Ayakta durmanın... Alakası yoktur 'ayak'la!

Gabriel Muniz, 11 sene önce Rio de Janeiro'nun kuzeydoğusunda yer alan Campos dos Goytacazes şehrinde dünyaya geldiğinde futbolun kendisini hayata bağlayan belki de yegane unsur olacağından habersizdi şüphesiz.
İki ayağı da doğuştan sorunluydu, hatta yoktu! İlk adımlarını binbir güçlükle atabilen Muniz'in ailesiyle yaşadığı evin duvarlarından içeri soğukla birlikte 'futbol' sızdı sonra... Kardeşiyle televizyondan izlediği her futbol maçının; içindeki o altı harfli 'aşk'la yoğrulup, hayatın ta kendisine dönüştüğünü farketmiyordu belki de ilk zamanlarda.
Farkettiğinde ise yola koyuldu Muniz. Hiç vakit kaybetmeden ve daha da büyüyerek... Doktorların ortopedik gereçler kullanarak yürümesinin daha doğru olacağı yönündeki telkinlerini dinledi ve bu telkinleri dikkate aldı. Futbol oynamadığı zamanlarda tabi...

Oturduğu evin hemen yanındaki beton sahada top koşturan arkadaşlarına katıldı sonra... Yılmadı, canı yanar diye korkmadı. Kariyerinde bir kez bile 'mahalle maçı' yapmış olanlar bilir... İşte bir tek o maç öncesi seramonilerinin olmazsa olmazı 'aldım verdim'i yapamadı Muniz. Hiç de dert etmedi!
Şimdilerde ise bir kişiyi çok yakından takip ediyor Muniz. Çocukluğunda çok önemli sağlık sorunları yaşadıktan sonra dünyanın en iyisi olmayı başaran Lionel Messi'nin her maçını, her çalımını, her golünü ezberine alıyor... Arkadaşları gibi olabilmek, mücadele etmek, yaşamak için futbolu hayatının merkezine koyuyor. Bize de, futbol oynarken ayakta durmanın, aslında hiç de 'ayak'la alakalı olmadığını öğretiyor.
Peki bundan sonra?
Muniz bundan sonra, belki de hayatı boyunca iyi bir 'ayak içi' plase gönderemeyecek rakip kaleye ama içindeki 'saf' futbol aşkıyla ve bu çabasıyla hepimizi kontrpiyede bırakacak besbelli.
Aycan ÇEKİ / Fotomac.com.tr
twitter.com/aycanceki