Hadi gel Erzurum’a

Kesinlikle bulunduğu yerden daha yukarılarda olmayı, gerek şehir gerekse takım olarak hak eden bir rakibi vardı Trabzonspor'un.
Şehirde dolaştığımızda ve stadyum çevresinde karşılaştığımızda üniversiteli gençlerin maça yoğun ilgisi ile karşılaşmak büyüleyiciydi.
Mutlak favorisi olarak çıktığı bir çok kupa karşılaşmasını geçmiş yıllarda "rahatlıkla" kaybetmiş Trabzonspor'un bu maçı da kazanma ihtimali kafalarda soru işaretleri oluşturuyordu.
Allah'tan Rıza Çalımbay gibi işine mesleğine ve rakibine saygılı bir teknik adamı var da Çorumspor maçıyla başlayan ciddiyet Erzurumspor maçıyla devam etti.
Trabzonspor maçın daha başında kadro kalitesiyle karşılaşmayı lehine çeviren skoru elde etti ve akabinde farka gitti. Rıza Çalımbay tercih ettiği oyuncuları diğer oyuncularla yarışan ve rekabete giren futbolculara dönüştürecek gibi. Karşılaşmanın Trabzonspor adına en iyisi şüphesiz Hubocan idi.
Hubocan geldiği günden itibaren kafalarda oluşturduğu bir takım soruları Sivasspor maçında başlayan yükselişi ile azaltmış idi.
Erzurumspor karşısında da sahadaki oyunu ile tüm soru ve eleştirilere çok net cevaplar vermiş oldu. Gerek havadan gerek yerden neredeyse sıfır hatayla tüm topları kesti. Partneri Durica ile belki de Trabzonspor adına ideal ikili olabileceklerini de göstermiş oldu.
?Bero alkışlandı
Yine maçta Abdülkadir'in mücadeleci oyununu çıplak gözle gözlemlemiş olduk. Bu özelliği de takımına müthiş bir dinanizm de katmış oldu.
Matus Bero'ya da ayrıca bir paragraf açmak gerekiyor. Asistleriyle mücadele azmi ile iyi bir alternatif olarak "Ben de buradayım" dedi.
Hugo Rodallega attığı üç golde ustalığını konuştururken Burak Yılmaz ve N'Doye'a da "Bu rekabette ben de varım" mesajı gönderdi.
Erzurum doğası ve tarihi güzellikleri ile sık ziyaret etmemiz gereken güzel şehirlerimizden bir tanesi. Aklımızın Erzurum'da kaldığını söylemeden geçemeyeceğim.
Bu vesileyle de İbrahim Erkal'ı da rahmetle anıyorum; "Hadi gel Erzurum'a gel, Erzurum yahşi güzel..."