Bunlar mı şampiyon ?

Maç öncesinde ASpor'dayız "Satranç maçı olacak" dedim. "İki teknik adam analizleri nasıl değerlendirip, takımlarını nasıl kullanacak göreceğiz"… Son söz de Okan Buruk, İsmail Kartal'a "şahane" bir ders verdi. Büyük Takım hocasının nasıl düşünmesi gerektiğini, ezberlerinden neden vazgeçilmeyeceğini, baskıdayken oyuncularının nasıl davranması gerektiği tablo gibi astı. "Yenilmemek" ilk hedef olunca, Fenerbahçe soyunma odasından o meşhur "oyun gücü"nün çıkması da imkansız hale geldi. Sadece Fred'in yokluğu mu bu paniğin sebebi ? Öyleyse, sadece orta saha zaaflarından bahsederdik. Kaleye arkası dönük oyuncuya dalıp, sarı kart gören Osayi'den mi başlayacağız, ya da "Her lig'de oynar" dediğimiz Ferdi'nin ayaklarının birbirine dolaşmasından mı. Szymanski, Cengiz ve İrfan Can'ın ilk 45'i serseri mayın gibi. Ne yapacaklarını bilemeden, kendilerinin farkına bile varamadan oradan oraya koştular. Sezonun çözümü ve problemi nedeniyle maç berabere bitti; "İcardi yoksa, gol yok"… Yani; satranç derken "tavla" seyrettik… Kadıköy'de rakibe yüzde 60 topu vermek, bir derbi maçı için oyun karakteri değil. İrfan Can'ın merkeze alınması bir hamle. Tutmadığı ortada, 45'i bekleme. İsmail Yüksek'in girmesiyle direnç arttı. Maçta rekor faul yapılmış. Öyle bir şey yok. Maçı "başım belaya girmesin" diyen hakem yönetti. Kendini yere atana düdüğü çaldı. Arda Kardeşlerin "yangın söndürücü" profili de devredeydi. Fenerbahçe baskı yaptığı an, "hoooop" bir faul ile topu taşıdı öbür sahaya. "Şampiyon olacak takımı" seyretmek amacımızdı. Bunlar mı Türkiye'nin en iyisi. Küçük hedeflerin, çapsız fikirleri vardı sahada. Tüm dinamikleriyle

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.