Olacağı buydu

Maça bol pas ve kontrollü bir oyunla başlamak isteyen Milli Takımımız, çok silik ve aciz bir görüntü verdi. Çünkü bu paslar kendi yarı sahamızdaydı, pozisyona girmek gibi bir düşünceyle alakası yoktu. Böyle olunca da tempomuzu yükseltemedik. Buna karşın Almanya beklediğimiz gibi, müthiş baskılı oynayıp topu iyi kullanarak, pozisyonlar bulan taraftı. Klose ve Podolski sürekli Ömer ve Servet'le karşı karşıya kaldı. Bizim ileri uç elemanları ise gerekli baskıyı yapmayarak, zaten rahat olan Almanya'yı iyice rahatlattı. Kısaca Almanya hiç de korktuğu gibi bir Türkiye bulmadı karşısında. İlk yarı boyunca orta sahamız etkisizdi. Arda'yı o kadar aradık ki. Çünkü top tutacak, oyunu yönlendirecek oyuncumuz yoktu. Hiddink, "Arda'nın alternatifi yok" derken haklıymış. Herkes birkere daha gördü.

1'inci belli, 2'nci kim olacak?
İkinci yarıda da birşey değişmedi. Almanya baskısı devam etti. Halil'in kaçırdığı net pozisyona yazık oldu. Bu dakikalarda gelecek bir gol oyunun seyrini değiştirebilirdi. İkinci yarıya başlanırken mutlaka Sercan değişikliği olmalıydı. Sağda Westerman'a karşı en azından daha etkili olurdu. Özer'in yerine de Selçuk'la başlanmalıydı. Hiddink ve ekibinin kulübünde oynamayan oyunculara takıntıları yüzünden çok zarar görüyoruz. Açıkçası bütün maç boyu Servet dışında etkili diyebileceğim bir oyuncu bulamadım. Dünya Kupası'nda hepimizin ayakta alkışladığı, ama bu maçta seyircilerin yuhlayarak büyük ayıp ettiği Mesut ikinci golü elini kolunu sallayarak attı. Açıkçası bizi desteklemek için stadın tamamına yakınını dolduran, gurbetçilere daha farklı, bir yenilgi yaşatmasınlar diye dua ettik. Yanlış kadro seçimi, seçilenlerin de yanlış yerlerde oynatılması bu sonucu olağan kıldı. Kalan maçlarımızı az hasarla kapatıp, en azından, ikincilikteki iddiamızı sürdürmeliyiz. Yani anlayacağınız 1. belli ama 2. kim?