Sorgu hakimi!
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 03 Nisan 2018, 22:44:34
Kayseri'deki Fenerbahçe gerçeğinin öznesi; şampiyonluk sınırında mücadeleye devam.
Ya da insaflı bir özet: Yapılan onca haksızlıklara karşı haklı mücadeleye devam!
Üstelik sezonun en iyi futboluyla!
Şimdi Galatasaray maçında verilmeyen penaltıların ne çok şey ifade ettiğini kim hesaplar?
Fenerbahçe elbette kendi yanlışlarını sorgulayacak ama Galatasaray maçında önünü kapatan sistemi kim sorgulayacak?
Vicdandan iyi bir sorgu hakimi tanımıyorum!
***
Onur sonradan elde edilecek bir şey değildir, doğuştandır.
Galatasaraylı Gomis takımıyla birlikte yaşamayı öğrenmiş bir futbol işçisi.
Bir pozisyonun içinde görünüp kaybolmak düşüncesinde değil, o pozisyonun içine girdiği zaman sonuna kadar mücadelede var.
Çünkü sözleşmeyi ruhuyla yapmış önce.
Bir takımda eksikliği en çok hissedilen adam olmakla, sahada varlığını en yürekli biçimde gösteren adam olmak arasındaki farkı gösteren bir adamdan alkışlarımızı eksik etmeyelim.
Ölümün eşiğindeyken bile sahadan çıkmama inadı gösteren bir adama saygı göstermek de hepimizin boynunun borcu.
***
Burak Yılmaz'a bakıyorum.
Rakibe göre mücadele eden olağan şüpheli.
Galatasaray karşısında "ben takımın oyuncusu değilim!" diye bas bas bağıran adam ruh borsasında en düşük seviyeden işlem gördü. Zaten forma aşkı olsa milli takımda gösterirdi.
***
Emre Belözoğlu, şampiyonluğa oynayan bir takımın kaptanı.
En kritik maçlar öncesinde kendisini sahadan attırmak için elinden geleni yaptı.
Son Akhisar maçında da aynı role soyundu ve sahadan atılmalıydı.
Emre sadece kendisine değil, takımının saygınlığına da zarar veriyor.
Başakşehir'in Truva atı olmakla, kaptan olmak arasındaki farkı hissedemiyorsa, iki sezondur çektirdiği güzel resimleri yakması an meselesidir.
***
Futbol sevda olabilir ama insanlık da davadır.
Kırmızı ışıkta takıldığımız zamanlara kızıyoruz da, boş adamların peşine takılarak harcadığımız zamanları niye hesaba katmıyoruz acaba?
Futboldan uzak durmanın sağlığımıza nasıl bir yararı olur diye düşündüğüm oluyor hafta sonlarında.
Çünkü görmeye tahammül edemediğim adamlar ekranda karşımda duruyor!
Çocuklarımızın hayatında "kayıt dışı" olması gerekenleri çılgınca alkışlayanlara bakınca kahroluyorum.
***
Belleklerin silindiği yerde kabadayılara kral muamelesi yapılmasına tahammül edemiyorum yalanım yok.
Çünkü bende hayat sonuçlara bağlı değil.
Futbolda işlenmedik günah bırakmayanların, yaptıklarını yanına bırakmayacak bir mucize bekliyorum hala!
O yüzden en çok merak ettiğim gerçek. "Kötülerin kazanmadığı bir dünya görebilecek miyim?" Şu ahir ömrümde!
Ya da insaflı bir özet: Yapılan onca haksızlıklara karşı haklı mücadeleye devam!
Üstelik sezonun en iyi futboluyla!
Şimdi Galatasaray maçında verilmeyen penaltıların ne çok şey ifade ettiğini kim hesaplar?
Fenerbahçe elbette kendi yanlışlarını sorgulayacak ama Galatasaray maçında önünü kapatan sistemi kim sorgulayacak?
Vicdandan iyi bir sorgu hakimi tanımıyorum!
***
Onur sonradan elde edilecek bir şey değildir, doğuştandır.
Galatasaraylı Gomis takımıyla birlikte yaşamayı öğrenmiş bir futbol işçisi.
Bir pozisyonun içinde görünüp kaybolmak düşüncesinde değil, o pozisyonun içine girdiği zaman sonuna kadar mücadelede var.
Çünkü sözleşmeyi ruhuyla yapmış önce.
Bir takımda eksikliği en çok hissedilen adam olmakla, sahada varlığını en yürekli biçimde gösteren adam olmak arasındaki farkı gösteren bir adamdan alkışlarımızı eksik etmeyelim.
Ölümün eşiğindeyken bile sahadan çıkmama inadı gösteren bir adama saygı göstermek de hepimizin boynunun borcu.
***
Burak Yılmaz'a bakıyorum.
Rakibe göre mücadele eden olağan şüpheli.
Galatasaray karşısında "ben takımın oyuncusu değilim!" diye bas bas bağıran adam ruh borsasında en düşük seviyeden işlem gördü. Zaten forma aşkı olsa milli takımda gösterirdi.
***
Emre Belözoğlu, şampiyonluğa oynayan bir takımın kaptanı.
En kritik maçlar öncesinde kendisini sahadan attırmak için elinden geleni yaptı.
Son Akhisar maçında da aynı role soyundu ve sahadan atılmalıydı.
Emre sadece kendisine değil, takımının saygınlığına da zarar veriyor.
Başakşehir'in Truva atı olmakla, kaptan olmak arasındaki farkı hissedemiyorsa, iki sezondur çektirdiği güzel resimleri yakması an meselesidir.
***
Futbol sevda olabilir ama insanlık da davadır.
Kırmızı ışıkta takıldığımız zamanlara kızıyoruz da, boş adamların peşine takılarak harcadığımız zamanları niye hesaba katmıyoruz acaba?
Futboldan uzak durmanın sağlığımıza nasıl bir yararı olur diye düşündüğüm oluyor hafta sonlarında.
Çünkü görmeye tahammül edemediğim adamlar ekranda karşımda duruyor!
Çocuklarımızın hayatında "kayıt dışı" olması gerekenleri çılgınca alkışlayanlara bakınca kahroluyorum.
***
Belleklerin silindiği yerde kabadayılara kral muamelesi yapılmasına tahammül edemiyorum yalanım yok.
Çünkü bende hayat sonuçlara bağlı değil.
Futbolda işlenmedik günah bırakmayanların, yaptıklarını yanına bırakmayacak bir mucize bekliyorum hala!
O yüzden en çok merak ettiğim gerçek. "Kötülerin kazanmadığı bir dünya görebilecek miyim?" Şu ahir ömrümde!