Kazandır, kazan

Futbol, ilginç bir oyun. Güzel bir hareketin verdiği keyif, coşku kadar küçük takımların büyüklere çelme takmaları da müsabakalara heyecan, hareketlilik getiriyor. Bu hareketlilik, bazen kimi hazımsız, spor cahili zavallılar tarafından çirkin olaylara dönüştürülüyor!
Beşiktaş, bunun acısını en çok yaşayan, bedelini yok yere puan kayıplarıyla ödeyen kulüplerin başında gelir!
Üstüne üstlük; siyah-beyazlı takımın bugünlerdeki en büyük sıkıntısı Fernandes ile Almeida'nın, sözleşme uzatma görüşmelerindeki anlaşmazlık!..
İki futbolcu ülkelerinde alamayacakları ücreti beğenmemeleri, ederlerinin üstünde para istemeleriyle aşılması terleten zorlu bir çıkmaza girdi!
İki Portekizli de sözleşme yenileme pazarlığını sürdürürken, sahadaki performanslarıyla yanlış yapıyorlar! Bu yanlış; daha iyi oynayarak istedikleri parayı hak ettiklerini performanslarıyla kanıtlamak yerine form düşüklüğüyle yönetimden uçuk rakamlar isteme yüzsüzlüğünü yapmaları;
Önce para sonra futbol
"Ne veriyorsun ki, ne istiyorsun?" dedirtiyor! Yani, istediklerini alabilmeleri için ellerinde güçlü kozları yok.
Beşiktaş'ın ilk haftalardaki çok uzaklarda olmasında bu ikilinin performans düşüklüğünün büyük etkisi var.
İki Portekizli kafalarındaki sorunlarından arınmadıkça Beşiktaş, ilk haftalardaki futboluna dönüş yapamaz. Özellikle Almeida, ayaklarındaki "gol vuruş beceriksizliği"nden kurtulmalıdır!
Aksi durumda görevini şans bekleyen Eneramo'ya kaptırması yakındır.
Beşiktaş'ta sorunlarını sahaya yansıtmayan, sorumluluğunu bilen, futbol oynamayı paradan çok seven futbolcuya ihtiyaç vardır! "Önce para, sonra futbol" anlayışındaki futbolcular, sahalardan silinmeye mahkûmdur! "Önce futbol, sonra para" karakterinde olmayanlar, büyük takım oyuncusu olamazlar!
Parayı kazandıran; iyi, coşku, keyif yaşatan başarılı futboldur!