Aynaya bakmalıyız

Son günlerde Fenerbahçe tarihinin en çalkantılı dönemlerinden birini yaşıyor. Futbol şubesindeki başarısız sonuçların üst üste gelmesi sadece teknik ve kondisyon eksikliğine tabii ki bağlanamaz. Carlos, Kazım, Önder'in medyaya yansıyan sorumsuzlukları sadece disiplin eksikliği lafıyla kapatılmayacak büyük bir zaafiyettir. Ayrıca kimseye belden aşağı vurmayı sevmem. Yönetimi üzülerek ve özür dileyerek uyarmak istiyorum. Medyada bazı futbolcuların skandallarda isimleri geçiyor. Yakında başka isimler ve yöneticiler de bu isimlerin arasına katılabilirler! Federasyona ve hakemlere yüklenen bahanelerle üretilen mazeretlerin arkasına sığınmak büyük bir camianın yönetimine ve sayın Aziz Yıldırım'a hiç yakışmıyor. En yenisi 8-10 senelik olan idarecilerimiz daha dirayetli davranmalılar. Bunları söyledik diye MHK'nın, hakemlerin ve federasyonumuzun hiç hatası olmuyor demek istediğimiz de zannedilmemelidir. Kulüplerin istekleri ve siyasilerin destekleriyle oluşan özerk federasyonumuzun bazı legal güçler tarafından son kullanılma tarihlerinin yaklaşması, kamuoyunun gözünden kaçmamaktadır.
Kaosa doğru mu?
Eğer bu zaman uzarsa bilinmelidir ki ya baskı gücüne biat edilmiş ya da yeni oluşum hazırlıkları henüz tamamlanamamıştır. Futbol kulüplerinde yeni oluşumun isimleri konuşulmaktadır. Bizim gibi Mahmut Özgener kardeşimiz de sanırım ki bunları duymaktadır. Kulüpler Birliği Vakfı'nın 17 aktif üyesinin memnuniyetsizliği özerk federasyonumuzun hayrına gözükmüyor. Belli ki onları makama getiren demokratik güç makamlarından edecektir.
1- Kulüplerin hayati yaşam kaynağı olan yayın ihalesi yakındadır.
2- UEFA standartlarının uygulanması kapımıza dayanmıştır.
3- TBMM'de futbol yasası gündem sırası beklemektedir.
4- Bochum Mahkemesi'nin tespit ettiği bahis skandalı, futbolumuzu sarsacaktır.
5- Futbolumuza vizyon kazandıracak teknik sorumlu ile kadrosu hâlâ meçhuldur.
Futbolumuz için bu kadar önemli bir dönemde yeniden kaosa doğru mu sürükleniyoruz?