Su üstüne çıkmak Vay anam vay... Maçı hiç seyretmemiş birisi dünkü gazeteleri okumuş olsa hakem Yunus Yıldırım'ın çıkıp da Beşiktaş'ı tek başına katlettiğini zanneder. Hakemler, Beşiktaşlı idareci ve futbolcuların tek hedefi haline gelmiş. Eski maçları için bir şey demem ama şu maç için 'el insaf' derim. Sahadaki kötü futbollarının faturasını normalde kendilerine çıkarmaları gerekenlerin, taraftar baskısından çekinip işin kolayına kaçmalarını anlamak mümkün. Ama sözlerinin başına, "F.Bahçe bu maçı her bakımdan hak etti. Bizden kat kat üstündüler" ibaresini koymak şartıyla. İbrahim Toraman oyunun çok durduğundan yakınıp hakeme yüklenmiş. Sevgili İbrahim burada sorgulanması gereken yere düşen Alex mi yoksa Alex'in böğrüne, kafasına çakmakları, bozuk paraları, su şişelerini yağdıranlar mı? Ya da suçlu, polis barikatından iki adım gerilip de korner atamayanlar mı, yoksa o kornerin atılmasına olanak tanıması, yani sahada futbol oynanmasını sağlaması gereken yöneticiler mi? Top taca çıkmış mı, çıkmamış mı? Çıksa ne, çıkmasa ne olur. O top döndü Beşiktaşlı oyuncularda kaldı. Harika bir kontratak fırsatı yakaladılar. Delgado'nun araya bıraktığı top Vederson'dan geçseydi golü büyük ihtimalle Beşiktaş atacaktı (Attıkları gol gibi). Yani taç olayından üç pozisyon sonra top yeniden ortalandı. Bunları bir kalemde geçelim, öküz altında buzağı aramayalım. Colin Kazım, Baki ile kora kor mücadeleye giriyor, geçiyor, arkadan Baki'nin tekmesi, yüzde yüz penaltı ve sarı kart. Ama o da ne, Yunus Yıldırım kararı Beşiktaş lehine veriyor. Gene Baki, Kazım'a ikinci devrenin başında topla ilgisi olmadan öyle bir tekme sallıyor ki, bunun adı Madagasgar'da da, İzlanda'da da, Kırgızistan'da da, Papua Yeni Gine'de de kırmızı kart. Ama Baki sarı kartla ödüllendiriliyor. Ne yapmış, Yunus Yıldırım! Maça direkt etki etmiş, Beşiktaş'ı kollamış. Haaa Colin Kazım'ın penaltı yaptırdığı iddiasıyla su üstüne çıkmaya uğraşılıyor. İyi de kardeşim sen önce ver F.Bahçe'nin penaltısını, sonra at Baki'yi bakalım ne olacak? Olay Kazım'ın eline kadar gelecek mi?
'Duruş' bu mudur? İkinci golden önce Nobre'nin Alex'i biçmesine girmiyorum bile. Demek istediğim, herkes kendine göre yontarsa, olayları istediğin yere götürürsün. Gerçek şu ki, F.Bahçe, Beşiktaş'tan daha iyi takım, daha iyi oyunculara sahip. Arada fark var, bu da hem skora hem de puan cetveline yansıyor. F.Bahçe, Beşiktaş'ı her iki maçta da yendi. Beşiktaş taraftarı 'Chelsea Chelsea' diye bağırıyor, pankart açıyor, formalarını giyiyor. Sevilla için de böyle yapmışlardı, İnter için de. PSV ve CSKA için de. Şimdi son umut Chelsea'de. Kendi yapamadıklarını dünya devlerinden bekliyorlar. Allah kolaylık versin. Elbette burada Avrupa maçlarında F.Bahçe'yi destekleyen Beşiktaşlıları kast etmiyorum. F.Bahçe, Chelsea'yi geçerse Liverpool ile eşleşme ihtimali var. Peki o zaman ne olacak! Beşiktaşlılar 8-0 yenildikleri Liverpool'a böylesine sevgiyle bağlanıp yanlarında olacaklar mı? Futbolda herşey var. Eger o günleri görürsek yaşanacaklar 'Beşiktaşlı duruşu' dedikleri o duruşu gözden geçirmek için başlı başına bir test konusu olmaz mı! F.Bahçe'nin önünde Chelsea maçı var. Tek düşünce bu. Bu yazı sadece futbol adına F.Bahçe'nin hakkını vermek istememekte ısrar edenler için yazılmıştır.
Servisi
