Güvencemiz Başbakan

2020 Olimpiyat Oyunları adaylığımızda Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği destek çok önemli. Tepesinde Başbakan olan, Başbakan adına bakan tarafından yönetilen güçlü organizasyonumuz var.

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, dün FOTOMAÇ gazetesini ziyaret ederek 2020 Olimpiyat Oyunları adaylığı ve yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler verdi. Ziyarette Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak, spor müdürü Murat Özbostan, Fotomaç Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Zeki Uzundurukan, Takvim Gazetesi Spor Müdürü Tunç Özgen ve yazarımız Fatih Doğan hazır bulundu.

SUAT KILIÇ:
Şu an Madrid'den ziyade Tokyo ön plana çıkıyor. Resmi söylemlerimizde bu konularda en ufak bir değerlendirme yapmadık.
Hep İstanbul üzerinden gittik.
Yabancı gazetecilerin bu yönde soruları oldu, onlara da şunu ifade ettim: İstanbul diğer şehirlerden o kadar farklı ki İstanbul gibi bir kentin aday olduğu olimpiyatlarda rakiplerin negatiflikleri üzerinden konuşmak hem şık değil hem stratejik değil. 2020 Olimpiyat Oyunları adaylığıyla ilgili yapılan anketlerde sonuçlar çok iyi çıktı. İki aday kent, Madrid'i de Tokyo'yu da geçtik. İstanbul'daki IOC'nin anketinde yüzde 83 olimpiyata destek oranı çıktı, çok iyi bir oran.

ERDAL ŞAFAK:
Toplumsal kenetlenme sağlanmış durumda yani.
SK: Kenetlenme tamamen sağlanmış durumda. Oran Türkiye genelinde yüzde 76. Bunda neredeyse bütün iller var.
Diğer aday kentleri bu anlamda geçtik.
EŞ: Hükümetteki koordinasyon da iyi. Zaten Başbakan olanca gücüyle arkanızda.
SK: Başbakan'ın desteği çok önemli. Sürecin tam manasıyla arkasında. Onun dışında sunumda görev alan bakanlarımız olsun, Kültür ve Turizm Bakanımız Ömer bey, konaklama sunumunu yaptı. Maliye Bakanı'na finans sunumunu yaptırdık. Benim arkadaşlardan özel ricalarım oldu çünkü normalde sunumları teknokratların yapması lazım. Mesela finans sunumunu Merkez Bankası Başkanı ya da İMKB Başkanı'na da yaptırabilirdik ama bizzat Maliye Bakanı yapsın istedik.
Politik istikrar önemli

Çok önemsedikleri konu şu; her aday kent taahhütlerde bulunuyor zaten, ama bulunduğunuz taahhütleri yerine getirebilecek misiniz, bunun güvencesini verin. Biz esasında bunun güvencelerini verdik.
Ekonomideki istikrarı artık yabancılar ifade eder hale geldi, bu çok önemli. Politik istikrar çok önemli. Yarın bir gün Türkiye'de bir seçimde iktidar değişecek olursa, Türkiye'nin diğer siyasileri de bu sürecin arkasında aynı kararlılıkla dururlar mı diye bir soru var. Tabii biz son 10 yılda girdiğimiz 7 seçimi de kazandık.
Kamuoyu araştırmalarında yüzde 50'nin üzerinde bir halk desteğimiz var devam eden.
Biz ayrıca meclisteki muhalefet gruplarının başkanlarından da güvence mektubu götürüp sunduk. Bu önemli bir avantaj. TBMM başkanı gereken yasaların çıkması yönünde tüm desteğini ortaya koyacağının güvencesini verdi.
Cumhurbaşkanımızın benzer şekilde imzası var.
Tarihi fırsat yakaladık

ZEKİ UZUNDURUKAN: Peki olimpiyattaki sporcu sayımız da 2020 için etkili olur mu?
Olimpiyatta yarışacak sporcu sayımız yeterli mi sizce?
SK: Katılan sporcu sayımız kesinlikle yeterli değil. Olimpiyat bizim için bir nevi Avrupa Birliği süreci gibi bir hamle olacak. Biz olimpiyat kenti olan bir ülkeyiz, İstanbul artık olimpiyat kenti, olimpiyatları İstanbul'a kazandırdık, o zaman kendi evimizde yapılacak olimpiyatlara elit sporcularla ilk üçe girmemiz lazım. Sporla iç içe yaşayan bir nesil yetiştirmek için olimpiyat çok önemli. Tarihi bir fırsat.
MURAT ÖZBOSTAN: Şu ana kadarki süreçte IOC hakkında değerlendirmeniz nasıl?
Nasıl sunum yaptık, diğer adaylara göre daha mı iyiyiz?
SK: Çok iyi organize olduğumuza inanıyorum. Tepesinde Başbakan olan, Başbakan adına Bakan tarafından yönetilen çok kuvvetli bir organizasyon şemamız var. Bu şema, sorun çözümünde çok pratik avantajlar sağlayacak. Görev, yetki alanını çok yaydığınız zaman koordinasyonda problemler yaşanabilir. Bizim koordine edilmesi kolay, hızlıca bir araya toplanabilen bir organizasyon şemamız var.
Tabii bu şemanın avantajlarını biz aslında 8 Eylül'den sonra görmeye başlayacağız.
Eğer olimpiyat İstanbul'la buluşturulursa IOC tarafında 8 Eylül'den sonra bunun faydalarını göreceğiz ama şu an tabana yayabildik. Sahiplenme anlamında tabana yayabildik. İş dünyası işin içinde, medya işin içinde, sivil toplum örgütleri işin içinde. Olimpik ve paralimpik komite işin içinde.
Halk isteği benim de tahmin ettiğimin çok üzerinde bir oranda çıktı. Bu süreçte en çok sevindiğim şey bu. İstanbul'un yüzde 83'ünün olimpiyata evet demesi İstanbul'da 11 milyon insanın olimpiyatı istemesi demek.
Sporcu hazırlayacağız

ZU: Okullara da inmek lazım bakanım. Olimpiyatları alırsak yeni sporcular çıkarabilmek için. Gerekirse dersler konulmalı, bu bilinç aşılanmalı.
SK: Bir destek kitabı hazırlıyoruz. Önümüzdeki yıldan itibaren milli eğitimle bunu paylaşacağız.
Beden eğitimi derslerinde çocuklarda bilinç oluşturmak için bu kitap hediye edilebilecek ve derslerde okutulabilecek. Olimpik ruhu öğretebilmek için. Ayrıca 10 soruda değişik spor dallarıyla ilgili bir yayın çalışmamız var. 12 ilde olimpiyatlara sporcu hazırlama merkezi oluşturuyoruz.
Karadeniz'de Samsun ve Trabzon, Güneydoğu'da Gaziantep ve Diyarbakır, Güney'de Mersin, Adana, Antalya, Ege'de İzmir, İstanbul, Bursa, Konya, Ankara, Kayseri, Erzurum, Van... Buralarda olimpiyatlara sporcu hazırlama merkezlerini kuruyoruz. Diyetisyeninden mentöründen, psikoloğundan antrenörüne varıncaya kadar...
İnsan kaynaklarını da hazır kılacağız, malzeme tedariklerini temin edeceğiz.
Tesisleşmelerinin zaten yoğun olduğu iller buralar. Bunlar devam edecek. İki yıl içinde 6 milyon öğrenciyi tarama testinden geçirmeyi hedefliyoruz.
6 milyon öğrenciyi tarama testinden geçirdiğimiz taktirde iki yıldan sonra her yıl 300 bin ile 500 bin genç tarama testinden geçirildiğinde artık sürekli her gencin hangi spora eğilimli olduğu görülmüş olacak. Burada tabii hem çocukları sporla buluşturma amacı hem de 4 bin 5 bin civarında elit sporcu adayı. Olimpiyat motivasyonuyla hayalini kurduğumuz Türkiye şu; mesai bittiğinde vatandaşların, okul bittiğinde öğrencilerin spor çantası sırtında, eşofmanları üzerlerinde, spor ayakkabıları ayaklarında spor alanlarına koştuğu, parklarda bahçelerde koşuya çıktığı, sahilde yürüyüşe çıktığı bir ülke. Bunu sağlayabilirsek daha sağlıklı bir toplum inşa etmiş olacağız. Çünkü spor yapma oranı arttığında sağlık harcamalarında ciddi azalmalar var.
Antidepresanla değil bir çift spor ayakkabıyla belki toplumsal rehabilitasyona koşuyor olacağız. Biz bunu bir vizyon olarak koyuyoruz. Sadece tesisleşmekten ibaret, inşaatçı bir spor yönetimi anlayışıyla hareket etmiyoruz.
Ama 718 tane spor tesisinin inşaatına da devam ediyoruz.
24 stat, 42 olimpik ve yarı olimpik yüzme havuzu.
15 atletizm stadyumu, 10 jimnastik salonu, çok sayıda tenis kortları, buz pateni salonları.
15 tane sporcu fabrikası.
Sporcu fabrikası dediğimiz şu; katlı bina içinde 8-9 tane ilin ihtiyacına göre spor salonu var tribünsüz. Bireysel bütün sporların yapılabileceği yerler. 155 tane gençlik merkezi.
Bunların çoğunda spor salonu da var ayrıca. 250'ye yakın sentetik çim futbol sahası.
Soyunma odası, duşu her şeyiyle hazır. Ayrıca stadyumların altında spor yapmaya elverişli alanlar oluşturuyoruz. Yani gayemiz, önce sporla iç içe yaşayan bir toplum.
MÖ: İki yıl içinde yapılan bu kadar tesis etkiler mi insanları?
SK: Etkilemez mi. İyi etkiler bence ve çok etkileyecektir. İhtiyaç daha da fazla aslında. Biz yerel yönetimleri de teşvik ediyoruz tesisleşme konusunda.
Tesisler ne kadar ulaşılabilir olursa spora yönelik ilginin artma hızı o kadar ivme kazanacak.
Bu bizim AK Parti yönetiminin sağlık politikalarında böyle oldu. Sağlık ulaşılabilir oldukça poliklinik sayıları artıyor, röntgen sayıları artıyor.
Hizmet ulaşılabilir oldukça tüketim oranı artacaktır.
Sporda da aynı şekilde.
Tesisleşme bakımından ulaşılabilirliği artırdığımızda talep de artacak.
Mersin prova

2020 öncesi bir Mersin sürecimiz var.
Mersin'de şu an bildirimi yapılan sporcu sayısı 6 bin 92 kişi. İnanılmaz bir sayı. Londra'da olimpiyat oyunlarına katılan sporcu sayısı 10 bin 472'ydi. Ciddi bir olimpiyat provası. Bizim şu an kafamızın yarısı sürekli Mersin'de.
Bakanlığım süresince Samsun'dan daha fazla Mersin'e gittim.
Çok sayıda tesis büyük ölçüde tamamlandı. Şu an stadı yetiştirmeye gayret ediyoruz. Tabi insan organizasyonu.
Sürekli takipteyim

MÖ: Mersin'de 24 saat çalışma var değil mi?
SK: Ben paramotor ile takip ediyorum Mersin'i. Motorlu paraşüt. Haftalık değişimi görmem lazım. Mersin stadında 2 bin 500 kişi çalışıyor. Yoksa yetişmesi mümkün değil. 3 vardiya gece gündüz. Atletizm salonu öyle yetişti. İl müdürünü gönderdim oraya. Artık buradan çalışacaksın dedim. Koltuklar monte edilirken atletizm salonunda tabanda hafriyat devam ediyordu. Çünkü yanlış bir proje ihale edilmiş, 5 bin kişilik olarak. 7500 kişi olması gerekiyordu. Biz tabana inerek binanın betonunu kırdıktan sonra 5 bin kişilik salon 7500 kişiliğe çıkar mı? Tabandan derinleşerek, biraz Karadeniz zekasını kullandık aslında.
MÖ: Bu psikolojiden biraz kurtulmak lazım. Aslında Milli Takım'ı sona sakladım ama.
SK: U20 var. 7 ilde U20 var.
20'sinde Başbakanla beraber Mersin'de Akdeniz oyunlarını açılışını yapıyorum. Mersin'den Kayseri'ye geçeceğiz.
U20'nin açılışına. Tekrar geri Mersin'e döneceğiz. Oradaki etkinlik devam edecek.
MÖ: Milli maçı izlediniz mi bakanım?
SK: İzleyemedim. Akşam program vardı.
MÖ: İyi ki izlememişsiniz.
SK: Gözümüz, kulağımız oradaydı.

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.