- 03 Ekim 2008 | Cuma
Bu bir yazgı mı?
Düş kırıklığı o kadar çok ki
Ya Rüştü'ye rağmen A Milli Takım'ın ve F.Bahçe'nin birinci kalecisi olmuş Volkan'ın bir yıl içinde tam üç kere aynı sorumsuzluğu sergilemesine ne demeli? Veya UEFA Kupası'nı ilk kez Türkiye'ye getirmiş ekibin, Milan gibi bir takımın başında bulunmuş, ulusal takımımızın hocası Fatih Terim ve kaptanı Emre'nin küfür ve kol hareketlerine bakın. Peki ilk yıllarında ülkenin umudu olmuş Selçuk Dereli'nin son üç sezonda F.Bahçe ve Beşiktaş aleyhine yorumlarda ısrar edip ama dolaylı yoldan şampiyonluk mücadelesinde G.Saray'ı öne çıkarmasına ne demeli? Hiç şüphe yok ki, benim adıma en büyük düş kırıklıklarından birisi de F.Bahçe taraftarının bu sezon sergilediği tavırdır. Her fırsatta, "Kendisini aştı" diyerek örnek gösterdiğimiz sarı-lacivertli taraftarın takındığı tavra baksanıza! Uğur Boral'ı ıslıklamak, Aziz Yıldırım'ı yuhalamak için neredeyle fırsat kolluyor. Bir taraftar takımına zor anlarda sahip çıkmazsa ne zaman çıkacak? Kimbilir belki de yazgısı böyle Türkiye'nin... Şöyle ağız dolusu gülmek, bayram gibi özel bir günü bile tatlı tatlı geçirmek haram demek ki bize.