Başarının anahtarı

1- Sempati ve antipatilerinin takıma yansımasından vazgeçecek ki futbolcu adil olduğuna inansın. 2- Kendini kanıtlama çabasını bırakacak

* Manchester maçı ile devam edecek olursak... Galatasaray her şeye rağmen çok önemli bir galibiyet aldı. Ama Braga maçı bu maçtan da zor olacak gibi... Galatasaray'ın son maçtaki şansını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Fatih Terim iyi yolda olduğunu gösterdi.
Bu maçı kazanmakla çok iyi bir iş yaptı. Ama; 1- Abartmasın. Bu Manchester'ı yenmek marifet değil.
Bu maçı kazanarak Galatasaray, Avrupa'da kalmayı garantiledi. Ama Avrupa'da ama Şampiyonlar Ligi'nde...
Önemli olan bundan sonra ne yapacağı...
Manchester karşısında oynadığı futbolla Braga'da maç kazanamaz.
Bunu bir defa bilecek.
2- Kaybettiği adamları yeniden kazanacak. Çağlar'ı kadroya almış, hoşuma gitti.
Ancak bu kadroda asıl olması gereken Sabri... Elmander'i çıkarttığı zaman gole yönelik bir değişiklik yapmıyor. Belli... Öyle olsa Umut'u sokar, Umut-Burak ikilisi ile oynar.
Elmander'i çıkarıp, geriye dönük bir adam, Engin'i koydu.
İTALYA'DA HÂLÂ EFSANE
Engin geçen hafta felaket bir haldeydi. Orada her zaman oynamaya hazır, tecrübesi, deneyimi ile bir adam var; Sabri... Sabri kadroda yok.
Yekta bile değil, fiziği kuvvetli, savaşçı bir adam lazım oraya... Çünkü karşında genç bir takım var.
Cambazlıklar yapan Manchester yok. Fiziği ile oynayan bir takım var.
Sana aynı fizikle cevap verecek ama tecrübeli ama Galatasaray'ı yaşamış bir adam lazım; Sabri... Baktım kadroda yok.
Bunları yeniden kazanması lazım.
Eboue ile sağ bek gitmez. Eboue'nin karşısında oynayan herkes milli oluyor!
Hatırlarsın geçen sene bu Belediye maçından sonra "Bu Doka'ları, Webo'ları Belediye buluyor, Galatasaray bulamıyor' demiştim sana... Nerede o Doka'lar, Webo'lar? Galatasaray'ın karşısında oynadıkları zaman herkes kahraman oluyor. Eboue'ye karşı kim oynarsa, herhangi bir hızlı adam efsane olur. Rooney oynasaydı, görürdük.
Onun için Sabri'yi hazırda tutmak zorunda... Hatta milli takımda olduğu gibi Hamit'i sağ beke düşünüp Eboue'yi ileriye düşünmek zorunda... Ama ille kafasındaki fikri sabit, 'Ben Eboue'nin nasıl bir bek olduğunu dünyaya kanıtlayacağım.' Ya hocam niye kanıtlama ihtiyacı duyuyorsun bir şeyi! Kendine güveni olmayan bir adam kanıtlama ihtiyacı duyar.! Sen dünyaya kendini kabul ettirmiş bir adamsın! Hâlâ adın İtalya'da efsane...
Hâlâ Milan'ın başı derde girince Fatih Terim adı ortaya atılıyor. Neyi, kime kanıtlıyorsun? Niye böyle bir şeye gerek duyuyorsun!
Eboue bek değil. Bu kadar yavaş bir adamdan bek olmaz. Bu kadar kırılgan bir adamdan bek olmaz. Yine habire yere atıyordu kendini... Orta sahanın sağında oynar, bitti. Çok iyi ileri çıkıyor, çıktığı zaman da kalıyor.
Eboue geri gelene kadar dört akın yapıyor rakip takım! Ancak geliyor yerini alıyor. Neyi kanıtlıyorsun bana?
Kanıtlamak istiyorsan; Eboue'nin en iyi oynadığı maçı bul, seç... Çağır beni, 'Gel bakalım Hıncal efendi, gör bakalım Eboue nasıl' de, göreyim!
Hadi bir göreyim; sağ bek olarak!
GÜNEŞ, OLCAN'I KAZANDI

Sağ açıkta çok iyi işler yapacağına inanıyorum adamın... Futbolu biliyor çünkü... Yetenekleri de var ama hızlı değil. Fiziği de yeterli değil. Elli metrelik bir koridoru oynar ama doksan metrelik bir koridor ona çok geliyor.
Onun için Fatih Terim'in elindeki 22 kişinin 22'sini de hazır tutması lazım. Bunun bir tek yolu, adil olmak. Futbolcu hocasının adaletine inanacak.
Olcan, Trabzonspor'un yıldızıydı, dökülmeye başladı, 'Benim burada ölüm oynar' düşüncesiyle... Şenol Güneş 'tak' diye iki hafta kenara aldı, Ordu maçında ikinci devre oyuna soktu, maçı kurtardı. Hem de Ordu gibi bir maçı kurtardı hem de deplasmandaki Ordu maçını kazandı.
Arada sırada insanlara tokadı atmak lazım 'Senin bu takımda ölün oynar' diye bir kural yok arkadaş!
Manchester maçında Ambarat'ı değil de Selçuk'u çıkarsaydı, Selçuk'u kazanırdı. Sahada çünkü Selçuk'un ölüsü oynuyor, hoca da onu seyrediyor!
Demekki ölüsü oynuyormuş!
O zaman Ceyhun'u nasıl motive edeceksin, Yekta'yı nasıl motive edeceksin?
Adil olacaksın ve insanlara katiyen 'Benim bu takımda ölüm oynar' dedirtmeyeceksin.
Melo'da bu hafta toparlanma var.
Ne dedi hafta arasında; "Melo kendine gelmezse bu formayı görmez.
Dans ederek bu Galatasaray forması giyilmez." Lafı bile yetti Melo'ya...
İşte bu tavrı hepsine gösterecek.
Oldukça umutlu gelişmeler var ama son 10 dakikada yeniden Amrabat'ın yerine Emre Çolak'ı oyuna sokarak bütün iyi düşüncelerime bir darbe vurdu.
Fatih hocam tutkularından vazgeçecek bir; kendisini kanıtlamaktan vazgeçecek iki... O zaman Galatasaray'ın önü ister Avrupa Ligi'nde ister Şampiyonlar Ligi'nde açılır. Çünkü elinde çok iyi bir kadro var.
Gerekirse ocak ayındaki transferde de bir iki eksik tamamlar. Galatasaray'ı kimse tutamaz.
O zaman Fatih hocanın önü Ferguson gibi açılır. Bu iki şeyden, sempati ve antipatilerinin takıma yansımasından vazgeçecek ki futbolcu adil olduğuna inansın. 2- İkiyi, yirmi iki kere alt alta yazmam lazım; kendisini ispat etmekten vazgeçsin.
GALATASARAY BİTER

Fatih hocanın kendisini ne Galatasaray'a, ne medyaya, ne dünyaya ne de bana, Hıncal Uluç'a ispat etmeye ihtiyacı yok. 'Galatasaray'ın başkanı olsam, Fatih Terim'i 15 sene bu takımın başında tutarım' diyorum ben.
Bana daha ne ispat edecek!
Hâlâ diyorum; bu kadar eleştirdiğim halde sezon başından beri hâlâ diyorum ki 'Aman ha! Bu söylediklerim Fatih'in ayrılması için değil.
Giderse biter Galatasaray.' O zaman bana ne ispat ediyorsun hocam?
SEYiRCi LiDERi YOK
* Galatasaray taraftarlarının maç öncesi havaalanına gitmesi, orada çıkan olaylar çok konuşuldu. Taraftarların, yedek kadrosuyla gelmiş Manchester karşısında bir gövde gösterisi yapmasına gerek var mıydı?

Galatasaray taraftarı utanç verici işler yapıyor. Maçın 10. dakikasında Hakan Balta'yı yuhalayan Galatasaray taraftarı, 7 eksik ile İstanbul'a gelen Manchester için camları, kapıları kırıyorsa kafalarının nerede olduğu belli...
Durduk yerde Manchester'a adrenalin yüklediler. 'Siz buraya kuzu gibi geliyorsunuz ama sakın ha öyle gelmeyin' mesajı vermenin ne gereği var. İnanılır gibi değil.
Çünkü Galatasaray'da seyirci lideri yok. Ben bunu Alp Yalman'ın başkanlığından beri anlatamıyorum.
Şu yönetim kurulundan bir tane babayiğit çıksın, seyircinin sorumluluğunu üzerine alsın, o 'amigo' denen adamlarla her hafta toplantılar yapıp, nasıl bir seyirci istiyorlar, nerelerde destek istiyorlar, oturup konuşsunlar.
Lafa gelince seyirci 12 numara!..
Kulüpten bağımsız 12 numara olur mu? 12 numara ise sahadaki 11 kişiye nasıl taktik veriyorsan 12. adama da o taktiği vereceksin. Kim verecek; kara cahil bir amigo... Galatasaray'ın binlerce seyircisi ona teslim olmuş!
Bir yönetim, 'seyirci sorumlusu' bir üye ayırmadı! Her bir maydanoza üye var, seyircinin yönetimde görevlisi yok.
ACILI, AĞIR, RİTİMSİZ

Tribünlerde hâlâ bin senelik şarkılar!
O şarkılarla insanın tempo yapması, coşması mümkün mü?
Fatih Terim uyutan futbol oynatıyor, tribün de uyutan şarkılar söylüyor!
Acılı arabesk, ağır, ritimsiz, temposuz...
Eloğlu niye marş söylüyor? Marşta tempo vardır, hızlandırır, yükseltir.
Galatasaray taraftarının söylediği şarkılar, coşmuş takımı sindirir. 'Şuraya bir şezlong koy, uyuyayım' haline getirir. Zaten o topu oynuyor Galatasaray... El ele vermişler...
Bu yönetimde, Galatasaray seyircisinin bir sorumlusu olmalı. Ben de onu bilmeliyim.
Sen bana, "Galatasaray taraftarı böyle yapmış" dediğin zaman ben de o yöneticiye, 'Kardeşim nedir bu?' diye sorabilmeliyim.
Takım kötü oynayınca Fatih Terim'e soruyorum, Galatasaray Adası'nın içine tükürünce birtakım adamlar, kime soracağımı biliyorum ama Galatasaray seyircisini kime soracağımı bilmiyorum. Böyle bir şey olur mu?
Galatasaray'dan konuşuyoruz ama öbürleri farklı değil. Konumuz Galatasaray da onun için...
Fenerbahçe'de, Beşiktaş'ta durum farklı değil. Aziz Yıldırım eline mikrofon alıp, 'Azizsilin' yapıyor seyirciye o ayrı!..
SAVAŞ VERDİ Mİ?
* Digiturk sözleriniz üzerine bir açıklama yollayıp, "Özet görüntülerin satış hakkının TRT'de olduğunu bildirdi. Size de sitem vardı.
Bu açıklama ile ilgili neler söyleyeceksiniz?

Digiturk, gönderdiği açıklamada diyor ki "Özet görüntüleri satma hakkı TRT'de..." Ama yayından parayı kazanan kim; sensin... Yani bu yayın ne kadar çok izlenirse, sen o kadar fazla dekoder satarsın, sen o kadar fazla reklam alırsın. Ekranın başındaki izleyiciyi artırman lazım.
Ben eğer a Haber'de futbol programı yapıyorsam ve bu programı iyi yaparsam, güzel şeylerden bahsedersem, bu Lig TV'nin izlenme oranını artırmaz mı?
Oysa bunun tam tersine 'Hakem kötü, takımlar kötü, Galatasaray dökülüyor, Karabük zaten bir işe yaramaz, Mersin İdaman Yurdu rezalet, Fenerbahçe karma karışık' dersem ve 100 kişi dekoderini iade ederse ne olacak? 'Bu maçlar seyredilmez oldu' diye millet reklamı keserse ne olacak?
KORKTUM, SUSUYORUM!

O zaman sen Digiturk olarak, a Haber'i kullanacaksın. Sözleşme senin görüntü vermeni engelliyorsa Federasyona gideceksin, 'Arkadaş ben bu yayın için 400 milyon dolar veriyorum.
Bu maçlar izlenmezse ben bu parayı kazanamam. Bunun için bana yardımcı olun.' Bu televizyonlara hiç olmazsa, eskisi gibi, ikişer dakikalık, üçer dakikalık, beşer dakikalık özet görüntüler verin ki adamlar görüntü üzerinde futbol konuşsunlar. Digiturk'ün bu yönde savaş verdiğini duyan oldu mu?
* Aksine futbol gözden uzak bir hale geldi.

Evet... 'Biz bunu konuşuyoruz' diye Digiturk bana tekzip gönderiyor! 'Hıncal haklısın ama çaresiziz aman bu konuda bize destek ol. Tüm televizyonlara eskisi gibi görüntü verilsin' diyeceğine, "Seni mahkemeye veririm" diye tehdit yazısı gönderiyor bana!..
Ben de korktuğum için susuyorum, görüyorsun! Ödüm patlıyor. 'Aman' diyorum, 'Başıma dert açmasın!'
Editör: Bülent CAN

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.