Normali buydu!

Sadece heyecan ve tansiyona baktığınızda bile, F.Bahçe-G.Saray maçları için "Spor Bayramı" diyebilirsiniz rahatlıkla. Ve maç da aynen bu anlama uygun bir taktik ve tempoyla başladı zaten. Misal, ilk yarıda her yönüyle daha üstün ve kişilikli oynarken konuk ekip, Fenerbahçe'nin kabuğuna çekilmiş salyangozdan farkı yoktu neredeyse. Şüphesiz, bu görüntüyü yaratan birden fazla neden vardı belki. Ama sanırım en önemli etkenlerin başında orta sahada Emre ve Alex'in etkisizliği ve üretimsizliği ile Stoch ve Dia'nın kanatlarda kapasitelerine ulaşamaması yer aldı, diyebiliriz. Dolayısıyla Bülent Yıldırım'ın takdir haklarıyla performansını zaman zaman olumsuz yönde etkilediği Fenerbahçe, maalesef ilk 45 dakikayı Galatasaray'ı seyrederek tamamladı. İlk yarıya oranla ikinci yarıya daha kişilikli başladı sarı-lacivertliler.
Çoğunluk uykudaydı
Ama oyunun kaderini belirleme gücü ve yetkisine sahip Alex rakibin prangasından kurtulmaktan, Bülent Yıldırım taraflı takdir haklarından vazgeçmekten, Dia ve Stoch da kapasitelerine ulaşmakta zorlanınca, beklediği golü bulması ekstra şeylere kaldı Fenerbahçe'nin. Açıkçası, Hagi'nin eli değmiş, ruhu okşamış sanki Galatasaray'ı daha ilk maçında. Ve Fenerbahçe ise dün akşam bir türlü kapasitesine ulaşamadı. Niang, Yobo ve Volkan Demirel dışındakiler adeta uykulu gibiydiler. Ve doğrusunu istersiniz, bu maç da gösterdi ki bu tür karşılaşmaların favorisi olmazmış. Aslına bakarsanız belki iki taraf da iki puan kaybederek taraftarlarını mutsuz etti. Ancak beraberlik, gecenin en anlamlı sonucuydu bana kalırsa.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.