SiSTEM (!)

Hangisi daha tuhaf geliyor; Aysal'ın Terim ile yollarını ayırması mı, Yıldırım'ın Yanal'ı istifaya sürüklemesi mi?
Şu sıralarda Fenerbahçe'ye dönük eleştirilerin merkezinde" futbolcuya dayalı sistem'' var. Komik!
Keza; Türk futbolu, onlarca yıldır, genel kurul üyeleri tarafından seçilmiş başkanlar ve o başkanların seçtiği yöneticilerin hegemonyasında şekillenmekte.
Raconu onlar kesiyor, kararları onlar alıyor, parayı onlar harcıyor, başarıda omuzlarda, haberlerde ve köşe yazılarında yükseliyorlar.
Başarısızlıktaysa zaten, ya federasyon ve hakemler suçlu, ya da kovdukları teknik direktör.
Ne yapalım ki; sistem(!) böyle. Bu yüzdendir ki Aysal ve Yıldırım gibi birbirlerine zıt karakterler bile pratikte buluşabiliyor.
Birisi camiasının efsane ismini hem de (iki sene üst üste şampiyonluk sonrası) kovup, basketbol final serisinden takımı çekiyorken, diğeri bilimi, teknolojiyi küçümseyip, "özel hayat'' gibi gerekçeler üreterek şampiyon antrenörünü bezdiriyor.
Kavgalar, demeçler...
Üstelik bu iki başkan taraftardan ve medyadan hatırı sayılır destek görerek alıyor bu kararları.
Akıllı futbolcu da kime yanaşacağını çok biliyor haliyle.
Maçlarda dünyanın hiçbir liginde görünmedikleri kadar kameralar üzerlerine çevriliyor.
Hep sayfalarda, programlarda onlar konuşuyor, konuşuluyor.
Başroldeler. Bu oyunun can damarı onlar. "Oyun'' dediğimiz şeyse, artık, hakemden, antrenörden hatta futbolcudan bile bağımsız, şehrin lüks mekanlarında gelişen bir ego kumpanyası.
Kavgalar, demeç savaşları, hakaretler, al gülümler, ver gülümler.
Ama maalesef ki, oyun bitiyor.
Ve daha da acısı artık eğlendirmiyor.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.