Final haftaları

Beşiktaş, "kontrollü" oyun tercihleriyle başarılı sonuçlar elde etti. Şampiyonlar Ligi'ne katılma yolunda ağırlığını koydu. Ancak siyah-beyazlılarda dikkat çeken en büyük yanlış; galip durumdayken geriye çekilip, savunmaya gömülmesi!
Bunun adı; Kartal'a yakışmayan "korkaklık"tır. Böylesi korkaklığın cezasını Konyaspor maçında 1-0 önde iken son saniyede yediği golle çekti!
Bilic, takımın temposunu düşürterek, topu kendi yarı alanında tutup, hızla ileriye çıkmayı istemekte.
Hırvat teknik adamın takıma yerleştiremediği kanatlardan bindirme oyununun olmaması, Beşiktaş'ın hücum akışını engelledi, sezon süresince.
Bu aksaklığı, özellikle sağ kanatta çok gördük!
Solda İsmail Köybaşı- Motta ikilisinin gerçekleştirdiği akıcılık sağda yok!
Bilic'in rotasyon ve hamle yapma sıkıntısını da biliyoruz, görmekteyiz. Bunun başlıca nedeninin, sakatlıklar ve cezalılar yüzünden kadro darlığı olduğunu da biliyoruz!
Heves, hırs ve istek
Gördüğümüz bir başka gerçek ise; Beşiktaş'ın Rıza Çalımbay'dan sonraki ikinci "Atom karınca"sı Veli Kavlak'ın performansı.
Çok koşan, çok çalışan, takımın gözdesi Veli Kavlak, arkadaşlarına rahatlık kazandırıyor, özellikle orta sahada Oğuzhan'ın verimli olmasında büyük rol oynuyor.
Avusturya vatandaşı olması ise, A Milli Takım için ciddi bir kayıptır!
Ligin sonuna yaklaşıldığı bu haftalarda maçlar, Beşiktaş için final havası taşımakta!
Yakalanan Şampiyonlar Ligi'ne katılma umudu, hem heves, hırs ve istek havasını şiddetlendirdi; hem de bu havayı yitirme korkusunu beraberinde getirdi!
Çünkü Beşiktaş'ın bundan sonraki rakipleri; Avrupa Kupalarına katılma ve düşmemeye çalışan (Sivas-D, Kasımpaşa, Elazığ-
D, Gençlerbirliği) gibi takımlar.
Bilic'i risksiz, garantili, kontrollü oyununu bu son maçlarda da görmeye devam edeceğiz!
Hırvat teknik direktöre kızmanın, eleştirmenin zamanı değil! Şampiyonlar Ligi'ne katılma şansını hiçbir teknik direktör kaçırmak istemez!
Kadrosu sakat ve cezalı futbolcularla dolu olan Bilic de bunu yapacak!