Avantaj avantajdır!
- Haşim Şahin Yazıları
- 29 Temmuz 2010, 00:12:46
Fenerbahçe ile Young Boys arasında sıklet farkı var şüphesiz takımımız lehine. Ancak son yıllarda çıkış içinde olan, Dünya Kupası'nda tanık olduğumuz gibi İspanya'yı yenen bir ülkenin temsilcisi sonuçta. Üstelik ikinci haftasını geride bırakmış bir ligde yer alıyorlar.
Yani hazırlık, uyum, form sıçraması gibi konularda sarı lacivertlilere oranla daha fazla zaman buldular.
Tabii, Lugano, Gökhan Gönül, Özer ve Mehmet Topuz'un yokluğuna İlhan Eker'in sakatlığı da eklenince Fenerbahçe küçümsenemeyecek açmazlarla İsviçre temsilcisin karşısına çıkmak zorunda kaldı, dün akşam.
Doğrusu, bu futbolcuların yokluğunu maçın başlamasıyla birlikte de hisseti Aykut Kocaman'ın takımı. Defans bloğundaki dörtlünün göbeğindeki Bekir ile defansın sağındaki Önder'in çokça aksamalarına, orta sahanın kenar adamlarından Kazım da katılınca, rakip için orta sahayı geçmek ve Volkan'la ikide bir burun buruna kalmak ummadığı kadar kolay hale geldi.
Bu da doğaldı, zira orta saha ile defans bloğunun temel taşlarından Bekir ve Önder'in katkısı bu kadar aksayınca, takım savunması da kaçınılmaz olarak vasatın üstüne çıkamadı.
NE YAPSIN TEKNİK DİREKTÖR?
Gerçeği söylemek gerekirse sığ bir bakış açısıyla olguya yaklaşırsak, onlara hak verebiliriz de. Ancak, daha geniş açıdan bakmak zorundayız fotoğrafa.
Misal, sarı kartlı Kazım'ın (hem de takımı kötü bir oyuna rağmen öne geçmişken) ikinci sarı kartı görmek sorumsuzluğuna ne yapabilir Aykut Kocaman? "Oynatmasın" diyemezsiniz.
Çünkü Genk ve Galatasaray maçlarındaki performansına rağmen Kazım'ın kesik yemesini her halde "Oynatmasın" diyenler önce eleştirecekti.
Kaldı ki, kendi ceza sahasından top çıkaracak denli sorumluluk alırken Alex, Önder'in bacaklarının titremesine, sonradan oyuna girdiği halde Semih'in rakibin solumasıyla yere düşmesine ne yapsın teknik direktör?
Doğru dürüst organize olamadı, kalitesiyle çelişecek denli sayıda pozisyon verdi ve kötü oynadı Fenerbahçe. Ama bu kadar eksiğe, suni çim saha ve maçın büyük bölümünü 10 kişi oynamasına rağmen rakip sahadan beraberlikle ayrılmak hiç de fena değil iki ayaklı maçlar için gene de. Dolayısıyla avantaj, avantajdır.
Yani hazırlık, uyum, form sıçraması gibi konularda sarı lacivertlilere oranla daha fazla zaman buldular.
Tabii, Lugano, Gökhan Gönül, Özer ve Mehmet Topuz'un yokluğuna İlhan Eker'in sakatlığı da eklenince Fenerbahçe küçümsenemeyecek açmazlarla İsviçre temsilcisin karşısına çıkmak zorunda kaldı, dün akşam.
Doğrusu, bu futbolcuların yokluğunu maçın başlamasıyla birlikte de hisseti Aykut Kocaman'ın takımı. Defans bloğundaki dörtlünün göbeğindeki Bekir ile defansın sağındaki Önder'in çokça aksamalarına, orta sahanın kenar adamlarından Kazım da katılınca, rakip için orta sahayı geçmek ve Volkan'la ikide bir burun buruna kalmak ummadığı kadar kolay hale geldi.
Bu da doğaldı, zira orta saha ile defans bloğunun temel taşlarından Bekir ve Önder'in katkısı bu kadar aksayınca, takım savunması da kaçınılmaz olarak vasatın üstüne çıkamadı.
NE YAPSIN TEKNİK DİREKTÖR?
Gerçeği söylemek gerekirse sığ bir bakış açısıyla olguya yaklaşırsak, onlara hak verebiliriz de. Ancak, daha geniş açıdan bakmak zorundayız fotoğrafa.
Misal, sarı kartlı Kazım'ın (hem de takımı kötü bir oyuna rağmen öne geçmişken) ikinci sarı kartı görmek sorumsuzluğuna ne yapabilir Aykut Kocaman? "Oynatmasın" diyemezsiniz.
Çünkü Genk ve Galatasaray maçlarındaki performansına rağmen Kazım'ın kesik yemesini her halde "Oynatmasın" diyenler önce eleştirecekti.
Kaldı ki, kendi ceza sahasından top çıkaracak denli sorumluluk alırken Alex, Önder'in bacaklarının titremesine, sonradan oyuna girdiği halde Semih'in rakibin solumasıyla yere düşmesine ne yapsın teknik direktör?
Doğru dürüst organize olamadı, kalitesiyle çelişecek denli sayıda pozisyon verdi ve kötü oynadı Fenerbahçe. Ama bu kadar eksiğe, suni çim saha ve maçın büyük bölümünü 10 kişi oynamasına rağmen rakip sahadan beraberlikle ayrılmak hiç de fena değil iki ayaklı maçlar için gene de. Dolayısıyla avantaj, avantajdır.