Mesajınız var Bay Schuster

Kadroda istikrar, Beşiktaş'ın en büyük sorunudur. Benzetmek gibi olmasın Tigana ve Denizli dönemleri de böyleydi. Hiçbir şey olmasa kenardaki teknik adama rahat batar ve iyi giden takımı bir şekilde bozardı.
Sorsan bin tane mazeret. Vay efendim rakibe göre oynadık, yok efendim kenardaki adamı hazır tutmak için yaptık...
Şimdi bakıyorum Schuster aynı yoldan gidiyor.
Allah selamet versin. Tigana ve Denizli'nin nereye gittikleri belli, Schuster de aynı yere gitmek istiyorsa kendi bilir. Ama hem kadroyu darmadağın edip hem de işler kötü gidince kenarda bunalıma girmesi anlaşılır değil. En iyi günlerinde Necip ve Cenk'i kesen sensin, yürüyen Nihat'tan medet uman, bir hafta onu, öteki hafta bunu deneyeceğim derken tüm takıma öz güvenini kaybettiren sensin. Bugüne kadar 29 futbolcu kullanmış olman bunun en önemli kanıtı. Yanlış yoldasın Schuster. Sen, herkesin gönlünü hoş tutup, maç başına kazanmalarını sağlamaya çalışırken kendini ve Beşiktaş'ı yakıyorsun, artık yeter. Tigana ve Denizli'nin yolundan gitmeye kararlıysan sözüm yok ama derdin başarıyı yakalamaksa önce kadroda istikrara önem vermelisin. Küsen küser, giden gider, sen ideal 11'ini kur, birkaç maç üst üste oynat, bir seri yakala...
İhtiyacın olan bu.. Kadronun tümünü hazır tutmaya gelince, 11'ini bozmadan, maçı kotardıktan sonra oyuncu değişiklikleri yaparken de bu konuyu çözersin.
Tigana ve Denizli'ye de bu tür yazılar yazdım, sonuç ortada. Benimkisi testi kırılmadan yol göstermek.
Testiyi mi kırarsın, yoksa bu tecrübeye güvenip kadroda istikrara önem mi verirsin; senin bileceğin iş.
Davul sende, tokmak sende. Ama bu gidiş, gidiş değil haberin ola.
BOZAN ÇOK, YAPAN YOK
Bizim yerli teknik adamların en büyük hüneri bozmak, aralarında yapmayı bilen çok az. O nedenle büyüklerde görev aldıklarında elleri, ayaklarına dolaşır. Çünkü büyüklerin başına geçenin yapmayı bilmesi gerekir, bozmayı değil. Bu nedenle ben yerli teknik adamların, büyüklere karşı oynattıkları futbola, aldıkları sonuca bakmam. Kendi aralarındaki maçlara bakarım. Yapmayı bilen, farkını o maçlarda ortaya koyar.
BİR BÜYÜK DEVİRMEK!
Yerli hocaların en büyük rüyaları bir büyük devirmektir.O rüyanın peşinden koşarken neler kaybettiklerini hesap etmezler. Misal Ümit Özat'ın Ankara'sı, sekiz günde G.Saray'a deplasmanda 4 attı, Bursa'dan sahasında 5 gol yedi! Yerli hocaların büyük bölümü ondan farklı değil. Hedefleri bu kadar küçük. Daha büyük misyonlular ise ya Terim, Güneş ya da Denizli oluyor, ya da büyük düşüneyim derken duvara toslayıp yıllarca işsiz kalıyor. Bkz: Ahmet Akcan, Güvenç Kurtar v.s.
BİRBİRİNİZİ YEMEYİN
Tabii genelleme yapmayalım. Ertuğrul Sağlam'ın Bursaspor'la sözleşme yaparken ortaya koyduğu strateji ve hedefe varması takdire değer. Türk futbolunun üç büyükleri Terim, Güneş ve Denizli ile diğer teknik adamlar arasındaki köprü de Sağlam'dır aslında. O kategoriye çıkmak için Sağlam gibi uzun vadeli düşünmek ve her teklife atlamamak şart. Yerliler birbirlerinin kuyusunu kazıp, her fırsatta koltuk kapmaya çalışırsa, hiç biri saygın bir kariyere ulaşamaz ve ülke yabancı cenneti olur.
HARCAMAK SENİN İŞİN BİRADER
Yıllardır Beşiktaş'ı kurt gibi kemirenler, akılları sıra Nihat'ı savunma bahanesiyle bana sallıyorlar. Vız gelir tırıs gider. Biz onların, kimlerin, kimi nasıl harcamaya çalıştıklarını iyi biliyoruz... Öte yandan benim vicdanım rahat. Çok şükür çiğ yemedim ki karnım ağırsın. Nihat benim kardeşim ve onu da çok severim ama böyle oynadığı müddetçe her yazım suratında patlayan bir tokat olmaya devam edecektir. Ya eski Nihat olacak, ya kenara çekilecek başka yolu yok.
Nihat Kahveci'ye yakışanı budur, maç içinde saklambaç oynamak değil.
TOLGA ÖZÇIRAK!
Kızma bana Tolga kardeşim, sen hakikaten kötü bir hakemsin. Bunu herkes biliyor, bilmeyen tek MHK. Keita, Guti'yi; Mehmet Yılız, Ersan ve Toraman'ı maç boyu tekmelediler. İtip, kaktılar, bileklere bastılar.
Hiçbirini çözemedin... Hakemden çok Tosunpaşa'ya benziyorsun. Ya kilo ver, ya da düdüğünü! Böyle hakemlik olmaz.

BEKLEYEN, OYNAYAN
F.Bahçe sahasında beklediği Beşiktaş'a karşı bol pozisyon buldu, oynamayı seçtiği Bursa, Galatasaray ve Trabzon maçlarında ise bol pozisyon verdi. Fener oynayan takım değil, bekleyen takım. Bekleyip, Niang ve Dia ile vuracak. Aykut hoca bu gerçeği bir an önce kabul etse iyi olur.
PORTO'YU YENMEK
Beşiktaş, Avrupa Kupaları'nda Porto karşısında sürekli şanssızlıklar yaşadı. Son maçta yıldızlarından yoksun sahaya çıkması bu zincirin yeni bir halkasından başka bir şey değildi. Üstelik özellikle ikinci yarıda maçı kontrolüne almasına rağmen, sezon başından beri sergilediği hataları yapıp, kontrataklara ve Hunk'un kalitesini teslim olmuştu Kartal.
Şimdi Beşiktaş'ın önünde iyi bir fırsat var. Moralleri yerinde, Quaresma'nın oynaması da büyük ihtimal.
Guti'nin havasını bulduğu da su götürmez bir gerçek. Avrupa'da iyi bir gece yaşamak için her şey uygun. Beşiktaş bu maçı kazanmak için oynarsa kazanacaktır, buna inanıyorum.
ER DEĞİL PAŞA!
24 Eylül'de bombayı İsmail Er patlattı. Bakmayın soyadının Er oluşuna söz konusu Beşiktaş olunca bizim İsmail "Er" falan değil paşadır, paşa... Beşiktaş'ın dünya devi Iverson'ı transfer edeceğini ilk o yazdı. Acar muhabirleri atlatan dostum İsmail Er'i kutluyorum.
GÜNÜ SÖZÜ

Bir yengece, doğru yürümesini asla öğretemezsiniz.
Aristophanes

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.