O maçı hayatım boyunca unutmayacağım

Beşiktaş'ın Arjantinli yıldızı Jose Sosa, FourFourTwo Türkiye'nin sorularını yanıtladı...

Baba olduktan sonra uykunun bölünmesine alışabildin mi? İkizler, saha içindeki performansını nasıl etkiledi?
Uyku problemi yaşadığım doğru. Çok az uyuyorum ve bütün hafta bunun yorgunluğunu çekiyorum. Maçtan önceki gün kampa girdiğimizde bütün haftanın acısını çıkarıyorum ve iyi dinlenerek, maça konsantre olarak sahaya çıkıyorum.

Çocuklarınızı kendiniz yetiştirmek için bakıcı tutmak yerine her şeyleriyle siz ilgileniyormuşsunuz. Mecbur kaldığında bezlerini değiştirip, mamalarını da yediriyor musun?
Gecenin 4'ünde kalkıp mamalarını yediriyorum ama bundan hiç şikayetçi olmuyorum. Karınları doyduktan sonra mutlu olacaklarını bildiğim için yataktan kalkmak zor gelmiyor. Ben de onlarla zaman geçirirken mutlu olduğum için fiziki yorgunluğum sahaya yansımıyor. Bezlerini değiştirme konusunda eskiden "Hayatta yapmam!" diyordum ama zamanla anladım ki sizin parçanız olduğunda bundan kesinlikle tiksinmiyormuşsunuz. Bu konuda artık profesyonelim!

Eşine İstanbul'u sevdirmek için neler yaptın? Başlarda biraz zorlanmıştınız…
Eşim için özel bir çaba sarf etmedim. Adaptasyon, doğal bir süreçtir ve biz de bunu birlikte yaşadık. Şu an bütün vaktimizi çocuklarımız alıyor ve onlarla ilgilenirken nerede olduğumuzun önemi kalmıyor. İlk sene adaptasyon için çok önemliydi. O süreci iyi atlattığımı düşünüyorum çünkü takım arkadaşlarımın yanı sıra, başta tercümanımız Arda Kabaklı olmak üzere tüm kulüp çalışanları çok yardımcı oldu. Ondan sonra da her şey yolunda gitti.

İlk yılında en çok hangi futbolcuyla vakit geçirdin?
Aynı dili konuştuğumuz için Pedro Franco, Ramon Motta ve kaleci antrenörümüz Jose Sambade beni hiç yalnız bırakmadı. Sadece kulübü değil, şehri de tanımam için seferber oldular. Hiçbir oyuncunun ismini atlamak istemiyorum, hepsini çok sevdim.

Şu an takım içinde nasıl bir atmosfer var? Şampiyonluk için takım arkadaşlarınla birbirinize sözler verdiniz mi?
Hepimiz bu rüyayı gerçekleştirmek için çok sıkı çalışıyoruz. Ligin bitmesine sayılı günler kaldı ama stresli olmaktan ziyade huzurluyuz çünkü buraya kadar elimizden gelen her şeyi yaptık. Bu noktadan sonra frene basamayız, devam etmemiz lazım. Şampiyonluk için planlar yapmak yerine, kazandığımız maçları kutlamayı tercih ediyoruz. Sivasspor maçını kazandıktan sonra soyunma odasını görmeniz lazımdı. Kalan maçlarımızda da bunun olması için çalışıyoruz. Şampiyonluğa yaklaştıkça bu sevincimiz daha da katlanacak.

Beşiktaş'a transfer olduktan sonra birçok farklı statta ev sahibi olarak oynadın ve sonunda göç bitti. Yeni statta kendini evinde gibi hissettin mi?
Kesinlikle! Ev sahibi olarak oynadığımız statların isimlerini bile artık hatırlayamıyorum ama Bursaspor maçını hayatım boyunca unutmayacağım. Hepimiz o maçtan büyük keyif aldık. Taraftarlar da aynı şekilde… Finale doğru giderken öyle bir atmosferde oynayacak olmak bize çok iyi gelecek.

Ligin ilk 13 haftasında bir asistin vardı, son 16 haftada dokuz asist yaptın. Performansındaki artışı neye borçlusun?
Hazırlık döneminde ufak tefek ağrılarımdan dolayı sezona çok iyi başlayamadım. Ondan sonra sağlık ekibimizle, antrenörlerimizle ve hocamızla oturup konuştuk. Sakatlıklardan kurtulduktan sonra da kadroya girmem kolay olmadı. Sezona benim yerime ilk 11'de başlayan arkadaşlarım ben iyileşene kadar çok iyi işler çıkarmıştı. Bu yüzden formumu geri kazanmak için gerekli dakikaları almam biraz sürdü. Sonradan maç devamlılığımı yakalayınca gerçek performansımı ortaya koymaya başladım ve devam ettim.

Şu anki performansından memnun musun?
Her zaman daha iyi olmaya çalışıyorum ama halimden de memnunum. Geçen seneden başlayan ve yükselen bir form grafiğim var, bunun devamı için çalışıyorum ama asla tek başıma olduğumu sanmayın! Ben ne kadar iyi olursam olayım, takımım iyi olmadığı sürece işe yaramayacak. Ben iyi olsam da takım iyi olmadığı sürece tatmin olamam.

Slaven Bilic daha defansif bir teknik adamdı. Onun ardından Şenol Güneş gibi oyun anlayışı daha ofansif bir hocaya geçtiniz. Bu geçiş seni nasıl etkiledi?
Hangisinin ofansif, hangisinin defansif olduğu bence tartışılır ama futbola bakış açılarının çok farklı olduğu kesin. Öncelikle Bilic'e beni yeniden gerçek pozisyonumda oynattığı için minnettarım. Bunu Beşiktaş gibi bir kulüpte yapma şansı vermesi de benim için ayrıca önemli. Bu sezon, geçen sezona göre daha iyiyiz. Kadromuzda çok büyük değişiklikler olmamasına rağmen Şenol Güneş çok iyi bir iş çıkarıyor, yapabileceği her şeyin en iyisini yapıyor.

Şenol Güneş'in saha içinde senden özel olarak istediği bir şeyler var mı?
Sezon başlamadan önce geçen sezonki eksiklerimize çok iyi çalışmış; üzerinde çok durdu. Özellikle maç içindeki konsantrasyonumuzu ve motivasyonumuzu ciddi anlamda yükseltti. Takım olma anlayışımızı da çok yukarı çekti. Geçtiğimiz sezon oynayan ve bu sezon oynamayan oyuncular bile hocamızla ilgili iyi şeyler konuşabiliyor. Bu da başarısının kanıtı.

Biraz geçmişten bahsedelim… Annen River Plate, baban Boca Juniors taraftarıymış. Superclasico heyecanını evde yaşatıyorlar mıydı?
Annem takımına sadece sempati duyuyordu ama babam için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Onun için tam bir fanatik diyebilirim. Gollerden sonra deli gibi bağırır, kaçan pozisyonlarda çıldırırdı! Ben de her çocuğun yapacağı gibi babamdan etkilenip Boca Juniors'u desteklemeye başlamıştım ama diğer takımların da iyi oyuncularını takip ediyordum. Mesela vaftiz babam bana kendi tuttuğu takımı desteklemem için Newell's Old Boys forması getirmişti. Neyse ki tüm o baskılara direndim ve iki takımın da taraftarı olmadan her takımın en iyi oyuncularını takip ettim.

Hangi futbolculardı onlar?
Tabii ki başta Maradona! Ondan sonra da benim için Enzo Francescoli gelir. İkisi de bana pozisyonum için çok ilham vermiştir. Futbolcu çıkartmalarının olduğu albümler yapar, onları ilk sayfaya koyardım. Bir dergide ikisinin frikik kullanma konusundaki özelliklerini yazmışlardı, benim için çok etkileyiciydi.

Çocukken gözlerini kapatıp neler hayal ederdin?
Aslında futbolculuğun güzel yanı, profesyonel olma hayaliyle büyümüş olmanız. Estudiantes gibi büyük bir kulüpte profesyonel olacağımı hayal bile edemezdim. Ondan sonra hayallerimi Arjantin şampiyonluğu süslemeye başladı, oldum; Avrupa'da oynamak istedim, oynadım. Tabii ki Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak istedim, kazanamadım ama yaklaşmayı başardım; Atletico Madrid'de La Liga şampiyonluğu gördüm. Bundan sonra geriye Dünya Kupası'nda forma giymek kalmıştı, ona da yaklaştım. Rüyaların bittiğinde bitersin. Benim için de öyle, her zaman kurulacak bir rüyam vardır.

Arjantin, tarihi boyunca dünyaca ünlü 10 numaralar yetiştirmiş bir ülke. Estudiantes'te oynarken, üzerinde buna yönelik bir baskı hissettin mi?
Aslında Arjantin'de bu pozisyona tam olarak "10 numara" demiyoruz. Biraz daha forvet arkası gibi düşünebiliriz. Profesyonelliğe ilk adım attığımda ben de öyle oynuyordum ve baskıdan rahatsız olmadım. Fiziğim bana bu pozisyon için çok yardımcı oldu. 10 numara ile forvet arasındaki oyuncuydum; 10 numaradan ileride, forvetten geride oynuyordum. 10 numaralar Arjantin'de daha kısa boyludur. Bilirsiniz kısa boylu oyuncuların Avrupa'da başarılı olma şansları çok düşük. Messi ve Maradona gibi istisnalara fazla rastlamıyoruz. Bu yüzden bütün hocalarım benim Avrupai bir futbolcu olduğumu söylerdi çünkü alışılmışın dışında bir fiziğe sahiptim.

Estudiantes'te senin için en özel an hangisiydi?
Tabii ki şampiyonluk! İlk şampiyonluğum olduğu için ayrıca özeldi. Altyapısından yetiştiğim kulübün A takımına yükselip, takımın şampiyonluğunda katkıda bulunmak mükemmel bir duyguydu. 27 sene aranın ardından geldiğinden, herkes için çok daha önemliydi. Boca Juniors'la oynadığımız final sayılabilecek maçta kimse bizim kazanabileceğimizi düşünmüyordu, bu yüzden galibiyet çok daha tatlı geldi!

Acaba baban seni izlerken ne hissetti?
Maç tarafsız bir statta oynanmıştı. Babam bizim köyden yaklaşık 10 arkadaşıyla birlikte geldi. Maçtan önce benden daha heyecanlıydı! Attığım golden sonra neler yaptığını ben de çok merak ediyorum. Nasıl tepki verdiğini bilemiyorum ama garip duygular yaşadığını tahmin edebiliyorum!

Bayern Münih'ten teklif aldığında kendini yurt dışına çıkmaya hazır hissediyor muydun? Şimdi baktığında, aldığın doğru kararlardan biri olduğunu mu düşünüyorsun?
Estudiantes'te o dönem hocamız Diego Simeone'ydi. Avrupa'yı iyi bilmesi ve orada başarılı olacak gençleri iyi tespit etmesiyle ünlüydü. Bizi o sene boyunca Avrupa futbolu için çok iyi hazırladı. "Avrupa'da başarılı olabilirim" inancını hepimize aşılamıştı. Valencia ve Bayern Münih'ten teklifler almıştım. Son ana kadar düşündüm ve zor olanı seçtim çünkü zor olan şeyleri yapmayı seviyorum. Arjantin'den ayrılan oyuncular öncelikle İtalya veya İspanya'yı seçerken ben seçmedim.

Almanya'da sana garip gelen antrenman yöntemleri var mıydı?
Antrenman metotları çok farklıydı. Hayatımdaki en önemli tecrübe Almanya'da edindiğimdi. Sadece futbolculuğumun değil, bugün tanıdığınız Sosa'nın da sağlam temellerini Almanya'da attım. Orada geçirdiğim dönem, futbolculuğumun bu noktaya gelmesini sağlayan en önemli etkendi.

Milli takımla ilgili beklentilerin neler? Geçmişe baktığında, daha fazla oynamış olma isteğin mutlaka vardır…
2014 Dünya Kupası'na gidebilirdim, kadroya girmeye çok yakındım. O sırada Ukrayna'da oynuyor olmam beni rakiplerimin gerisinde bırakmış olabilir çünkü Arjantin'de Ukrayna Ligi pek izlenmiyor. Arjantin ile Ukrayna basını arasında bir bağlantı yok. Ukrayna'da ocak ve şubat aylarında ağır kış şartlarından dolayı lig durduruluyordu, o dönemde oynamıyor olmak da milli takım için işimi zorlaştırdı. Buna rağmen Metalist Kharkiv'de geçirdiğim iki sene bana çok iyi geldi. Performans olarak çok iyiydim. Yani fiziki ve zihinsel anlamda bir kaybım yok.

Bu performansına Bayern Münih zamanında ulaşmış olsan nasıl bir kariyerin olurdu?
Tabii ki çok farklı olurdu ama o güne dönüp biraz düşünmek lazım. Almanya benim için çok önemli bir tecrübe oldu. Arjantin'den Almanya'ya doğrudan giden bir oyuncu olarak çok şey öğrendim çünkü iki ülke arasında çok büyük farklar var. Kültür, futbol anlayışı, iklim… Bunların üzerine bir de oynadığım pozisyonda değişiklikler olması bu geçişi daha da zorlaştırdı. Şu an olduğum yer bu yüzden benim için çok daha değerli, her anımın tadını çıkarıyorum.

Beş sene sonra kendini nerede görüyorsun? Futbolu bırakacak mısın, yoksa Katar'a ya da Çin'e gitmeye yönelik planların var mı?
Eşim, mümkün olan son ana kadar futbol oynamamı istiyor çünkü kızlarımızın beni tribünden izlemeleri, akıllarında o günlere dair güzel hatıralar kalması için can atıyor! Şu anda o gün hiç gelmeyecekmiş gibi hissediyorum. Futbolu Estudiantes'te ya da beni hâlâ istiyor olurlarsa Beşiktaş'ta bırakabilirim…
Kaynak: FourFourTwo Türkiye

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.