Usta işi!

Ne olduysa, 23.dakikada Maxim'in kendini attırmasında sonra oldu. O dakikaya kadar Fenerbahçe temposunu ve coşkusunu koruyarak maça sıkı sıkıya sarılmıştı. Skoru da Dzeko'nun usta işi iki golü ile 2-0'a getirdi. Kadıköy akşamı tribünleriyle, sahasıyla güzel gecenin eşiğindeydi. Rakibin 10 kişi kalması ile birden bire vitesi üçe çektiler. Maçın bittiğini düşündüler ve akışa kendilerini bıraktılar. Gaziantep takımının da isteği buydu; mümkün olduğu kadar oyunu yavaşlatmak. Hızlı hücumcuları vardı. Tabelayı ne kadar aşağıda tutarlarsa, planları da işlemeye o kadar yaklaşacaktı. İsmail Hoca iki sekiz numara 'Symanski – Mert Hakan) oynayarak daha darbeli ön taraf istedi. Dzeko da katıldı onlara, Tadic'in kulvarı da açıldı, kanatlar da pasları rakip kaleye yüzü dönük buldu.

VAR kararıyla (doğruydu) geri alınan penaltı sonrasında Antep farkı bire indirdi. Birkaç dakika sonra Tadic'in şutu çizgiden çıktı. Maçın psikolojisi değişti. Fenerbahçe'nin "kazanırız" mesajını veren dili, "maç böyle bitsin" tercümesine düştü. Yine penaltı kazandılar, Tadic kaçırdı. Aslında Batuhan kurtardı. Maribor maçında da kaleciye bakmamıştı Tadic, bu kez de. Köşe seçti, bu sefer şansı yaver gitmedi. Dzeko'nun farkını burada gördük. Tribünün sesini tekrar açtı kollarıyla. "Hadi" dedi, "beraber koşalım…" Bu ne işe yaradı. Abdülkadir Bitigen'in faul tercihlerindeki takdir hakkına balans ayarı yaptılar. 10 kişi kalan Gaziantep'in direnişi, vazgeçmemesi, her denemeyi yapması da takdir edilmeli. Maxim'in sorumsuzluğu, bu takımı ve inancı "sabote etti" desek, yanlış olmaz. İsmail Kartal'ın ilk üç değişikliği de sakatlıktan oldu. Bu "ünlemi" de yazının sonuna bırakalım.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.