Keyifli maç

Fatih Terim yönetimindeki milli takımlarda görmediğimiz bir şey varsa o da kulüp kavgaları. Bildiri üzerine bildiri yayınlanan, futbolseverlerin ve hatta hakem yorumcularının bir küçük hakem kararı için bile birbiriyle anlaşamadığı bir ülkede futbolcuları barış içinde sahaya sürmek kolay değil. Hiddink ve Abdullah Avcı'nın belki de en az saha içindeki sorunlar kadar uğraştıkları buydu. Terim'in teknik adamlığının ötesinde böyle bir farkı var.
Dün akşam istekli bir milli takım vardı. Coşkulu Ankara seyircisinin itmesi ve erken gelen golle İsveç karşısında daha baskın olan bizdik. Orta sahadaki top kayıpları belki de ilk yarıda ikinci bir gol atamamamızın en büyük nedeniydi. Bu arada 45 dakika oynayan İbrahimoviç'in sakatlığının da etkisiyle fazlaca maça giremediğini belirtelim.
En 'değerli' Caner
İkinci yarıda oyuna ağırlığını koyan Caner Erkin'di. Sezonun en değerli oyuncusu ödülü NBA usulü bizde de verilse Caner en büyük aday olurdu.
Orta yapmayı sanat haline getirdi bu futbolcu.
Gökhan da ilk goldeki asistiyle milli takımın kenar bekleri için verimli bir güne imza attı.
Semih'in bir anlık hatasıyla yenen gole rağmen galibiyeti fazla beklemeden yakaladık.
Gol yiyince yüzler düşmedi, başlar öne eğilmedi.
Dünya yıldızı Arda'ya, golüyle maçı başlatan Mevlüt'e, oyuna girdikten sonra fark yaratan Olcan ile Murat Duruer'e ve diğerlerine de haksızlık etmeyelim.
Ama şunu tekrarlayayım.
Dün geceki maçın ana fikri ne 4-3-3 ne galibiyet ne iyi futbol.
Milli takımda uzun süredir bu kadar keyifle bir hazırlık maçına çıkıldığını görmemiştim.
İstek olmazsa başarı gelmez.

ETİKETLER: Futbol
Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.