Başımız dik

İtiraf ediyorum! Bu yazıya başlamadan önce sadece İspanya maçına bağlı kalmayıp, turnuvadaki performansımıza ilişkin genel bir değerlendirme yapmayı planladım. Çünkü grup maçlarında ortalama 90 sayı atıp, 60 sayı yiyen ve bütün istatistiklerde milli takımımıza üstünlüğü olan İspanya karşısında küçük bir mucizeye ihtiyacımız vardı.
Özellikle Ersan ve Dickson'ın yokluğu Avrupa Şampiyonası için milli takım adına ciddi kayıptı.
Buna rağmen özellikle Rusya ve Sırbistan maçlarındaki yüksek enerjili, agresif ve inatçı oyunumuz herkesin takdirini kazandı. Yine de tecrübe eksikliğine bağlı basit top kayıpları, asist kısırlığı ve skor opsiyonlarımızın az olması turnuva boyunca sıkıntı yaşattı.
Bu gerçekler, hücum çeşitliliği ve pas trafiği üst düzeydeki İspanya karşısında da yansıdı sahaya. Skor sıkıntısı çektiğimiz ilk çeyreği, ritim tutturamamasına rağmen 9 sayı farkla önde tamamladı İspanya.
Eksikler var ama...
İkinci çeyrekte Furkan devreye girdi ve milliler canlandı. İspanya da 3 sayılık atışlarda 13'te 3 ile oynayınca skor 33-25'te kaldı. 3. çeyrekte Milli Takım 4 kısayla müthiş savaştı ve İspanya'nın dengesini bozup farkı eritti.
Bu bölümde Furkan, soyadının hakkını verip 'korkusuzca' sayı üretti.
Ancak son çeyrekte bizim enerjimiz tükenirken, Sergio Rodrigues'in yönetiminde, kritik 3'lükler bulan İspanyollar tecrübe farkıyla kazanmayı bildi.
Takım olarak iyi mücadele etiğimiz bir şampiyonayı geride bıraktık. Cedi, Furkan ve Melih iyi bir turnuva geçirdi.
Ufuk Sarıca ekibini iyi motive edip, doğru yönlendirdi. Evet, eksiklerimiz var ama değişim zordur.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.