Karabıyık dert yandı!

TVF'de 6 yıla yakın süredir başkanlık görevini sürdüren Karabıyık, yaptığı açıklamada,voleybol için ciddi bir fikir birliği bulunduğunu anlatarak, ''Ciddi bir fikir birliği var. Ama şunu soruyorsanız; 'Herkes birbiriyle bir işbirliği ve dayanışma içinde mi? Herkes voleybol camiasında dost mu, veya voleybol camiasının eksiksiz bütün fertleri Türkiye Voleybol Federasyon Başkanı'nı destekliyor mu?' derseniz, bunun yüzde 100 olması mümkün değil. Dünyada da mümkün değil, Türkiye'de hele hele hiç mümkün değil'' diye konuştu.
Voleybol ailesinin kalabalık bir aile olduğunu, içerisinde 5 bin hakeminin, bir o kadar antrenörün, 10 binlerce sporcunun bulunduğunu anlatan Karabıyık, şu ifadeleri kullandı:
''Yüzlerce, binlerce de spor yöneticisinin olduğunu düşünürseniz, herkesin farklı beklentilerinin olması mümkün. Bu beklentilerin tamamına federasyonun cevap vermesi mümkün değil. Çünkü birisinin beklentisiyle bir diğerinin beklentisi taban tabana zıt olabiliyor. İkisini birden yapmanız mümkün değil. Birini yaptığınızda diğerinin beklentisinin tam tersini yapmış oluyorsunuz. Öyle olunca herkesin her yapılanı desteklemesi mümkün değil. Doğru bulması da mümkün değil. Kişisel beklentiler de var. Herkesin kişisel beklentisini cevaplamanız da mümkün değil. Örnek, milli takıma menajer atayacaksınız, yardımcı antrenör atayacaksınız. Binlerce antrenörünüz varsa bunların onlarcası en azından kendisini o görev için en uygun kişi olarak görebilir. Ama siz bir kişi atayacaksanız, diğerleri sizin bu atamanızı uygun bulmamış olabilir. Bunların hepsi de çok normal. Beklentisine gerekli cevabı almamış olmak belki sizin uygulamalarınıza karşı olmak zaruretini de birlikte getirebilir. O bakımdan burada yüzde 100'ü bulmak çok zor.''
''Camianın geneliyle ciddi bir uyum içindeyiz''
Başkan Erol Ünal Karabıyık, Türkiye'de yükselen bir değer olan voleybolun yönetiminde camianın geneliyle ciddi bir uyum içerisinde olduklarını belirtti.
Bu uyumun yanın da istisnaların da bulunduğunu kaydeden Karabıyık, ''Camianın geneliyle ciddi bir uyum içerisinde olduğumuzu söyleyebilirim. İstisnalar yok mu? Vardır. Uygulamalarınıza ters düşen muhalif olanlar zaman zaman bunu kavga boyutuna da getirebilir. O da normaldir. Ama biz yönetim olarak, yönetenler olarak kavga eğiliminde olmamak durumundayız. Bunları tolere etmemiz gerekiyor. Böyle olmaya gayret ediyoruz'' şeklinde konuştu.
''Sayısı az bir grubun yıkıcı ve yıpratıcı muhalefet ettiği bir gerçek''
TVF'nin son 5-6 yıllık süreçte yakaladığı ivmede camiadan yeterince destek görüp görmediği sorusu üzerine Karabıyık, yeterince destek gördüğünü ancak sayısı az olsa da bir grubun kendisine yıkıcı ve yıpratıcı bir şekilde muhalefet ettiğini söyledi.
Karabıyık şöyle konuştu:
''Ben yeterince destek gördüğümü düşünüyorum ama sayısı çok az olan organize bir grubun çok yıkıcı ve yıpratıcı muhalefet ettiği de bir gerçek. Organize oldukları için belki sesleri de daha çok çıkıyor. Ama genelin, yapılanların fazlasıyla farkında olduğunu ve takdir ettiğini çok yakından biliyorum. Ben Türkiye'yi gezen bir insanım. Bütün camiaya, bugün burada olduğu gibi, hep kapım açık. İnsanların gözlerindeki ışıltıyı gördüğünüz zaman zaten hissediyorsunuz bazı şeyleri. Ama herkesin gözünde o ışıltı var mı? Yok. Çok az bir kesim. Organize sesi çok çıkan, sayısal olarak çok az bir kesimin, kişisel beklentilerine cevap alamayan veya uygulamaları benimsemeyen kesimin olduğu da muhakkak.''

''Bir sonuç devamlılığı sağlanabilirse başarıdır''
Ülke içi yarışmalarda ve Avrupa arenasında nasıl bir sezon beklediği sorusu üzerine Karabıyık, öncelikli olarak erkeklerin Avrupa mücadelelerinde dörtlü final oynayabilme noktasında yer almasını istediğini kaydetti.
Bayanlarda artık büyük hedeflere ulaşıldığını, Türk voleybolunun almadığı kupanın kalmadığını anlatan başkan Karabıyık, alınan sonuçların başarı kabul edilebilmesi için sürekliliğin olması gerektiğini, aksi takdirde elde edilen başarıların tesadüf olarak nitelendirilebileceğini ifade ederek şöyle konuştu:
''Erkeklerde Türk voleybolunun dörtlü final oynayabilme noktasında olmasını çok arzu ediyorum. Bayanlarda artık o hedefe ulaştık. Avrupa Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu hedefine ulaştık. Erkeklerde de Şampiyonlar Ligi'nde dörtlü final oynama hedefine, mümkünse final oynama hedefine ulaşmış bir Türk voleybolunu görmeyi çok arzu ederim. Türk voleybolunun almadığı kupa kalmadı neredeyse. Diğer kupalarda da bu başarının sürmesini arzu ederim. Bir sonuç eğer sürdürülebilirse, istikrarlıysa, devamlılığı sağlanmışsa, başarıdır, aksi halde tesadüf diye de nitelendirilebilir. Ama başarı olabilmesi için de illa her yıl şampiyonluğun gelmesi değil. O seviyelerde, 3. olursunuz, 2. olursunuz, 1. olursunuz, o çizgide devam etmesi önemli olan. Bu yıl da bayanlarda Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunun Türkiye'de olmasını çok arzu ederim.
Şampiyonlar Ligi finalinde erkeklerde Türk takımları oynayabilsin. Milli takımlar açısından olimpiyat hedefini yakalamayı, 2012 Olimpiyatları'nda olmayı çok arzu ederim. Avrupa ve dünya şampiyonu olan Yıldız Milli Takımımız yaşları büyüdü ve bir üst kategoriye geçtiler. Gençler Avrupa Şampiyonası'nda da en azından final oynayarak ya da ilk 4 takım içinde yar alarak başarılarını sürdürmelerini isterim.''