Fenerbahçe yürürlüğe girdi mi?
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 28 Eylül 2010, 00:27:25
Aykut Kocaman, maçtan önce yaptığı açıklamada, "Araba yola girerse, bir daha durduramazlar" diyordu.
Önce devrilen arabayı yola çevirmek gerek.
Galiba dün gece bu yapıldı.
***
Kolay gol atan Fenerbahçe'yi alkışlarken, "denklemlerin bir kısmını çözmüş bir takım" bulmayı bekliyorsunuz.
Ama takım öyle kolay goller yiyor ki, gelecek maçlar için "muhtıra" veriyorsunuz.
Düşünün, koca Fenerbahçe, Kasımpaşa önünde iki farklı öne geçiyor ama hemen akabinde Fenerbahçe'yi silkeleyen bir Kasımpaşa takımı ortaya çıkıyor. Fenerbahçe'nin elindeki imkanlarla; varılan nokta arasındaki acı gerçek de, kendiliğinden ortaya çıkıyor.
6 gollü farklı bir galibiyete rağmen, dün gece bu çelişkilerle doluydu.
***
Dia'nın sol kanatta bir başlangıcı vardı da, "Bu adam takımı tek başına sırtlar" dedim.
Ama Kasımpaşa'nın aperatif pozisyonda kazandığı gole bakınca, "Fenerbahçe savunmasında eski yanlışların yeni versiyonu yayınlandı" dedim.
Bu dakikalarda orta alanda topu geveleyen bir anlayışı vardı Fenerbahçe'nin.
Üstelik rakibin bindirmelerinde buyurgan, adam kaçırma olaylarında suçlular mangası. Ersen Martin'in rakip kale önünde bile yapmaması gereken bir el hareketini, kendi kalesi önünde yapması, Fenerbahçe'nin canlanma sebebini oluşturdu.
***
Emre'nin attığı golü, tören locasında kendine ayrılan köşeye oturturken, Fenerbahçe'yi sorguladım.
İlk yarıda Dia ve Niang dışındakiler bir garipti. "Gökyüzünde dargın gezen yıldızlar, yeryüzünde sarhoş" diye mırıldandım.
Kimse duymadı.
***
Buna karşılık, ilk yarıda gücünü zamana yaymakla, sahaya yayılmak arasında ilginç bir Kasımpaşa vardı. Yılmaz Vural'ın "deli cesaretinin" sahaya yansıması...
Bu yarıda Kasımpaşalı Şahin'i özellikle işaret etmeliyim. Bir kişi, rakip takımın sırlarını bu kadar açığa vurabilir. HHH İkinci yarıdaki oyun anlayışının da, övgüye değer bir yanı olduğunu söylemek, futbola haksızlık olur.
Gecenin altın hisselerini Niang'a vermezsek, Alex'in maçın son bölümünde oyuna ağırlığını koyan kimliğini görmezlikten gelirsek, bizim yaptığımız da haksızlık olur.
Dün geceki Niang'in Fenerbahçe adına bir açıklaması varsa. "Aranan kan bulunmuştur." Eğer dün gece birilerini haklı çıkaracaksa, öncelikle Niang'ın, sonra da Dia'nın hakkını verelim.
Ama Bilica ve Santos'un bu takımın ipini çekenler listesinde ilk sırayı aldıklarını da belirtelim.
***
Farklı galibiyetin karşılığının bir açıklaması varsa. "Başı kötü olsa da, sonu iyiydi" diyebiliriz.
***
Aykut Kocaman, maçtan önce yaptığı açıklamada, "Araba yola girerse, bir daha durduramazlar" diyordu.
Önce devrilen arabayı yola çevirmek gerek.
Galiba dün gece bu yapıldı.
***
"Fenerbahçe yürürlüğe girdi mi?" derseniz...
Bu takım boynunun borcunu bir maçla ödeyemez.
Önce devrilen arabayı yola çevirmek gerek.
Galiba dün gece bu yapıldı.
Kolay gol atan Fenerbahçe'yi alkışlarken, "denklemlerin bir kısmını çözmüş bir takım" bulmayı bekliyorsunuz.
Ama takım öyle kolay goller yiyor ki, gelecek maçlar için "muhtıra" veriyorsunuz.
Düşünün, koca Fenerbahçe, Kasımpaşa önünde iki farklı öne geçiyor ama hemen akabinde Fenerbahçe'yi silkeleyen bir Kasımpaşa takımı ortaya çıkıyor. Fenerbahçe'nin elindeki imkanlarla; varılan nokta arasındaki acı gerçek de, kendiliğinden ortaya çıkıyor.
6 gollü farklı bir galibiyete rağmen, dün gece bu çelişkilerle doluydu.
Dia'nın sol kanatta bir başlangıcı vardı da, "Bu adam takımı tek başına sırtlar" dedim.
Ama Kasımpaşa'nın aperatif pozisyonda kazandığı gole bakınca, "Fenerbahçe savunmasında eski yanlışların yeni versiyonu yayınlandı" dedim.
Bu dakikalarda orta alanda topu geveleyen bir anlayışı vardı Fenerbahçe'nin.
Üstelik rakibin bindirmelerinde buyurgan, adam kaçırma olaylarında suçlular mangası. Ersen Martin'in rakip kale önünde bile yapmaması gereken bir el hareketini, kendi kalesi önünde yapması, Fenerbahçe'nin canlanma sebebini oluşturdu.
Emre'nin attığı golü, tören locasında kendine ayrılan köşeye oturturken, Fenerbahçe'yi sorguladım.
İlk yarıda Dia ve Niang dışındakiler bir garipti. "Gökyüzünde dargın gezen yıldızlar, yeryüzünde sarhoş" diye mırıldandım.
Kimse duymadı.
Buna karşılık, ilk yarıda gücünü zamana yaymakla, sahaya yayılmak arasında ilginç bir Kasımpaşa vardı. Yılmaz Vural'ın "deli cesaretinin" sahaya yansıması...
Bu yarıda Kasımpaşalı Şahin'i özellikle işaret etmeliyim. Bir kişi, rakip takımın sırlarını bu kadar açığa vurabilir. HHH İkinci yarıdaki oyun anlayışının da, övgüye değer bir yanı olduğunu söylemek, futbola haksızlık olur.
Gecenin altın hisselerini Niang'a vermezsek, Alex'in maçın son bölümünde oyuna ağırlığını koyan kimliğini görmezlikten gelirsek, bizim yaptığımız da haksızlık olur.
Dün geceki Niang'in Fenerbahçe adına bir açıklaması varsa. "Aranan kan bulunmuştur." Eğer dün gece birilerini haklı çıkaracaksa, öncelikle Niang'ın, sonra da Dia'nın hakkını verelim.
Ama Bilica ve Santos'un bu takımın ipini çekenler listesinde ilk sırayı aldıklarını da belirtelim.
Farklı galibiyetin karşılığının bir açıklaması varsa. "Başı kötü olsa da, sonu iyiydi" diyebiliriz.
Aykut Kocaman, maçtan önce yaptığı açıklamada, "Araba yola girerse, bir daha durduramazlar" diyordu.
Önce devrilen arabayı yola çevirmek gerek.
Galiba dün gece bu yapıldı.
"Fenerbahçe yürürlüğe girdi mi?" derseniz...
Bu takım boynunun borcunu bir maçla ödeyemez.