- 27 Temmuz 2012 | Cuma
İnadı bırakın
G.Saray'da başta transfer olmak üzere gerek yönetim gerekse teknik heyette yaşanan inatlaşmalar sürerse gelecekte büyük sıkıntılar yaşanabilir.
Beni bu yoruma sürükleyen sebeplere en sondan başlayalım.
Melo olayında yaşanan inatlaşma ortada... Sayın Ünal Aysal, G.Saray başkanına "çocukça davranıyor" deme cüretini gösteren Melo için yönetim toplantısında, "Bu transfer kapanmıştır" ifadesini kullanıyor. Olması gereken de bu. Ama ardından 2. başkan Ali Dürüst, "Yeni teklif sunduk. Melo'dan fedakarlık bekliyoruz" diyor.
Görünen o ki 30 milyon euro maliyeti bulunan Melo gelse de gelmese de Aysal'ı başı ağrıyacak.
Riera'ya yaptıkları unutulmadan Aysal için kullandığı ifadeler nasıl affedilir bilmiyorum...
Bazı taraftarların gelmesi için sürekli dua ettiği Melo konusuna bir de şu açıdan bakalım...
Her fırsatta "G.Saray'ı çok seviyorum" diyor ama "tamamen duygusal" davranıyor. 2-3 yıllık sözleşmeyi beğenmeyip, 5 yılda diretiyor. Bu mudur G.Saray sevgisi? Başarını sürdürürsen bu taraftar da kulüp de seni zaten bırakmaz. O halde derdin ne?
Maç oynaması gerek
Gelelim diğer transferde adı geçen diğer yıldızlara... Bülent Tulun'un, başkanın onayı ile son bir yılda görüşme yaptığı isimlerden Klose, Muntari, Ronaldinho, Kallstörm, Demba Ba ve daha birçok isim Terim tarafından direkt veto edildi. Bu da inatlaşmanın net bir göstergesidir.
Üstelik bu oyuncuların Melo'dan daha düşük maliyetle gelebilecekleri ifade edilmişti.
G.Saray'ın etik değerleri ve menfaatleri her şeyden önemli.
Fatih Terim'in, kulübün her kuruşuna sahip çıktığını ve koruduğunu biliyorum. Ancak bu tek başına yapılacak bir iş değil.
Başkanı, yöneticisi, koordinatörü ile ortak hareket edilmeli.
Eğer bu gerçekleşmezse önümüzdeki günlerde yaşanacak sıkıntılar G.Saray'ı ve başkan Ünal Aysal'ı zor durumda bırakabilir.
Transferlerde,"Arda, Melo, Çilek" derken Endonezya kampının iptal edilmesi ve yeni bir kamp programın yapılamaması da unutuldu gitti.
10 gündür kendi tesislerinde olan, bazen tek bazen çift idman yapıp, hiç maç oynamayan tek takım da G.Saray. Bizler yürümekte bile zorlanırken, futbolcuların bu sıcakta Florya'ya mahkum edilmesi de bir inatlaşmanın ürünü müdür yoksa?!!
Yeni bir takım olan G.Saray'ın 20 günde tek bir ciddi rakip bile görmemesi de Süper Kupa sınavı öncesi handikap oluşturabilir.
Beni bu yoruma sürükleyen sebeplere en sondan başlayalım.
Melo olayında yaşanan inatlaşma ortada... Sayın Ünal Aysal, G.Saray başkanına "çocukça davranıyor" deme cüretini gösteren Melo için yönetim toplantısında, "Bu transfer kapanmıştır" ifadesini kullanıyor. Olması gereken de bu. Ama ardından 2. başkan Ali Dürüst, "Yeni teklif sunduk. Melo'dan fedakarlık bekliyoruz" diyor.
Görünen o ki 30 milyon euro maliyeti bulunan Melo gelse de gelmese de Aysal'ı başı ağrıyacak.
Riera'ya yaptıkları unutulmadan Aysal için kullandığı ifadeler nasıl affedilir bilmiyorum...
Bazı taraftarların gelmesi için sürekli dua ettiği Melo konusuna bir de şu açıdan bakalım...
Her fırsatta "G.Saray'ı çok seviyorum" diyor ama "tamamen duygusal" davranıyor. 2-3 yıllık sözleşmeyi beğenmeyip, 5 yılda diretiyor. Bu mudur G.Saray sevgisi? Başarını sürdürürsen bu taraftar da kulüp de seni zaten bırakmaz. O halde derdin ne?
Maç oynaması gerek
Gelelim diğer transferde adı geçen diğer yıldızlara... Bülent Tulun'un, başkanın onayı ile son bir yılda görüşme yaptığı isimlerden Klose, Muntari, Ronaldinho, Kallstörm, Demba Ba ve daha birçok isim Terim tarafından direkt veto edildi. Bu da inatlaşmanın net bir göstergesidir.
Üstelik bu oyuncuların Melo'dan daha düşük maliyetle gelebilecekleri ifade edilmişti.
G.Saray'ın etik değerleri ve menfaatleri her şeyden önemli.
Fatih Terim'in, kulübün her kuruşuna sahip çıktığını ve koruduğunu biliyorum. Ancak bu tek başına yapılacak bir iş değil.
Başkanı, yöneticisi, koordinatörü ile ortak hareket edilmeli.
Eğer bu gerçekleşmezse önümüzdeki günlerde yaşanacak sıkıntılar G.Saray'ı ve başkan Ünal Aysal'ı zor durumda bırakabilir.
Transferlerde,"Arda, Melo, Çilek" derken Endonezya kampının iptal edilmesi ve yeni bir kamp programın yapılamaması da unutuldu gitti.
10 gündür kendi tesislerinde olan, bazen tek bazen çift idman yapıp, hiç maç oynamayan tek takım da G.Saray. Bizler yürümekte bile zorlanırken, futbolcuların bu sıcakta Florya'ya mahkum edilmesi de bir inatlaşmanın ürünü müdür yoksa?!!
Yeni bir takım olan G.Saray'ın 20 günde tek bir ciddi rakip bile görmemesi de Süper Kupa sınavı öncesi handikap oluşturabilir.