Spor basını El Clasico'yu yorumluyor

Futbol tutkunları geri sayıma başladı... Ve herkesin aklında ise şu soru var: Barcelona mı kazanacak El Clasico'yu, yoksa Real Madrid mi? Cevabını bu gece görmüş olacağız. Tüm dünyanın sonucunu merakla beklediği bu kritik 90 dakika öncesinde spor basınının önde gelen isimleri de Fotomac.com.tr editörü Aycan Çeki'ye El Clasico öncesinde çok değerli yorumlarda bulundu...

Uğur VARDAN / Radikal
Geçen sezonun 'El Clasico'larında hikâye 'Messi-Ronaldo eşleşmesi' üzerine kuruluydu. Ama artık gündemde Mourinho da var. Portekizli'nin bilinen ukâlılığını sürdürebilmesi için Nou Camp'tan zaferle ayrılması gerekiyor. Öte yandan Barça'nın da Mourinho'yla geçen sezondan, Inter dolayısıyla kalan bir hesabı var. Karşılaşma öncesinin psikolojik tartısı böyle. Sempati tartısında ise artık 'Yerli Barçalılar'ın, Mesut Özil'den dolayı Real madrid'e daha bir 'sıcak' baktıkları bir başka gerçek. Toparlarsak, Real'e Ronaldo+Mourinho unsurlarıyla daha bir mesafeli, Mesut fakötrü yüzünden de daha bir yakınız. Lakin yine de gönül Barça diyor. Mantık da...
----------------------------
Okay KARACAN / Zaman

GELECEĞE DÖNÜŞ KLASİKO'SU...
Gandhi'nin "Basit yaşa ki başkaları da varolabilsin" sözünü çağdaş futbol felsefe'sine giydirmeye kalkışırsanız ortaya tuhaf bir durağanlık çıkar.
Futbol basit yaşamayı tercih etseydi ömrü bu kadar uzun olabilir miydi ?
Ne tezat ki, basit yaşamayan ikili'nin bilmem kaçıncı randevusunu, bir bakıma basit yaşamadan diğerlerini de var edenlerin klasik buluşmasını bekliyoruz.
Bizi binlerce km ötede bir futbol maçı için harekete geçiren bir var etmedir basit olan, oysa arkasındaki felsefe hep karıştırılmıştır ya siyasi simgelerle hadi neyse...
Bu klasiko Morinho ve Real Madrid eksenli olacak. Malum Robson, Van Gaal sonrasında Barcelona'da koltuk beklerken, yerini kulüp içi politik kararlar nedeniyle kaybedip bizim çocuk muamelesini yediremeyen, o hınçla çıktığı maçların sonuncusunda Barcelona'ya Bernabeu'da Avrupa Şampiyonluğu'nu yedirmeyen deha'nın üzerine çevirili olacak kameralar.
Barça son 4 yıldır neredeyse futbol denince akla ilk gelen marka oluverdi. 2006 Dünya kupasında fena halde pişen tecrübenin kulüp oyuncularına verdiği güçtür İspanya'yı Avrupa ve Dünya şampiyonu yapan..Real Barça siyasi kutuplaşmasında tartışmalar süre dursun, İspanya'dan çıkan Barcelona, Barcelona'dan çıkan İspanya Dünya'nın Dünya Şampiyonu olmamış ülkesi unvanını Hollanda'nın üzerine yıkarak çıkmıştır bu sınıftan..Neredeyse İspanyol olmanın patent hakkını futbol düzleminde Katalunya'ya taşımıştır.
UNİCEF'e forma reklamı karşılığı üste paran veren zihniyettir sempati liginde onları başka yere taşıyan..Hem sahada hem saha dışında ve son olarak hava'da (THY) destek alan bir talim terbiye karargahıdır Nou Camp..
2006 yılından 2010'a 4 yıllık sürede Avrupa'da seyirci sempati trendleri üzerine çalışan bir kuruluş bu dönemde Barcelona taraftarı sayısının 10 milyon artarken, Real Madrid'in 13 milyon düştüğünü açıkladı. Bu en tutkulu, bilgili ve takipçi futbol kitlesinin pozitif futbola açtığı krediyi gösteriyor.
İşte Morinho son yıllarda bu devamlılığın önünü tıkamak için bir fırsat yakaladı. Real Madrid'e 9 lig şampiyonluğıu kazandıran efsane teknik adam Miguel Munoz benzeri bir adamışlık gösterdiği takdirde Barcelona'nın süksesine dur diyebileceğini iyi biliyor. Pazartesi bunun ilk adımını atmaya çalışacak. Porto, Chelsea ve İnter'le kazandığı şöhreti "gelmiş geçmiş en büyük hoca'ya" çevirecek icraatın uzun yıllar sürecek bir Real evliliğiyle mümkün olduğunu hissediyor olmalı..
Capello ve Schuster'le elde edilen son şampiyonluklar gibi bir gün bu kapıdan çıkıp gidecekse Barça'nın DNA'larına kazınan Cruyf felsefesinin kendiliğinden yok olmasını beklemekten başka şansı kalmayacak Real Madrid'in..
Gelecek 5 yıl, bu sezon, bu ilk Barça maç'la Real'in sabır, Morinho'nun kararlılık defterlerindeki istikrarla şekillenecektir.
Barcelona futbol'da artık tek maç galibiyeti, tek sezon zaferi değil, bir felsefe ile dönemlerin liderliği için felsefe yaratmanın gerekliği safhasına geçtiğinden en büyük stresi ezeli rakibine yüklemiştir.
Pazartesi gecesi klasiko'da bir milat kabul edilmelidir. Sahada ne olura bakmaya yürek dayanmıyor ama Morinho"nun 4-2-3-1 felsefesi en cesaretli oyunun oynarsa bol gollü bir maç, yüksek tansiyon bizi bekliyor demektir.
İspanya'nın en çok şut atan çocuğu Ronaldo ile Messi 'nin buluşmasından ziyade, Xavi İniesta'ya karşı Mesut Di Maria şov bekliyorum.
Felecek 5 yılın sempati trendlerine etki edecek Barcelona-Real Madrid maçı aslında bir klasik'den daha öteci olacak..
Basit yaşamın başkalarını var etme günlüğünde yıldız tarihi 29 kasım 2010....
---------------------------------------------
Uğur MELEKE / Milliyet
Son 5-6 yılda Barcelona'nın problemli olduğu 3-3 biten geceyi saymazsak en dengeli gözüken El Clasico bu. Her iki takım da çok skorer olmalarının yanında zor da gol yiyorlar. Real Madrid geri altılısını neredeyse Barcelona kadar iyi oturtmuş durumda. Üstelik ön taraftaki dörtlüsü Latin yeteneklere sahip ama Avrupa disiplini görmüş isimler. Bu dörtlünün Güney Amerikavari yetenekleri Mourinho'nun taktik disipliniyle terbiye olunca ortaya takımdaş bir hücum planı çıktı.
Tabii Barcelona 21. yüzyılın model futbolunu oynadığı için hep onların nasıl kaybedeceği üzerine kafa yoruyoruz. Tabii ki Messi, Pedro ve David Villa'nın formu her zaman her yerde her rakibi alt edebilecek seviyede. El Clasico'da da son dönemde asistan özelliğiyle en plana çıkan Villa ve Di Maria'nın başrolü Messi ve Ronaldo'dan çalmaya çalışacaklarını düşünüyorum.
-------------------------------
Mert AYDIN / NTV Spor
Mourinho'nun Real Madrid'in başına gelmesiyle El Clasico başka bir anlam kazandı. Dünyanın en kibirli ve belki de en başarılı teknik direktörü, futbol dünyasına gerçek anlamda adım attığı kulübün karşısında. Mourinho ile Barcelona arasındaki ilişkinin nasıl bu hale geldiği de anlaşılır gibi değil. Belki de Chelsea ile Barcelona arasında iki sezon peş peşe oynanan Şampiyonlar Ligi maçları ve o karşılaşmalar sırasında yaşananlar burada başrolü oynadı.
Mourinho son 4 maçtır Barcelona'dan puan dahi alamayan bir takım devraldı. Geçtiğimiz sezon Inter'i Barcelona'yı durduracak hale getirirken Mourinho zorlanmıştı. Grup maçlarında iki takım arasındaki maçlarda Inter gol atamazken topu görmemişti. Ama aradan geçen 5 ayda çok şey değişti. Barcelona'yı iyi gününde durdurabilecek belki tek savunmayı takımına uygulatmayı başardı. Oyunun yönünü değiştiren Barcelona'nın orta saha sihirbazları tek bir organizmaymış gibi o tarafa yönelen savunma karşısında akışkanlığı sağlayamadı. Sonuçta turu geçen Inter oldu.
Mourinho Real'de dikine oynayan, 3-4 pasta gol pozisyonu yaratabilen bir ekip oluşturdu. Mesut gibi Ronaldo gibi isimler bu taktik için çok uygun Ne var ki henüz Real Madrid, tipik Mourinho alan savunmasında sınıfı geçtiği sinyalini veremedi. Maçın Nou Camp'ta oynandığını göz önüne alırsak bu veri biraz daha ibreyi Barça tarafına çeviriyor. Belki de Bernabeu'daki rövanşta gerçek Mourinho savunmasını görebileceğiz.
Barcelona tarafına gelince. Mourinho'nun varlığı en az Real Madrid kadar tribündekileri irite ediyor. Futbolcun kanadında da Inter maçları unutulmadı. Sezon başında yaşanan ritm bozukluğu düzelmiş görünüyor. Villa yavaş yavaş uyum sağlamaya başladı.
Ana fikir. Yine harika bir maç bizi bekliyor. Saha ve Mourinho'nun yeni gelmesi itibarıyle favori Barcelona.
------------------------------
Sabri UGAN / Star Tv
Bana inanın...
"El Clasico" sadece bir futbol maçı değildir...
Klişe bir cümle kurmadım.General Franco ve O'nun Real Madrid düşkünlüğünü bilirsiniz...
Adına düzenlenen kupanın yarı finalinde kaçınılmaz gerçek karşısına çıktı. Real Madrid ve Barcelona yarı finalde eşleştiler. Dahası ilk maçı Barcelona 3-0 kazandı. Takvim yaprakları 13 Haziran 1943'ü gösterirken, sıradan Real Madrid taraftarının yüreğinde hiçbir umut pırıltısı umut yoktu. Üstelik ilk 45 dakika 1-1 tamamlanmıştı.
Barcelona soyunma odasında sevinç gösterileri yaşanıyordu doğal olarak. Derken kapı açıldı. İçeri önemli biri olduğu her halinden belli olan bir devlet memunu girdi. Tok sesle konuştu...
"İç Savaş'taki suçlarınızı futbolcu olduğunuz için sildik. Bunları yeniden ortaya çıkarmamızı mı istiyorsunuz?
İkinci yarı başladı...
Gol… Bir gol daha... Bir daha… Derken maçın son düdüğünü çaldı hakem..
Real Madrid 11-1 kazandı...
Bu günün üzerinden yıllar geçti.
Tarih 17 Şubat 1974'e gelmişti.
General Franco iyiden iyiye yaşlanmıştı. Hastaydı…
Total futbolun babaları Rinus Michels ve Cruyff'la yeni bir kimlik kazanan Barcelona Santiago Bernabeu'dan ayrılırken dev skorboarda 5-1'lik galibiyetinin izlerini bırakmıştı..
Rivayet odur ki, 1 yıl sonra hayata veda eden Franco'nun yaşama umudunu yitirmesine neden olan etkenlerden biri de bu skordur.
El Clasico futboldur evet...
Ama bu "Sadece" bir futbol maçı değildir.
Futbol hayattır...
------------------------------
Bağış ERTEN / Radikal
Pazartesi El Classico'da Barça'yı da, Real Madrid'i de tutmak için birçok neden sayabilirsiniz.
Ben Barça'lıyım. Ne tarihi referanslar yüzünden, ne muhteşem altyapı başarısına hürmeten, ne de teknik-taktikten ötürü. Ben Messi, İniesta, Xavi, Pedro, Bojan ve Alves için tutuyorum Barça'yı. Boyu boyuma, huyu huyuma uygun hepsinin. Tamam, Ronaldo hali, duruşu, futboluyla bir futbol ikonu. Ama Messi, Iniesta, Xavi sanki bizim mahallenin tıfıl oğlan çocukları. Ronaldo ulaşılmaz gibi duruyor, Messi'nin her golden sonra kafasını okşayasınız geliyor. Biri endüstriyel tasarım, diğeri sıkıştırılmış, rafine yetenek.
İşte ben Barcelona'yı en çok bu 'Azıcık boydan kısa' haliyle seviyorum.
------------------------------
Banu YELKOVAN / Radikal
Bundan birkaç yıl önce, Barcelona ve Real Madrid rekabeti ile ilgili görüşü sorulan o zamanki Barça teknik direktörü Frank Rijkaard, "Real Madrid maçlarından alabileceğim toplam puan 6 puan. Bugüne kadar 6 puanla şampiyon olan bir takım gördünüz mü?" cevabı vermişti. La Liga söz konusu olduğunda 6 puan farklı şampiyon olmaya bile yeter aslında! EL Classico bu sene her zamankinden daha da farklı olacak. Bir tarafta hepimizin geleceğin takımı olduğu konusunda hemfikir olduğu Barcelona, diğer tarafta Real Madrid'e Inter'e oynattığından bambaşka bir futbol oynatan, gittiği her takımla şahsi efsanesine bir sayfa daha ekleyen Jose Mourinho'nun Real Madrid'i. Üstelik bu defa rekabet sadece iki dev takım, Barcelona ve Real Madrid arasında da değil. Jose Mourinho'yla Barcelona'yla arasında da çok büyük bir rekabet var. İki takımın rekabetine çok şahit olduk da, bir adamla bir takımın rekabetine o kadar fazla rastlanmıyor! Pazartesi gecesi olacakları tahmin etmek çok zor. Tahmin etmek zorunda değiliz, umut ederek bekliyoruz!
--------------------------------
Bener ONAR / Radikal
Pazartesi sendromu diye bir şey var bildiğiniz gibi. Belki de ilk kez futbol severler bir an önce pazartesi olması için dua edecekler! Son yıllarda Barcelona, Real Madrid'i sportif başarı olarak geride bıraktı. Yine de Jose Mourinho'nun varlığı nedeniyle kendisini kanıtlamak zorunda olan Madrid ekibi değil de Barça. Mourinho farklı bir adam. Kendisini ne çok sevebildim, ne de çok nefret edebildim. Halbuki iki durum için de bolca fırsat verdi bizlere! Böylesine büyük tarihi bir geçmişi olan bir kapışmanın önünü geçebilmek inanılmaz bir olay. Yine de sahadaki mücadeleye odaklanmaya çalışacağım. Barcelona'nın kazanacağını düşünüyorum. Katalanlar, Portekizliden korkuyor ama Mourinho da bazen Nou Camp'da kritik hatalar yapabiliyor.
------------------------------
Ali ECE / Akşam
Bobby Robson'ın bir zamanlar dediği gibi Barselona şehri "bağımsız bir futbol ülkesi"dir ve FC Barcelona da onun ordusudur. Madalyonun diğer yüzündeki Real Madrid de tüm çabalarına rağmen ateşli silahların başaramadığını silahlar yerine paha biçilmez futbol ayaklarının, kafalarının, taktiklerinin Barcelona karşısına diktiği tarihsel futbol ordusudur.
Şimdi her "iki futbol ordusu"nun da başında birbirinden usta iki teknik deha var. Dünyanın faal en iyi iki futbolcusu da 21. yüzyılın en zevkli El Classico'sunda başrolde olacaklar ama bence sonucu tayin eden başroldeki Messi ve Ronaldo'dan çok her iki takımın en iyi yardımcı oyuncularının göstereceği performanslar olacak.
------------------------------
Mehmet AYAN / Lig Radyo
Ben bir kere bu kritik maç öncesinde taraf olduğumu ifade etmeliyim. Evet, Rea Madrid'i destekliyorum. Ve ülkemizdeki "Her şeyin en iyisini Barcelona yapar, futbolun en iyisini Barcelona oynar" cümlelerinin ağızdan ağıza dolaşmasından da sıkıldım. Buna ciddi anlamda tepki gösteriyorum çünkü Barcelona iyi futbol oynuyor diye "Futbol Barcelona'dır" diyemeyiz. Hem o kadar Barcelona'cıysak neden o takımı yaratanların başında gelen bir ismi hemen kovduk ülkemizden? Ayrıca bizim artık bir karar vermemiz lazım: Ne istiyoruz? Yani, hem Barcelona'ya öykün ama alt yapıya hiç önem verme hem de Guti'yle Quaresma benim takımımda olsun iste. Böyle bir şey olamaz. Sözün özür Türkiye'deki "Barca'cılık" beni yoruyor. Pazartesi akşamı da inşallah Real Madrid, Nou Camp deplasmanından galip ayrılacaktır. Temennim bu...
----------------------------
M.Çağrı DAVRAN / Fanatik
Mourinho, Gonzalez ve El Clasico…
Dünyanın en iyi iki takımı, tarihte 3. kez pazartesi günü El Clasico için sahaya çıkıyor. Kadro değerlerinden tutun, her şeyiyle Barcelona-Real Madrid kapışması, normal bir 'futbolsevmeyeni' bile ekrana bağlayacak kaliteye sahip. Barcelona, Nou Camp'ta seyircisinin karşısında ve son 4 lig maçını da kazanmış. Rakibi Real ise onun başarıları yüzünden her sene dünyanın parasını harcamış! Ancak bu kez Madrid doğruyu buldu ve büyük yıldızların anahtarını, onlardan daha büyük bir isme –İnter'de, Barça'yı deviren adama- Jose Morinho'ya verdi.
Katalanlar daha klas ve pas trafiği yüksek oyunuyla herkesi büyülüyor. Ama takım, fazlasıyla Messi ve Xavi üzerinden dönüyor. Real'in oyun yapısı ise sağlam ve direkt rakip kaleye yönelik. Mourinho eğer oyunu kilitlemek istemezse, zevkli bir maç izleriz. Aksi olursa da, geçen sezon Şampiyonlar Ligi yarı finalindeki Barcelona-İnter maçını hatırlamanız yeterli. Tabii hakemin de kartı çok seven Itturalde Gonzalez olduğunu unutmamak gerek.
---------------------
Çağdaş DOĞAN / Fotomaç
Favori Real Madrid
Real Madrid'in son yıllarda Barcelona'ya şansının tutmadığı aşikar. Ligde iki sezondur Katalanlar'ın gerisinde kalan Los Galacticos, yarın sezonun en önemli sınavını verecek Camp Nou'da. Jose Mourinho ile kabuk değiştiren, kazanmanın ilk önce savunmadan geçtiği üzerine kafa yoran ve Mesut-Khedira-Di Maria üçlüsüyle geleceğin takımını kuran Madridliler'in kazanması sürpriz sayılmamalı. Barça'nın zehirli okları Xavi-İniesta-Messi, Real gençlerinden daha tecrübeli ama Jose faktörü ile hırs yapmış bir Ronaldo'dan dolayı favorim Real Madrid.
---------------------------
Serkan BAYAR-Fotospor
Messi'nin Barça'sı Mourinho'yu yenemez
Pazartesi günkü 'El Classico' öncesi Süper Lig'de Beşiktaş-G.Saray 'klasik'i oynanacak! Bizim 'klasik'te Barça-Real Madrid derbisini ilgilendiren Schuster-Hagi mücadelesi yaşanacak. İki teknik adam da futbolculuklarında hem Barça hem de Real Madrid forması giyen 13 yabancıdan ikisi. Schuster'i Barça, Hagi'yi de Real Madrid olarak düşünürsek El Classico'dan herkesin aksine Real Madrid galibiyeti bekliyorum. Çünkü Messi bir kez daha kendisine ters gelen Mourinho'ya karşı oynayacak.
---------------------------------
Emrah Hamurcu / Misli.com
Pazartesi sendromuna, sıkıntısına, boğukluğuna ilaç gibi gelecek bu maç. Aslında maçtan da öte. Kahramanları var, senaryosu var, kurgusu var. Hatta kendine has bir adı da var; El Clasico. Klasikleşmiş ancak rutine bağlamamış. Her bölümünde farklı bir heyecan farklı bir tat var. Bu defa ön planda futbolculardan çok bir teknik adam var. Harbiden de teknik bu adam. Jose Mourinho… Teknik adamlığının ilk adımlarını attığı yedek kulübesinin yanındaki kulübede ön öndeki adam karakterinde olacak. Karşısında ise bu işi son dönemde kendine lehine klasikleştirmiş bir takım var. Tarihinin üçüncü pazartesi gösteriminde benim rengim, ruhum belli. Nou Camp savaşçılarını destekleyeceğim savaşta her şey mübahtır düşüncesindeki teknik-taktik adamına karşı, Mesut Özil'e karşı.
--------------------------------
Aycan ÇEKİ / Fotomac.com.tr
La Liga'nın TRT tarafından yayınlandığı dönemlerdi... Salondaki tv'de siyaset (baba) veya eğlence (anne) programları izlendiğinden abimle paylaştığımız arka odadaki tv sayesinde futbolun Galatasaray - Fenerbahçe rekabetinden ibaret olmadığının farkına varmıştım ben. Romario, Koeman, Stoichkov, Ferrer, Guardiola gibi isimler ve onların sergiledikleri futbolun beni çekmesi çok kısa bir zaman almıştı. Barça golü atınca ben zıplardım; Real golü atınca da sırf beni kızdırmak için "Royal"den yana tavır koyan abimin sevinç nidaları yükselirdi C Blok Daire 4'ten... Şimdi aradan çok uzun yıllar geçti ve abimle aynı çatı altında bir El Clasico izleme şansımız yok ama Pazartesi gecesi ben yine Barcelona formamla sahada, pardon pardon tv karşısında olacağım.
"Çömezlik" evresini Nou Camp'ta geçiren ancak ilerleyen kariyeri boyunca Katalunya'nın öfkesini her fırsatta üstüne çekmeyi başaran Jose'nin mi; oyunculuğu döneminde saygıyı haketmiş, teknik direktörlüğü zamanında ise Katalanlar için bir "unutulmaz" haline gelen Joseph'in mi kazanacağı konusundaki fikrimi de daha önce belirtmiş oldum zaten.
-------------------------------
Emre GÜNEŞ / Fotomac.com.tr
Aslında Barça ile Mourinho'nun maçı
El Clasico başladığı anda yine dünya duracak ve bu iki İspanyol ekibi konuşacak. Bence bu kez biraz daha farklı olacak çünkü Real Madrid'in başında Mourinho var. Barcelona geçtiğimiz sezon Mourinho'lu Inter tarafından ancak durdurulabilmişti... Katalanlar bunun rövanşını almak isteyecektir.
Gözler yine Messi ile Ronaldo'nun üzerinde olacak ama Türk futbolverler ayrıca Mesut'un ilk El Clasico performansını da merak ediyor.
Kesinlikle müthiş bir maç bizi bekliyor...
-------------------------------
Ömer SÜT / Takvim.com.tr
Bir tarafta kendi evinde kolay kolay kaybetmeyen Barcelona, diğer tarafta Jose Mourinho ile birlikte iyi bir çıkış yakalayan Real Madrid... Henüz ligin 13. Haftasında oynanacak bu maç şampiyonluğu etkilemez ancak maçı kazanan taraf için iyi bir moral olur. İki takımın da yıldız oyuncuları var ama temennim Mesut Özil'in maça damga vurması. Barcelona için liderlik şansının doğacağı dev karşılaşmayı Katalan ekibinin kaybetmeyeceğini düşünüyorum.
------------------------------
Şevket ARSLAN / Fotomac.com.tr
Messi mi, Ronaldo mu? Bence Angel Di Maria
BU sezon hiçbir resmi maçı kaybetmeyen Real Madrid'in, Nou Camp'ta da Barça'ya yenilmeyeceğini düşünüyorum. Mou'nun Real'i, Nou Camp'a ekiplerin aksine saldırarak savunacak. Sert oynayacak Real Madrid, agresif olacak. Real, ilk dakikalarda gol atarsa daha da rahatlar. Messi'nin değil de ben bu maçın yıldızının Di Maria olacağına inanıyorum.
NOT: Değerli görüşlerini esirgemeyen herkese çok teşekkür ederiz.

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.