Rot-balans bozuldu

Zevkli, keyifli, tempolu... Tıpkı son günlerin popüler şarkısı, "Evli, mutlu, çocuklu" gibi...
Dün gecenin özeti ancak bu kelimelerle açıklanabilirdi.
Sezon başından beri bu ligin en keyifli maçına şahitlik yaptık dün gece. Tabii bunda her iki takımın da golü bir an önce bulmak istemesi ve hücumu asla bırakmama düşüncesi yatıyordu.
Beşiktaş'ın ofansif oyununa, Trabzonspor da aynı şekilde karşılık verince futbolun seyir zevki en üst seviyeye ulaştı. İlk devrede Beşiktaş daha baskılı gibi görünse de ev sahibi Trabzonspor'un da ani atakları müthişti. Deyim yerindeyse, "Top bir o kalede, bir bu kaledeydi.." Hilbert'in her geçen gün yükselen performansını görmeden gelmek, Alman oyuncuya haksızlık olur. Dün gece oynadığı oyunla "Ben bu rotasyonun içinden çıkacağım" der gibiydi.
Alıp-verdiği toplar, yaptığı ortalar ve baskılı oyunu güzeldi ama sonucu değiştirecek hamleyi bir türlü yapamadı.
Perşembe gecesi Viyana'da resital sunan Fabian Ernts, oyunda kaldığı süreç içinde fena değildi. Fakat geçmiş maçlarda yapmak istediklerine Trabzonspor savunması Mustafa-
Egemen
ikilisiyle iyi bir set çekti. Sanırım Avrupa maçının verdiği yorgunluk da buna eklenince, Schuster vatandaşını hemen yanına çekti.
SENİN ADAMIN BOBO
Burada bir parantez Schuster'e açmak gerekiyor.
Hatta büyük bir parantez... Senin takımının golcüsü Bobo... Bunu köyün imamından, mahallenin muhtarına kadar artık herkes biliyor.
Bu adam arkasındaki Fabian-Guti ikilisi ile de çok iyi anlaşıyor. Hatta Beşiktaş hücuma kalktığında kendi takım arkadaşlarına inanılmaz boş alanlar yaratıyor. Ama sen geliyorsun, böylesine önemli bir maçta benim gol silahım Nobre diyorsun.
Nobre gol atsın-atmasın, benim bu işe itirazım var. Elinde sağlam ve de formda bir Bobo varken, asla Nobre ile oynamam. Ama sen şaka gibi bir iş yapıyorsun ve gol silahı olarak Nobre'yi sahaya sürüyorsun. İşte bu senin en büyük yanlışın. Zaten bu yanlışının cevabını, senin çok güvendiğin gol silahın Nobre, ilk devrenin son saniyesinde boş kaleye topu yollayamayarak verdi.
Söyleyeceğim şu ki; her Trabzonspor maçında rakibi yıldıran ve asla boş geçmeyen bir Bobo'yu asla pas geçmeyeceksin. Pas geçersen başına bu gelir işte.. Unutmadan, bir de şu rotasyon işi var. "Rotasyon" yapayım derken, takımın 'rot-balans ayarını' bozdun. Toparlamak da yine sana düşüyor.

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.