Hamza hoca risk aldı kazandı
- Levent Tüzemen Yazıları
- 30 Ekim 2015, 00:58:28
Hamza Hoca'nın yoğun maç trafiği nedeniyle uyguladığı "Derin rotasyon" doğrusu bana "Yürüyen tekerleğe çomak sokmak" gibi geldi. Galatasaray'ın kadro yapısı derin değildi.
Hele hele Sneijder'in yokluğunda istikrardan vazgeçip Hakan Balta, Chedjou, Bilal Kısa gibi formda oyuncuları düşünmemek riskliydi. Kulübe müdavimleri Emre Çolak, Jem Karacan, Semih Kaya'nın, Olcan'ın ve Denayer'in yer aldığı Galatasaray hiç sırıtmadı.
Selçuk istikrar dışı kadroyu aklıyla, zekasıyla, yetenekleriyle bir orkestra şefi gibi yönetti. Öncelikle kazanma adına oyuna damgasını vururken yine çok koşarak diğer arkadaşlarında "Sizden de aynı mücadaleyi bekliyorum" algısını oluşturdu. Selçuk tıpkı İzlanda maçındaki gibi yine mükemmel bir frikik golüne imza atarken kazandırdığı penaltıyı kankası Burak'a attırması moral açısından önemli bir jest oldu.
İyi taraftar kendi oyuncusu için "Yoğurdum ekşi" muamelesini yapmamalı.
Emre Çolak kolay şımarsa da yetenekli ve kaliteli bir oyuncu ama kötü de oynayabilir. Ancak ıslıklamak, yuhalamak Emre'ye ve Galatasaray'a zarar verir.
Sneijder'in, Bilal'in olmadığı ortamda Emre çok koştu ve Burak'ın arka direkte attığı vuruş olarak kalite kokan kafa golünün ortasını mühendis tarzında yaptı.
Semih hassas davrandı
Kadıköy'de tarihi gole imza atan Olcan zorunluluktan solbek oynamasına rağmen koşu kalitesini yükselterek hücuma ciddi katkı sağladı. Löw'ün izlediği Podolski fazla güç harcamadı ama golü aradı ama direklere takıldı.
Savunmada Denayer ile Semih ilk kez birlikte oynamalarına rağmen hata yapmadılar.
Çünkü bu ikili riske girmeyip ayaklarındaki topu basit kullanmaya dikkat ettiler. Özellikle Astana'da yaptığı büyük hatadan sonra Semih maç boyu pozisyon alma ve rakibi kontrol etme konusunda çok hassastı.
Yasin dikine gidiyor hatta Galatasaray'ı öne hızlı taşıyor ama Sneijder'le oynamadığında verimi düşüyor. Çünkü Yasin'in dikkati yok. Sneijder, Yasin'in bu eksikliğini uyarılarıyla gideriyor.
Hamza Hoca bana Jem ile ilgili "Güveniyorum" demişti. Eskişehir maçı belki ölçü olmaz ama oyun anlıyışı olarak sırıtmadı çünkü Jem basit oynadı, yerini kaybetmedi, riske girmedi, rakibi karşılarken dengeli ve dikkatliydi.
Hele hele Sneijder'in yokluğunda istikrardan vazgeçip Hakan Balta, Chedjou, Bilal Kısa gibi formda oyuncuları düşünmemek riskliydi. Kulübe müdavimleri Emre Çolak, Jem Karacan, Semih Kaya'nın, Olcan'ın ve Denayer'in yer aldığı Galatasaray hiç sırıtmadı.
Selçuk istikrar dışı kadroyu aklıyla, zekasıyla, yetenekleriyle bir orkestra şefi gibi yönetti. Öncelikle kazanma adına oyuna damgasını vururken yine çok koşarak diğer arkadaşlarında "Sizden de aynı mücadaleyi bekliyorum" algısını oluşturdu. Selçuk tıpkı İzlanda maçındaki gibi yine mükemmel bir frikik golüne imza atarken kazandırdığı penaltıyı kankası Burak'a attırması moral açısından önemli bir jest oldu.
İyi taraftar kendi oyuncusu için "Yoğurdum ekşi" muamelesini yapmamalı.
Emre Çolak kolay şımarsa da yetenekli ve kaliteli bir oyuncu ama kötü de oynayabilir. Ancak ıslıklamak, yuhalamak Emre'ye ve Galatasaray'a zarar verir.
Sneijder'in, Bilal'in olmadığı ortamda Emre çok koştu ve Burak'ın arka direkte attığı vuruş olarak kalite kokan kafa golünün ortasını mühendis tarzında yaptı.
Semih hassas davrandı
Kadıköy'de tarihi gole imza atan Olcan zorunluluktan solbek oynamasına rağmen koşu kalitesini yükselterek hücuma ciddi katkı sağladı. Löw'ün izlediği Podolski fazla güç harcamadı ama golü aradı ama direklere takıldı.
Savunmada Denayer ile Semih ilk kez birlikte oynamalarına rağmen hata yapmadılar.
Çünkü bu ikili riske girmeyip ayaklarındaki topu basit kullanmaya dikkat ettiler. Özellikle Astana'da yaptığı büyük hatadan sonra Semih maç boyu pozisyon alma ve rakibi kontrol etme konusunda çok hassastı.
Yasin dikine gidiyor hatta Galatasaray'ı öne hızlı taşıyor ama Sneijder'le oynamadığında verimi düşüyor. Çünkü Yasin'in dikkati yok. Sneijder, Yasin'in bu eksikliğini uyarılarıyla gideriyor.
Hamza Hoca bana Jem ile ilgili "Güveniyorum" demişti. Eskişehir maçı belki ölçü olmaz ama oyun anlıyışı olarak sırıtmadı çünkü Jem basit oynadı, yerini kaybetmedi, riske girmedi, rakibi karşılarken dengeli ve dikkatliydi.