Efsaneye (!) göre,
Daum Almanya'da hocalık yaparken
2-0 önde olduğu bir sırada iki genç oyuncuyu sahaya sürer. Maç
2-2 biter. O gün, "Bir daha kimse bana '
genç kazanmalıyız' demesin" der ve defteri kapatır. Bugün
Lille maçında
Daumsakatlardan bunalmış bir şekilde sahaya çıkartacağı takımın nasıl olacağını bilemiyor.
Deniz Barış'ı sol bek oynatacak büyük ihtimalle.
Emre de onun önünde.
Carlos'un öve öve bitiremediği genç
Onur yedek çıkacaktır sahaya herhalde. Ve herhalde
Güiza ile birlikte diğer gençler de yer alacak kulübede...
Ağustos böceği gibi, 12. adamı düşünmeden, hep aynı onbir ile oynayarak
rekabetsiz ve
mutsuz bir ortam yarattı
Daum. Şimdiye dek yüzüne bakmadığı genç oyuncuların "bir şeyler yapması" için bekleyecek.
Şaka gibi... İşte kazanmak yerine, kaybetmemeye çalışmak böyle bir şey demek ki...