iyi durumda değil.
2- Galatasaray'ın Avrupa maçlarında bir geleneksel değişik oynama alışkanlığı var.
Bütün iyimser olma çabalarımla böyle düşünmeye çalışıyorum. Çünkü böyle düşünmediğim zaman karşıma bir hezimet görüntüsü geliyor.

***
HAKEMLER EYYAM YAPMAYA MECBUR


Beşiktaş, Olimpiyat Stadı'nda Eskişehirspor ile 1-1 berabere kaldı. Maç sonunda Ertuğrul Sağlam'ın hakemlere yönelik isyanı vardı. 'Sayılmayan gollerinin ofsayt olmadığını aslında Beşiktaş'ın golünün ofsayt olduğunu' söyledi. Hakemler mi sonucu belirledi?
Ertuğrul Sağlam başka bir dünyada yaşıyor herhalde! Hakemler; sırasıyla Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ı tutmaya devam edecekler.
Çünkü maç başına aldıkları para 5 bin 700 lira... 'Ayda 5 bin 700 lira alanlar el kaldırsın' desek Türkiye'de 70 milyon kişinin parmağı oynamaz yerinden...
25 yıllık devlet memurunun alamadığı parayı bir buçuk saatte alan adam, bu parayı kaybetmemek için her türlü eyyamı yapacaktır.
Deniz Çoban'ı gördünüz. Deniz Çoban gelsin benimle seyretsin; kart çıkardıktan sonra Caner'in yaptıklarını...
Caner'e ikinci sarıdan kırmızı çıkarabildi mi? Atamaz! Atamaz! Akhisar'da atamayan Saracoğlu'nda hiç atamaz. Çünkü atsaydı ve o maç gene 2-0 bitseydi; Deniz Çoban'ın üzerine yıkılacaktı mağlubiyet... Deniz Çoban da 6 hafta maç alamayacaktı.
5 bin 700, 5 bin 700, 5 bin 700... Say bakalım üst üste... Hakemler bu eyyamı yapmaya mecbur ve mahkum...
Ertuğrul hocanın borusunun öteceği bir tek yer var; Eskişehir. Eskişehir'de hakem biraz dengeli yönetir.
Eskişehir-Fenerbahçe, Eskişehir-
Beşiktaş, Eskişehir-Galatasaray maçlarını...
O kadar!.. Fazlası değil. Hakemlerimiz bu arkadaş!.. Günün birinde yürekli bir hakem çıkar da eyyam yapmadan maç yönetirse başına neler geleceğini de göreceğiz.
***
YAPILACAK TEK İŞ VAR

Emre'nin tepki gösterdiği Emenike'nin Akhisar'da yedek kalması salt performansıyla mı alakalıydı?
Fenerbahçe dedikodu yatağı bir kulüp haline geldi. Fenerbahçe'de artık her şey dedikodu olacak. Emenike'yi ilk 11'de oynatsaydı yine dedikodu olacaktı. Oynatmadı yine dedikodu oldu.
Maç boyu kadroya almasa dedikodu olacaktı.
Aldı gene dedikodu olacak. Burada önemli olan Fenerbahçe'nin bu hale gelmiş olması...
Bu halden nasıl çıkar: Aziz Yıldırım, teknik direktörcülük oynamaktan vazgeçer ve herkesin saygı duyacağı, kabulleneceği birini kulübün başına tek otorite olarak getirirse...
Kendisi de gerçekten takıma müdahale etmez, devre arasında, maç sonunda soyunma odasına girmezse, Samandıra'da antrenmanlara gitmez, kulübü yönetirse hem kendi karlı çıkar, hem de Fenerbahçe...
Şimdi; Fenerbahçe 48. dakikada 2-0 mağlup...
48. dakikadan itibaren Fenerbahçe'de yapılan değişiklik sayısı iki... İsmail Kartal hamle yapmıyor.
Maçı kazanmak isteyen, puan kazanmak isteyen antrenör hamle yapar. Webo'yu çıkartır, yedek kaleciyi koyarsın! Ama denersin.
48. dakikada Fenerbahçe 2-0 mağlup, sadece iki hakkını kullanıyor!
SORUN ORTA SAHADA DEĞİL

Üstelik sahada Sow ve Webo varken, bir de Emenike'yi oyuna sokuyor. Beş santrfor ile oynasan ne olacak; ileriye top gitmedikten sonra... Sorun orada değil ki!..
Yedek kulübesine de bir süre savunma adamı yığmış.
Kuyt iyi oynamıyor ama kim iyi oynuyor ki! 2-0 mağlupsan Kuyt'ın yaratabileceği bir mucizeye ihtiyacın var. Bir adam eksiltir, bir şut atar, bir pas atar. Her an bir şey yapabilecek bir adam... Sen onu kenara alıyorsun; inanamadım!
Fenerbahçe kenardan olabilecek en kötü şekilde yönetildi. Kimse kenarda ki!.. İsmail Kartal mı, Aziz Yıldırım mı!..

***
GEKAS LÜKS BIR GOLCÜ


Gekas, attığı gollerle Fenerbahçe'yi yıkan isimdi. 2009'dan bu yana Türkiye'nin Burak'tan sonra en golcü ismi ve şu an da ligdeki 15 takımdan fazla gol atmış (6) durumda... Gekas'ın golcü özelliklerini nasıl değerlendiriyorsunuz ve büyük takımlarda oynayabilir mi?

Gekas'ta golcü vasıfları var.
Doğru yerde bulunuyor, doğru ataklar yapıyor. Doğru koşular yapıyor, doğru feykler atıyor. İkinci golde Bekir'e attığı feyk olağanüstü güzeldi.
Kaleye doğru koşar gibi yapıp, Bekir'i kaleye doğru yöneltti. 'Tak' diye durdu ve iki adım geride kalınca penaltı atar gibi bomboş attı golü... Orada resmen feyk attı, çalım atmadı. Sahte koşu ile aldattı Bekir'i...
34 YAŞINDA 60 DEPAR ATAMAZ
Yaşı o kadar önemli değil... Didier Drogba kaç yaşında; Chelsea'de oynuyor. İyi futbolcu için 34; olgunluk yaşıdır.
Kendini ekonomik kullanırsan takım da seni taşırsa ayakta kalırsın.
Mustafa Reşit Akçay'ın çok önemli bir lafı var: "Biz Gekas'ı taşıyoruz, o da bizi taşıyor."
Çünkü Gekas deparların dışında oyunda yok. 34 yaşında da 60 tane depar atamazsın. Bir depar atacaksın, 5 dakika dinleneceksin ve bir depar daha atacaksın.
AKHİSAR İÇİN İDEAL
Fenerbahçe'ye karşı oynarken Akhisar'ın 80 dakika 10 kişi mücadele etmeye tahammüllü olması lazım. Bu da geri kalan 10 kişinin koşmasıyla mümkün...
Adamın söylediği laf bu... "Biz Gekas'ı taşıyoruz ama o da bizi taşıyor.
Attığı 10 depardan ikisini gole çeviriyor.
O zaman ileride dursun" diyor.
Bu tip oyuncular; küçük takımların, büyük oyuncularıdır. Aynı başarıyı büyük takımda göstermez. Türkiye'de bu çok denendi. Bir defa fiziği santrfor olmaya müsait değil.
Ayrıca hiçbir büyük takımın, 'Sen burada dur. Biz 10 kişi oynayalım' diyecek lüksü yok.
Akhisar kendi oyun yapısı içinde akıllı bir transfer yapmış.

RÖPORTAJ: BÜLENT CAN

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.