Derin Federasyon!

Kemal Ulusu çağırdı, Alp, Okçuoğlu ve Sarvan toplantıya gitti. Eski başkan Ulusu ile Yıldırım Demirören mahkemelik. Toplantı niçin yapıldı, nasıl sonuçlandı?

Geçtiğimiz günlerde ilginç bir toplantı yapıldı. Daha evvelki federasyonda danışmanlık yapan, eski futbol federasyonu başkanı Kemal Ulusu'nun öncülüğünde ve kılavuzluğunda eski hakemler toplanıyorlar. Zekeriya Alp, Yüksel Okçuoğlu ve Oğuz Sarvan'ı çağırıyorlar. Bu üçlü de tıpış tıpış onların ayağına gidip, karşılarına oturuyor. Bir müddet sonra hesaplaşmalar başlıyor. İleri-geri konuşmalar oluyor.
Sana hesap vermem!
Eski hakemlerden Taner Yalçındağ, Zekeriya Alp'e hesap soruyor. Zekeriya Alp de sinirlenip, "Sana mı soracağım" diye tepki gösteriyor. Ve daha sonra bu üçlü aniden toplantıyı terk ediyor. Soruyorum size: Neden gittiniz, neden terk ettiniz? Kemal Ulusu şu andaki futbol federasyonu başkanı Yıldırım Demirören ile mahkemelik. Zekeriya'nın, Oğuz'un ve Yüksel'in bunu atlaması mümkün değil. Demek ki bu üçlü federasyon başkanını da sallamıyor. Bu alem artık menfaat alemi oldu. Federasyona kitap satarsan o federasyon iyi. Federasyonda öyle veya böyle görev yapıp para alırsan o federasyon iyi. Bunların hiçbirini yapmazsan o federasyon kötü. Yıldırım Demirören de bazılarına görev verseydi onlar açısından bu federasyon çok iyi olacaktı.
TOP TOPLAYICI MÜHENDiSLiĞi!
Şimdi size bir başka olay daha yazayım. Bunu çözecek olan şahıs futbol federasyonu temsilcisi. Yani futbol federasyonunu temsilen maçta görevli olan şahıs. Bazı takımlar sahalarında oynarken top toplayıcı çocukları çok güzel eğitiyorlar. Mesela nasıl? Ev sahibi takım 1-0 galip. Hiçbir şekilde bu top toplayıcılar topu yakaladıkları yerden kendi futbolcularına atmıyorlar. Ağır ağır giderek topu futbolcuların ellerine veriyorlar. Peki rakip takımın futbolcularına ne yapıyorlar? Onlara daha da ağır hareket edip topu gidip yanlarına koyuyorlar. Dikkatle izleyin bunu özellikle yapan takımlar var. Dikkatle izlerseniz görürsünüz. Bakınız top toplayıcı deyip geçmeyiniz. Maçın tamamından en az 5 dakika götürürler. Eee peki FIFA o zaman 4 adım kuralını niye getirdi? Topun oyunda daha fazla kalmasını sağlamak için değil mi? Hadi temsilciler bu işten anlamıyorlar diyelim, siz de hakem olarak çözemiyor musunuz? Daha federal hakemler olsa bu olaylar olmazdı.

MHK'YE iKi SORU

Kasımpaşa-Beşiktaş maçı yankıları hâlâ sürüyor. Herkes ahkam kesiyor. Arkadaşlar bir defa daha tekrarlamak istiyorum. Hani "Söz uçar, yazı kalır" derler ya. Buradaki olayın püf noktası şu. Kasımpaşalı oyuncu topu rakibin önündeki topa attığındaki zaman önemli. Top topa değdikten sonra düdük çalınmışsa kural ihlali var. Yok daha önce çalınmışsa herşey normal. Burada tabii değişik boyutlar var. Öncelikli boyut, Zekeriya Alp'in acemiliği. Zekeriya Alp kuralların tamamını bilmeyebilir. Çünkü Türkiye'deki oyuncuların çoğu kural bilmiyor. Ben yetkili olsam futbolcular profesyonel lisans almadan evvel onları imtihana sokarım. Böyle bir ortamda Zekeriya Alp imtihana girse acaba 20 sorudan kaçına doğru cevap verebilir? Biz yine dönelim maça. Burada MHK'ya iki net sorum var:
1- 4. Hakem ikinci top sahaya girdiğinde hangi noktada ve zamanda maçın hakemini telsizden uyardı? (Çok önce uyardığı haberini aldım)
2-Maçın hakemini apar topar Trabzon'dan niye çağırdınız? a- Raporları mı değiştirdiniz? b- Görüntüleri mi tartıştınız? c- Hakem, gözlemci ve MHK olarak aynı dilde konuşmak için karar mı aldınız? Bunlara cevap verirseniz sevinirim.
Bedava oyuncu almam!
Mevlüt Erdinç, Tolgay Aslan, Kerim Frei, Olcay Şahan, Hakan Çalhanoğlu, Sercan Sararer, Ömer Toprak, Gökhan Töre, Cem Karaca. Bu yazdığım futbolcuların hepsini menajerler geçtiğimiz iki yıl içinde yani 2011'den itibaren G.Saray yönetimine 'altın tepside' sundular. Bu futbolcuların hepsinin kulüpleriyle konuşuldu ve anlaşıldı. Ama Fatih Terim bunların hiçbirini istemedi. Aynı Fatih Terim 2 sene sonra bütün bu oyuncuları milli takıma çağırdı. O zaman 2 lira olan bu oyuncular şimdi 8'er lira oldular. G.Saray yönetiminin iddiası
böyle. Bakalım bu konuya Fatih hocam nasıl bir açıklık getirecek.
OLAY ZEMiNDE DEĞiL KAFADA
Hıncal Uluç 19 Mayıs Stadı'nın zemini suni çim yapıldığında bunun ne kadar faydalı olduğunu, Türkiye'de bu sahaların artması gerektiğini ve bu işlere imza atanların muazzam işler yaptığını üstüne basa basa yazmış ve söylemişti. Ben de tam tersini yazmıştım. Hatta çarpıcı olsun diye bir benzetme de yapmıştım. "Suni çimde top oynamak şişme kadınla yatmaya benzer" diye. Bu sahalarda maç yapan hangi futbolcu ile konuşsam, maçtan sonra tabanlarının yandığını, adalelerinin inanılmaz şekilde tepki gösterdiğini söylediler. Bırakın futbolcuları ben bile halı sahada top oynarken zorlanıyorum. Çünkü bu zeminler futbolcu sağlığı açısından da son derece tehkikeli. Hıncal o zamanlar, "Dünyanın her yerinde bu sahalar var" dedi. Var ama nerede var? Kutuplara yakın yerlerde, ekvatora yakın yerlerde. Yani sıcağın ya da soğun anormal olduğu ülkelerde. Almanya bizden daha sıcak bir ülke değil. Sahaları çok güzel. Fazla uzağa gitmeyin, Ankara 19 Mayıs Stadı'nın zemini suni çim yapılmıştı. Benim de içinde bulunduğum tartışmalardan sonra suni çim kaldırıldı. Şu anda normal çim var. Aralık ayının sonundayız. 19 Mayıs Stadı'nın zeminine G.Birliği oynarken bir bakın. Halı gibi ve yemyeşil. Türkiye'de olay zeminlerde değil, kafalarda. Veya saçma sapan işler yapıp kolaydan para kazanmakta.
EY SENi CERRAHPASA!
Geçen hafta Cerrahpaşa Hastanesi ile ilgili hırsızlık olaylarını yazmıştım. Cerrahpaşa Hastanesi yetkililerinden tık çıkmadı. Bu şunu gösteriyor. Profesörler paralarını almaya devam etsin, döner sermaye hep onlara doğru dönsün, milleti de döner gibi kessinler. Yeter ki büyük büyük profesörlerimiz zavallı hastaların paralarını alsınlar. Çünkü soyulma işlemleri özel odalarda yatan hastalara oluyor. Profesör beyler 400-500 TL özel muayenehane parası alırken hastanelerde 3-5 TL'lik kamera sistemini kurmuyorlar. Ve hastaneleri eşkıyalara teslim ediyorlar. Bakalım bu sefer Cerrahpaşa'dan bir tepki gelecek mi? Yoksa diyecekler mi "Bizim adımız zaten Cerrahpaşa. Biz adamı paşa paşa keseriz" mi diyecekler!
Küfürü hak ediyor!
Bülent Tulun G.Saray otobüsünün sağ tarafına oturdu diye bazıları tarafından amigo taraftarlara küfür ettirildi. Ama o küfür eden özel (!) amigo taraftarlar Sneijder gol attıkça, Drogba gol attıkça kendilerinden geçiyorlar. "Büyük G.Saray" diye bağırıyorlar. Aslında Bülent Tulun bu küfürleri hak ediyor! Hem de fazlasıyla. Çünkü Drogba'nın da, Sneijder'in de, Mancini'nin de G.Saray'a gelmelerinde en büyük rolü oynayan adam. Bazı şeyleri iyi yapacaksın ki küfürü hak (Bazıları istedi diye) edesin.


DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.