Ciğerimiz yandı

Başkent Ankara'daki terör saldırısı yüreklerimizi dağladı. Gözlerimizi yaşarttı. Allah hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza rahmet eylesin, yaralılarımıza şifalar versin.
Acılı yüreklerle maçtan keyif alma şansımız yoktu öylesine izledik işte… Terim, oyuna akıl koyan, teknik kapasiteleri yüksek Arda, Hakan Çalhanoğlu, Oğuzhan, Ozan, Selçuk gibi oyuncuları birlikte kullanınca ilk yarıda hem kanatlardan bindirme yapamadık hem de istediğimiz tempoyu tutturamadık. Pozisyon bulamadık ama pozisyon da vermedik.
İkinci yarıda Selçuk, Oğuzhan ve Arda biraz kıpırdayınca gruptan çıkmayı garantilemenin rehavetindeki Çek takımını sıkıştırmaya başladık.
Serdar Aziz'in takipçiliği sayesinde kazandığımız penaltıyla moraller düzeldi… Golün hemen arkasından Arda Turan ofsaytta olduğunu düşünüp gol atmak yerine çakılı kalınca, orta hakem baktı yardımcı bayrak kaldırmıyor ama Arda'nın da atmaya niyeti yok çaldı düdüğü, sonrasında da bayrak geldi. Terim de Arda'yı fırçaladı doğal olarak. O tecrübe, böyle bir pozisyonda bekleyip hakemleri tereddütte bırakmak yerine golü atmalıydı.
İkinci 45'te yere serdik
Her neyse Arda daha sonraki gayreti ve klas hareketleriyle kendini affettirdi zaten. Üstelik ikinci golümüzün hazırlayıcısı da Barçalı yıldızımızdı, yüreğine sağlık. Maçın büyük bölümünde bekleneni veremeyen Hakan Çalhanoğlu, Arda'nın asistini filelere göndererek son dakikalarda korkulu rüya görmemize izin vermedi.
Velhasıl kelam; ilk 45'te tarttık, ikinci 45'te yere serdik Çekler'i… Hollanda'nın bizden önce oynayıp kazanması nedeniyle üç puan çok ama çok önemliydi... Hak ederek, inanarak galibiyete ulaştık, kutlu olsun bu kara günümüzde… Okyanusu geçtik, geriye kaldı Konya'da İzlanda'dan en az bir puan almak. Ondan sonra ver elini Fransa…