Ispat etmek zorunda

İrfan Aktar'ın sözünden daha ağır bir itham bu... Aziz Yıldırım, 'manipülasyon' iddiasını ispat edemezse Fenerbahçe'nin Aktar'ı hedef alan açıklamasındaki ithamlara maruz kalır... Aysal başkan olduğundan bu yana ortamı germemeye uğraşırken, Yıldırım tersini yapıyor. Çünkü kendisini merkezden atmaya, dikkatleri başka yere çekmeye uğraşıyor

* Fenerbahçe Başkanı Azizi Yıldırım, isim vermeden Galatasaray'ı hedef aldı ve borsada manipülasyon yaparak pırıltılı transferler yaptığını ileri sürdü. Bu çok ciddi ve mutlaka araştırılması gereken bir iddia değil mi?
Aziz Yıldırım saldıracak yer arıyor ki gündem değişsin, gündem kendisi üzerinde yoğunlaşmasın.
Her sahada, kendi taraftarı tarafından yuhalanıyor Aziz Yıldırım... Voleybol maçında, basketbol maçında, futbol maçında, havaalanında, yolda giderken... Demokles'in kılıcı gibi Yargıtay'daki karar hayatını bitirebilir, bekliyor. Bunun için o 'Üstüme gelmesinler' diyerek önüne gelene saldırıyor.
Aziz Yıldırım benim için muhatap dahi değil. Bu ülkede Yargıçlar var, bu ülkede Sermaye Piyasası Kurulu var. 'Manipülasyon yapmak' dünyanın en ağır suçlarından bir tanesi...
İrfan Aktar'ın, "Sneijder'in transferi sırasında Fenerbahçe müdahalede bulundu" lafından bin misli daha ağır bir itham bu... Asıl bunu kanıtlamayan, Fenerbahçe'nin o Aktar'ı hedef alan açıklamasındaki bütün ithamlara maruz kalır.
Hani, 'Şerefliysen, şuysan, oysan' diyor ya onların hepsini ben şimdi Aziz Yıldırım için söylüyorum. Bu manipülasyonu kanıtla, Ünal Aysal hapse girsin. Bütün Galatasaray yönetimi hakkında dava açılsın. Kanıtla... Yoksa ortaya, 'O manipülasyon yaptı, bu şunu yaptı' diye çıkma...
Senin hakkında mahkeme kararı olmasına rağmen "Şike" diyenlere kıyameti koparıyorsun.
Daha onanmadı belki ama mahkeme kararı var, 'Aziz Yıldırım şike yaptı' diye...
Mahkumiyeti var, hapis cezası var.
Buna rağmen ben, konu açıldığı zaman, "Yargıtay'ın kararına kadar Aziz Yıldırım benim için masumdur" diyorum. Hukuk mantığı bunu gerektirir. Hukuk bunu gerektirir.
Aziz Yıldırım için kullanabileceğimiz en ağır laf, 'Şüpheli...' Şüpheli olduğuna dair kuvvetli kanıtlar var, çünkü mahkeme mahkum etmiş.
Ama o mahkumiyet onaylanmadığı sürece, 'Aziz Yıldırım şikecidir' dersen hukuka aykırı düşersin.
* 'Manipülasyon' iddiasında olduğu gibi o zaman...
Manipülasyon dünyadaki en ağır suç...
Ünal Aysal, Türkiye'yi bırak, dünyada ticaret yapamaz hale gelir. O kadar ağır bir suç... Açın okuyun, ceza kanunlarını...
Bu böyle kahve ağzıyla, okey atarken, konuşulacak bir laf değil. Aynen böyle konuşuyor Aziz Yıldırım...
Ondan sonra Galatasaray hakkında bildiri yayınlıyorlar. "Şerefliysen, onurluysan, haysiyetliysen, adamsan..." diye... Hadi buyur...
Aynı... Fenerbahçe açıklamasında ne dediyse, Galatasaray'ın yerine, 'Fenerbahçe' yazıyorum, İrfan Aktar'ın yerine de 'Aziz Yıldırım' yazıyorum. Hadi bakalım...
* Fenerbahçe yönetimden gelen bu sert çıkış ve iddialara karşı Galatasaray yönetimin tavrı ve yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Galatasaray başından beri ortamı germemeye uğraşıyor. Ünal Aysal, Galatasaray Başkanı olduğundan bu yana her konuda, ortamı germemeye uğraşıyor, Aziz Yıldırım da germeye uğraşıyor. Çünkü Aziz Yıldırım, kendisini merkezden atmaya uğraşıyor. Dikkatleri başka yere çekmeye uğraşıyor. Bu olaya has bir şey de değil.

BİLETLERİ SATIYORLARDI
* Son günlerde Yıldırım ile Fenerbahçe taraftarlarının bir bölümü arasında da sıkıntılar yaşanıyor. Şike sürecinde tam destek veren taraftar desteğini çekiyor mu yoksa altında başka hesaplar mı var
?
Fenerbahçe taraftarı iki grup... Genç Fenerbahçeliler başından beri Aziz Yıldırım'a karşı... Karşı olmalarının sebebini de ben şöyle tahmin ediyorum: Bu holiganlar ve onların tribünlerdeki gruplarını, kulüpler, kulüp başkanları, hepsi, istisnasız, bedava verdikleri biletlerle desteklerdi. Amigoluk geçim yolu haline gelmişti.
Verilen diyelim 300 tane bileti alıyor, karaborsada satıyor ve o parayı paylaşıyorlar, o 300 kişi de kapılardan bedava sızıyor. O zamanlar merdivenler yok. "Ayağa kalkmayan..." tezahüratı niye Türk tribünlerinden çıktı?
Çünkü oturduğun zaman bedava giren adam belli olacak. Herkesin yeri var. Herkes ayakta durursa 300 adamı tribünde saklayabilirsin.
Alp Yalman, Galatasaray Başkanı'ydı. Galatasaray taraftarları, İzmir ve İstanbul'da iki kere saldırdılar. Ben ikisinde de yanındaydım Alp'in...
O zaman maç İnönü Stadı'nda oynanıyor, maçın çıkışında bekliyorlarmış, İstanbul Emniyet Müdürü'ydü o zaman, Mehmet Ağar haber almış saldırıyı, onun sayesinde Alp'in canı kurtuldu. Galatasaray taraftarlarının elinden!.. Ama Galatasaray taraftarı değil onlar... İzmir'e gelenler, Alp'e, 'Otobüs kaldırmadın, bize harçlık vermedin' diyordu.
Önce Efes Oteli'ndeydik, orayı bastılar, sonra stadyumun önünde beklediler.
Alp, zerre koklatmıyordu ve kötü başkan oldu.
Şimdi aynı şeyi, Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'de yaptı. Merdivenler başta olmak üzere devletin kararları da bunu destekleyince, bu defa bileti satmak için değil, kendileri için istediler, vermedi. 'Fenerbahçe taraftarıysanız, Fenerbahçe'ye katkıda bulunacaksınız. Fenerbahçe'den avanta sağlamayacaksınız' dedi. Bunun üzerine birtakım amigolar ve grupları, Aziz Yıldırım'a düşman oldu.
Ben Fenerbahçe'nin içinde değilim, Fenerbahçe muhabiri de değilim. Ama bu gözü kara Fenerbahçe düşmanlığının altında maddi menfaatlerin yattığını düşünüyorum.
Şimdi bu düşmanlar, şike davası sırasında ses çıkarmadı.
Fenerbahçe birlik içinde, Fenerbahçe dayanışma içinde, Fenerbahçe tek vücut... Basın da bunu çok destekliyordu. Gördüler ki orada herhangi bir protesto eylemi geri tepebilir.
Düşünün, Alex tepkileri bile bireysel tepkilerdi, toplu değildi. Yoksa o Genç Fenerbahçeliler, Alex döneminde bitirirlerdi Aziz Yıldırım'ı...
Ne zaman ki bu işler bitti, şike hikayeleri söndü, Aziz Yıldırım yine Fenerbahçe'nin başına döndü ve yine "En-el Hak, en büyük benim" dedi işler değişti. Öyle demedi mi arabasının içinden taraftarlara!.. "Boşuna uğraşıyorsunuz, Fenerbahçe'de ben ne dersem o olur!" demedi mi?
Onun için şimdi saldırıyorlar. Ama bu Fenerbahçe'nin işleyişi ile ilgili bir muhalefet değil, sahada aldığı sonuçlarla ilgili de bir sonuç değil.

FUTBOLU UNUTTURMUŞ
Fenerbahçe'nin Türkiye Kupası'nı kazandığı maçın sonunda, Aziz Yıldırım yine protesto edildi. Yani 'Fener, kazansa da kazanmasa da bizim hedefimiz Aziz Yıldırım...' Neden?
* Fenerbahçe, Mersin'de kazandı ama beklentileri fazla da karşılayamadı.
Fenerbahçe bu kadar kötü bir Mersin'in üzerinden silindir gibi geçemiyorsa, geçmek bir yana, Nobre de sakatlandıktan sonra Aykut Kocaman durmadan hücum adamlarını çıkarıp, savunmaya yönelik tedbirler alıyorsa ben de o galibiyetin sonunda utanırdım. 'Ne hale düşmüş Fenerbahçe' diye...
Giray Bulak, Mersin'e futbol oynamayı unutturmuş. Hiçbir şey yapmıyorlar. Ne hırs var, ne gayret var, ne de başka bir şey var!
Sen bu kadar kötü bir Mersin'den nasıl korkarsın?
Fenerbahçe'sin sen... Ölün yeter... Nitekim ölüsü yetti Fenerbahçe'nin... İki adam, Sow ile Webo bütün maçı götürdüler. İki kişi...
3 puanı Fenerbahçe'ye getirdiler. Onun dışında Fener'de futbolun f'sini oynayan yoktu.
* * *
TAHKiM KURULU'NDA HUKUKCU VAR MI?
Melo kararının ardından Tahkim hâlâ görevde ve bu yüz karası karara basının sesi çıkmadı. Niye; çünkü Tahkim'in iki kararı da F.Bahçe'nin lehine... 'Suçsuzluğunu kanıtlamak' Hitler Almanyası'nda var
* Meireles'in 11 maçlık cezasını 4'e düşüren Tahkim Kurulu'nun Melo'nun 4 maçlık cezasını onamasını doğru buluyor musunuz?
Bu karar Türk medyasının halini bir kez daha gözler önüne serdi. Tahkim Kurulu bugün görevde hâlâ... Böyle bir yüz karası karardan sonra basının sesi çıkmadı. Niye; çünkü Tahkim Kurulu'nun iki kararı da Fenerbahçe'nin lehine...
Lig TV'den gelen görüntüler de Meireles'in ağzından çıkan tükürükler görüldüğü halde 'Onlar tükürük değil, sıvıdır' diyor, yine aynı Lig TV'nin görüntülerinde, Melo'nun ağzından hiçbir tükürük çıkmadığı çok net görüldüğü halde, 'Melo suçsuzluğunu kanıtlayamadı' diyor! 'Suçsuzluğunu kanıtlamak' 20. yüzyılda, 'eski yüzyıllarda' demiyorum, 20. yüzyılda, sadece Hitler Almanya'sı ve Stalin Rusya'sındaki hukukta var. Modern hukukta, çağdaş hukukta, günümüz hukukunda, demokratik hukukta, suçluluğu kanıtlanır insanların ve o suçluluk kanıtlanana kadar insanlar masumdur.
Tahkim Kurulu'nda hukukçu olan var mı?
Var. Hepsi hukukçu, bu nedenle oradalar...
Ama seçimden sonra Şekip Mosturoğlu, Aziz Yıldırım'a ne diyor; "Tahkim'de 6-1'iz başkan..."
Bugüne kadar lafın, Aziz Yıldırım ya da Şekip Mosturoğlu tarafından tekzip edildiğini duydunuz mu? Defalarca yazıldı, defalarca söylendi.
LİG TV PROGRAM YAPMADI
İşte Tahkim'de 6-1 olursa, bu karar böyle olur. Geçen hafta, daha Galatasaray, Tahkim'e gitmeden ben ne dedim; "Tahkim Kurulu istifa etmeli. Çünkü hakem raporunu hiçe sayıp arka arkaya iki defa PFDK'nın kararını bozarlarsa, Türkiye'de hakemlik müessesesi biter.
Kararı onaylarsalar bu defa da kendi kendilerini inkar etmiş duruma düşerler. Yani verecekleri karar, onay da olsa, bozma da olsa, Tahkim Kurulu'nu bitirir. Bitmeden evvel istifa etsinler" dedim.
Adamlarda zerre yüz yok. 'Ben yaptım oldu' dediler, Meireles'i serbest bıraktılar, Melo'yu mahkum ettiler ve Türk spor medyasının sesi çıkmadı! Bu olay İtalya'da olsaydı, Fransa'da olsaydı manşetlerden inmezdi.
L'equipe'in birinci sayfasında başka bir şey olmazdı. İngiltere'de olsaydı. Ama olmaz çünkü orada medya var, orada medya olduğu için böyle kararlar olmaz.
Biz de Fenerbahçelilik bir, balık hafızalı olmak iki. Lig TV'nin elinde bütün görüntüler var. Niye Şansal (Büyüka) kardeşim böyle bir program yapmadı mesela, beni de çağırıp!.. 'İşte Meireles'in görüntüleri, işte Melo'nun görüntüleri, işte bu görüntülere dayanarak Tahkim'in verdiği A kararı ve Tahkim'in verdiği B kararı... Ne diyorsun Hıncal Uluç?
Ne diyorsun Şekip Mosturoğlu, Fenerbahçeli, ne diyorsun Ali Dürüst, Galatasaraylı?' Hadi bir yapsın bakalım!
Elinde görüntü olan bir yayın kuruluşu bunu konu yapmazsa eğer neyi konu yapar!..
Bütün Türkiye nefesini kesip ekranın başında beklemez mi? 'Meireles ve Melo olayını Lig TV bütün görüntüleriyle tartışıyor.' Ama tartışmaz! Fenerbahçe'nin işine gelmeyen hiçbir olayı Lig TV tartışmaz.
Geçen hafta açık davet yaptık, ne oldu? "Egemen'in görüntülerini bir görelim" dedik.
Ondan sonra "Bizden kimse görüntü istemedi, isteneni gösteriyoruz" diyor Şansal Büyüka!
Demek ki Hıncal Uluç, Lig TV için hiç kimse.!

BAŞBAKAN'IN SAYESİNDE
Fenerbahçe Stadı'nda kadınların hiçe sayıldığı gibi Şansal kardeşim de Türkiye'nin en büyük gazetelerinden birinde ve de Türkiye'nin bir haber televizyonunda gazetecilik yapan Hıncal Uluç'un sorularını hiçe sayıyor.
Ama hayır, verecek cevabı yok. Verecek cevabı yok!
Çünkü Lig TV, Fenerbahçe'yi hafif tertip eleştirdiği zaman Fener stadında başına gelenleri biliyor. Koridorlara sokulmadılar, elektrikler kesildi, kameraların kabloları kesildi. Ne oldu! Lig TV'yi savunan çıktı mı?
Fenerbahçe'ye, Aziz Yıldırım'a 'Ne yapıyorsun sen Allah mısın!' diyen çıktı mı?
O zaman da Şansal mecburen kendi kaderini çiziyor. 'Ben de o zaman mecburen tutacağım' diyor. Bu da tabii benim Fenerbahçeli medyamın şiddetle hoşuna gittiği için herkes susuyor. Alan razı veren razı...
Lafa gelince 'zaaart' ifade özgürlüğü! Hangi ifade özgürlülüğü? İfade özgürlüğü sadece Fenerbahçe lehine vardır ya da Aziz Yıldırım!
Çünkü 'Fenerbahçe' demek 'Aziz Yıldırım' demek.
Başbakan diyor ki "Kişileri ve kurumları ayırt etmek lazım."
Aziz Yıldırım diyor ki "Hayır, ayıramazsınız.
Fenerbahçe demek ben demek" diyor! Buna dahi itiraz etmedi Fener medyası... Başbakana karşı çıkan... O Başbakan ki Fenerbahçe'yi kurtardı. Platini'yi dahi ikna ederek... "Aziz Yıldırım ayrıdır, Fenerbahçe ayrıdır.
Buna kızıp Fenerbahçe camiasını cezalandırmayın" dedi hem içeride hem dışarıda ve de başardı.
Fenerbahçe bugün Avrupa'da oynuyorsa, Fenerbahçe bugün Türkiye Süper Ligi'nde oynuyorsa Başbakan'ın sayesinde...
Röportaj: Bülent CAN


DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.