Hastasıyım!

Verilen ekstra zaman dolmuş ve top Muslera'da, Avrupa'daki tüm majör liglerde maç o anda biter, Aydınus bitirmiyor… Degajı yaptırıyor, oldu mu sana 90 artı altı, bu kez de korner var diye oynatıyor! Başına bela arıyor, bir gol ya da penaltı olsa kıyamet kopacak. Bizim hakemler, durduk yere kaşınıyor hikayenin özeti bu. Kaldı ki, Fırat en iyilerinden biri ve iyi yönettiği bir maçta yapıyor bunu. Neyse o konu uzun dönelim derbiye. Beşiktaş santradan itibaren iyi oynadı, tempo yaptı, pozisyonlar buldu. Galatasaray saman alevi gibi zaman zaman karşılık verdi. Bu şartlarda ilk golü bulan tarafın Cim Bom olması ilginçti! Ancak kazanacağına inanan bir Beşiktaş vardı. Başta Pjanic olmak üzere kaliteli ayaklar oyunu istedikleri gibi yönettiler.
H H H
Ligin geri kalan haftalarında Galatasaray'ın ikinci yarılarda oyundan düştüğünü biliyorduk, yine öyle oldu. Çokça faul yaparak Beşiktaş'ı durdurmaya çalıştılar. Alex Teixeira'nın markajdan kurtulamaması, Batshuayi'nin yeteri kadar topla buluşmasını önledi. Buna karşılık Ghezzal arka direke çalışarak Larin'e çalıştı. Kanadalı da mahcup etmedi arkadaşını. Ardından bu kez sahanın en iyilerinden Necip, kornerden gelen topu arka direğe aşırtınca Larin oradan haykırdı; bu gece benim gecem! Beşiktaş kazansa da, kaybetse de belli bir oyun koyuyor sahaya. Galatasaray için aynı şeyi söylemek zor. Maçın büyük bölümünde çok dağınık bir görüntü verdiler. Ersin, Necip, Ghezzal ve elbette Larin sahanın en iyilerindendi. Pjanic mi!? Hastasıyım baba!

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.