Derbide ilk golü atan kaybetmez

Türkiye'nin en büyük derbisi için geri sayım başladı. Fenerbahçe'nin Hatay deplasmanında, Galatasaray'ın Başakşehir karşısında oynadıkları maçlara ve iki takımın son karşılaşmalardaki oyunlarına bakacak olursanız Kadıköy'deki derbi öncesi sarıkırmızılıların bir adım önde olduğunu söylemek yanlış olmaz. Fenerbahçe'nin oyunculara bağımlı, Kayseri maçı hariç tat vermeyen futboluna karşı, G.Saray hücumda daha kolay çoğalan, ön alanda baskı yapabilen ve en önemlisi topu daha hızlı çeviren bir takım.

Elbette iki takımın karşılıklı olarak faydalanacakları zaafları da var. Ama… Ama dediğinizde öncesinde kurduğunuz bütün cümlelerin değeri kaybolur derler. Benim ama dememin çok güçlü bir nedeni var. Derbide öngörüler işe yaramaz! Klişe değil. Yıllar yılı bunun örneklerini gördük, yaşadık. Şimdi bir de pandemi ve yoğun maç takviminin etkileri var. Öyleyse papatya falı açmamak için skor ahkâmı kesmeyeyim. Ama illa bir tahmin yapacak olsam, "ilk golü atan kaybetmez" derdim!

TUTAN TAMAM DA...

Derbide gözler iki kalecide olacak. Muslera bir döndü pir döndü. Galatasaray taraftarı adeta derin bir "oh" çekti. Artık sarı-kırmızılı futbolcular da sırtını geriye güvenle yaslayabiliyor. Öte yanda Altay, Hatay galibiyetini tek başına kurtaran adam olarak hem potansiyelini hem de formda olduğunu ortaya koydu. Bir takımın atanı ve tutanı önemlidir derler ya. Tutma konusunda iki takımın da sıkıntısı olmayacak. Atana gelince… Fark işte orada ortaya çıkacak!

GÖMLEK KUMAŞINDAN PALTO

Ersun Yanal, Beşiktaş beraberliğinden sonra defansif futbol eleştirilerine, "Elimde gömlek kumaşı var. Benden Palto bekliyorsunuz" sözleriyle cevap verdi. Açıkçası Ersun Hoca farklı Hatay yenilgisinden sonra hemen her maçta kalesinin önüne otobüs çekmeye başladı. Bu oyun tarzı da Antalyaspor'a 3 galibiyet,4 beraberlikle yenilgisiz bir süreç getirdi. Eldeki kumaş bu, anlayabiliyorum. Ama oyun ve oyuncunun gelişimi diye bir gerçek de var. Amaca ulaşmak için her yolu mubah görürken ne futbol zevki kaldı, ne de kalite!

NETWORK

İrfan Can transferi Fenerbahçe ile Galatasaray arasında sanki erken bir derbi oldu. Kahve fincanı emojileriyle renklenen ilginç bir transfer serüveninin ardından İrfan çubukluyu giydi. Sonrası bildik demeç savaşları. Ancak Fatih Hocanın, "bazen para da zaman da transfere yetmez" vurgusu ilginçti. Anlaşılan Terim uluslararası spor arenasındaki güçlü ilişkilerine yani moda deyimle network'üne vurgu yaptı. Yine de aklıma takıldı. Fatih Hoca'nın network 'ünü inkâr edemeyiz de, dev bir global şirketin varisi olan Ali Koç'un böyle bir network sağlayamayacağını düşünmek gerçekçi mi dersiniz?

LİMİT-SİZSİNİZ!

Bir transfer dönemini daha geride bıraktık. "Ara transfer zor" derler ama bu defa çok hareketli bir süreç yaşadık. Süper Lig'de tam 120 transfer yapıldı. Yirmi takım (Antalyaspor'un transfer tahtası kapalı) üzerinden ortalama 6 transfer ediyor. Rekor 13 transferle Erzurumspor'da! Hani kulüplerimiz batmıştı? Biz 120 transfer yaparken Avrupa'nın 5 büyük ligindeki toplam 98 takım 140 transfer yapabildi. Yani takım başına transfer ortalaması 0,7'de kaldı. Bu rüzgâr sırasında G.Saray beş, F.Bahçe dört transfer yapınca Beşiktaş'tan "limit ve denetim" uyarısı geldi. TFF'nin cevabı da özetle, "Her şey kuralına uygun" oldu. Yani işler "bir şekilde" halledildi. Anladık ki işi kuralına uydurursanız limit falan bahane. Yani limit-sizsiniz!

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.