Eski bir Türk filmi!

Ankaragücü karşılaşmasında Trabzonspor'un verdiği sinyalleri doğru okumak gerekiyor.
Sakatlıkları nedeniyle sahada olmayanları saymaya kalkınca durumun vahameti daha da net olarak ortaya çıkıyor.
Deneyimli oyuncuların gençlerle bütünleşmesi nerede; gençlerin birlikte bir şeyler üretme kabiliyeti nerede...
Elbette dağlar kadar fark var ve bu farkın olması da gayet doğal.
Bunu iyi görmek, iyi etüd etmek, gençlere yüklenen misyonu yeniden gözden geçirmek gerekiyor.
Bu yük bu çocuklara fazla. Yükün üstüne ekstra yükler atmak yerine desteklerle yükü hafifletmek gerekiyor.
Krizler, zorluklardır insanı geliştiren, dayanıklı kılan.
Bu zor dönem de gençler için böyle bir dönem olarak dikkate alınmalı.
Mesela Yusuf Yazıcı...
Hulusi Kentmen'li eski Türk filmlerinden hatırladığımız o; mecburiyetten, evin tüm yükü üstünde kalmış, ailenin küçük ama büyük çocuğu gibi.
Aldığı sorumluluk ya da ona yüklenenle birlikte ileri geri sürekli bir şeyler yapma derdinde.
Diğerleri öyle hakeza...
Kabul edelim ki; herkes gibi saha içi ve kenar yönetimi de bu maça Galatasaray derbi provası gözüyle baktı.
Sakat vermeyelim kafi denildi. O bile olmadı, Batuhan da sakatlandı.
İki maç üzerinden nasılsa denilmiş olmalı ki, itiraz edemem.
Ben öyle anladım olanları.
Yeni kazanım: Arda Akbulut.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.