Teessüf
- 15 Ekim 2014 | Çarşamba
Hiçbiri (istisnalar hariç), maç dönüşü havaalanında yapılan tek kişilik taraftar protestosundaki "içerik" kadar doğru ve de gerçekçi sözler içermiyordu.
İçten söylenince, hesapsız olunca ve tabii üslubuyla seviyeyi düşürmeden söylenince böyle de etkili oluyormuş meğer! "Ah var" diyor taraftar, inanır, katılır ya da katılmazsın... "Şike ve ırkçılık var" diyor taraftar, buna ister katıl, ister katılma, orası sana kalmış, çünkü sabit! "Sırtınızı dönüyorsunuz" diyor...
Gerçeklere 3 yıldır herkes sırtını dönmüyor mu bu ülkede? Örtmekle, kapatmak arasına sıkıştı Türk futbolu...
Çünkü size üçlü defans, tekli forvet, devşirme stoper, kanat beki verimsizliği anlatılır... "Türk futbolu" ile başlayan ve sözüm ona onun markasal sorunlarını konuştuğunu zannedenler mevzunun kıyısından köşesinden dolaştılar hep...
'Marka değeri' dediler, 'biz nerede yanlış yapıyoruz' dediler ama sonuca gidemediler... Çözümü "onlar kalsın ama" diye önerilerle savuşturdular...
Bu arada zarar vermeyelim diye sustuk ya hani, söyleyelim şimdi; Takım sporlarında, ekip çalışmalarında, hikayesinde "ağıza silah dayamışlık" olan bir oyuncuyu ekibe kazandırmaktan ziyade, ağzına silah dayatılmış olanları cesaretlendirmiş olabilmek övgü hak ederdi bence!