Milli olan kulüpler mi!

Bu gerçekten bir milli maç mıydı!?
Şapkamızı önümüze koyup bunu düşünmek zorundayız… Bir milli kaleci, kulüp aidiyetinden dolayı ısınırken yuhalanıyorsa sözün bittiği yerdeyiz demektir. Peki ne yapılmalı? Çok şey yapabiliriz ama önce ülke futbolunu, F.Bahçe-Galatasaray çekişmesine kurban etmemeli ve bu uğurda cesur adımlar atmalıyız!
Gerekirse bir daha İstanbul'da milli maç oynatmayız bu bile bir çözüm olabilir…
İlk yarı iyi oynadık
Neyse geçelim maça… İlk yarıda sahanın her yerine basmaya çalışan, orta sahada oyunu tutan, önde rakibi bunaltan bir Milli Takım vardı. İyi oynadık, hak ederek devreyi önde bitirdik… Garip olan şu penaltı noktasının üç metre önünden topu dışarı atan Burak penaltı noktasından ve ceza sahası önünden iki gol attı; bu ne yaman çelişki!? İkinci yarıda ise Kazanistan kalemizi yoklamaya çalışırken yarım yamalak pozisyonlar da buldular… Allah'tan Volkan Babacan iyi günündeydi de sıkıntıları büyümeden önledi. Eline, ayağına sağlık kardeşim… Terim baktı iş riske giriyor, Topal'la güçlendirdi ortayı.. Diyeceksiniz ki Kazakistan karşısında, iç sahada tedbir almak zorunda kalmamız iyi bir şey mi? Değil elbet ama o kadar dayak yedik ki, bir fiskeye bile tahammülümüz kalmamışken hocanın tedbir alması normal. Kazak maçını kazasız belasız atlattık ya umutlar devam ediyor demektir.
Ancak eksikler görülmeli.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.