Tolga ve Milli Takım

Futbol basit bir oyundur, zorlaştıran futbolculardır! Bir örnek; baskı altındaki savunma oyuncusu topu taca atıp tehlikeyi savuşturmayı düşünmüyor ya da kendine yediremiyor!
Böyle olunca golü kalesinde görüyor.
Beşiktaş, gol atma şansı en büyük olan takım. Çünkü golcü futbolcu sayısı çok.
Gomez, Cenk Tosun, Gökhan Töre, Oğuzhan, Olcay, Kerim Frei, Quaresma golle her an burun buruna gelebilen oyuncular.
Bu bölgedeki futbolcuları kulübede ya da saha dışında tutmak Şenol Güneş için kolay olmasa gerek.
Beşiktaş için Olimpiyat Stadı'nda oynamak kolay olmuyor. 70 bin kişilik statta Beşiktaşlı futbolcular taraftarlarının desteğini hissedemiyor, coşkulu oynayamıyorlar.
Bir takımın başarısında futbolcu-teknik direktör-taraftar üçlüsünün kolektif çalışması önemlidir. Birinin yetersizliği dengeyi bozar, başarıyı zorlaştırır.
Bir takımın başarısında oyunu okuması için direksiyonu elinde tutan teknik direktörün maç içinde yapacağı oyuncu ve taktik-sistem değişikliği hamleleri maç sonucunda büyük önem taşır.
Son örnek, Şenol Güneş'in Quaresma-
Oğuzhan değişikliği...
Defans toparlanmalı
Beşiktaş'ta Tolga'ya da iyi bir alternatif şart. Önündeki Beck, Rhodolfo, Ersan, İsmail Köybaşı arasında uyum, birbirini tamamlama, kademeye girme yok! Bu savunma toparlanmazsa daha çok gole "buyur" der!
Beşiktaş'ın orta sahası pas trafiğinin merkezi. Atiba, Oğuzhan bu trafikteki yöneticiler. Eksiği; sakatlıktan yeni kurtulan Veli ile sakatlığı süren Tolgay Arslan.
Bu eksikler tamamlanınca Beşiktaş'ın futbolu daha bir keyifle izlenir, eski ritmini bulur.
Beşiktaş'ın şampiyon olabilmesi için savunmanın toparlanması gerekir. Bir önemli şart da kaleci Tolga'nın basit ve acemice goller yememesidir!
Açıkçası; kendisi gibi bir kalecinin milli takıma çağırılmaması içimi acıtıyor. İnanıyorum ki Terim de üzülmekte.