Spor yazarları Konyaspor - Galatasaray maçını yazdı! "VAR penaltıyı veremedi"

'VAR' neye göre var! ERMAN TOROĞLU İki maçı üst üste seyrettik. Konuşmayalım diyoruz, yazmayalım diyoruz ama sonunda öyle bir yere geliyoruz ki mecbursunuz yazmaya ve konuşmaya. Trabzon-Yeni Malatya maçında Ekuban'a net bir penaltı yapılıyor. VAR ortada yok. Galatasaray- Konya maçında Diagne'nin yaptığı net bir penaltı var. Gene VAR ortada yok. Galatasaraylı Seri rakibine kasıtlı basıyor. Sonra VAR çağırıyor, bu sefer doğru karar çıkıyor: Peki arkadaşlar bu VAR neye göre var, neye göre yok? Trabzon maçının son dakikası; Trabzonlu oyuncu, rakibinin sırtına basarak merdiven gibi yükseliyor, kafayı vuruyor. Hakemin faul verecek gücü yok! Sergen kenarda çıldırıyor. Malesef beyler, hakemler yine kötü. Trabzon- Malatya maçındaki çok kötü. Kalkavan kötü. Kalkavan, Diagne'nin pozisyonunu görmeyebilir, bir şey diyemem. Ama VAR nasıl görmez de çağırmaz onu anlamak mümkün değil. Eğer birileri bir şey yapıyorsa, eğer yayıncı kuruluş bazı haltları organize edecek, TFF de buna göz yumacaksa, söyleyin beyler, eğer bazılarını susturup, eğer bazı şeylerin üstünü kapatıp, bazı şeyleri konuşturmayacaksınız o zaman sıkıyönetim ilan edin futbolda! Gelelim Galatasaray maçına... Konya arkada huniyi kurdu, Galatasaray'ı kımıldatmadı. Galatasaray bu huniyi açacak hiçbir şey yapamadı. Neymiş efendim, Galatasaray yüzde 75 topla oynamış. Konyaspor yüzde 25 oynamış. Geçiniz, bir halt yapamadıktan sonra istersen yüzde yüz oyna topla. Nitekim ancak çok ani atılan bir ters topta Konya defansı yön değiştirmeye kalkıyor. Hücum ani geldiği için de yapamıyor. Babel golü atıyor. Şimdi burada Aykut Kocaman'a da bir şey söyleyeceğim. Futbolu bu kadar çirkinleştirmeye, bu kadar zevksizleştirmeye hakkın var mı Kocaman? Rezalet bir Konyaspor. Battı balık yan gider diyor. Hiç olmazsa biraz top oynayalım. Bir başlıyorlar top oynamaya. Bakıyorlar ki karşısındaki Galatasaray kartondan generallerden kurulu. Oynadıkça heyecanlanıyorlar, oynadıkça Galatasaraylılar oyundan düşüyorlar. Bu arada sinirlenen ve bir şey yapamayan Seri, ben çok iyi futbolcuyum diyen Seri gidiyor, rakibin kaval kemiğine basıyor. Hakem sarıyla idare etmeye kalkıyor ama bu sefer VAR devreye giriyor ve kart kırmızı oluyor. Arkadaşlar takım kötü olunca, teknik adamları da, yöneticileri de Türkiye'de çok kolay yollara giriyorlar. Ben o TV'nin muhabirini, şu TV'nin muhabirini, öteki TV'nin muhabirini kabul etmiyorum. Ben bunu asıcam, bunu kesicem. İyi kes de, önce sahada takımın kessin. Niye? Takım iyi değil işleri başka yöne çevirmek lazım. Enteresan iki maç seyrettik. Fazla kalite yoktu. Hani diyor ya bazı futbolcular önümüzdeki maçlara bakacağız diye. İnşallah önümüzdeki maçlar futbolcusuyla, teknik adamıyla, hakemiyle daha kaliteli olur. G.SARAY'DA BEYİN YOK Niye? Çünkü Galatasaray'da takımı idare edecek sahada beyin yok. O da sakat; Yani Galatasaray aslında doksan dakika beyinsiz oynuyor. Ama Konya'da da bu karşıdaki beyinsiz oynayanı çözecek beyin yok. Ne kenarda, ne içerde! Olaylar tabi gelişince Konyaspor, Galatasaray'ın ne kadar kötü olduğunu anlıyor. Kırmızı yüzde yüz doğru! AHMET ÇAKAR Galatasaray tıpkı geçen yılki gibi son dakikada yediği golle puan kaybetti. Takımda çok ciddi coşku ve istek problemi var. İlk yarıda oyunun mutlak hakimiydiler. Her ne kadar fazla pozisyon üretmeseler de tempoyu yükseltemeseler de oyuna hakim oldular. Burada tabii Konyaspor'un çağ dışı futbol anlayışı da önemli. Hani kalenin önüne kamyonu çekmek gibi bir deyim vardır ya, işte öyle yaptılar. Seri ve Nzonzi, Fernando ve Ndiaye'den fazlası ne, bilemiyorum. Emre Mor yine eski Emre Mor. Müthiş yetenekleri var ama futbol oyununu ve pas zamanlamasını hala öğrenemedi. Galatasaray'da topla mesafe kat eden bir tek Babel var. Diagne, hep söyledik asla ama asla Galatasaray için büyük hedeflerin santrforu değil. İkinci yarı Galatasaray, Konyaspor ceza alanına çöktü, art arda goller kaçırdı ve nihayet Babel'in şutunda Konyaspor kalecisi kontrpiyede kalınca Galatasaray aradığı golü buldu. Konya golü yedi, hücum etmeyi düşündü ve Galatasaray'da Seri de yaptığı sorumsuzca hareketle kırmızıyı gördüğünde maçın tüm hakimiyeti Konyaspor'a geçti. Bu dakikadan sonra Konya geldi, Galatasaray savundu. Aslında Konyaspor geldiği bu dakikalarda pozisyon falan bulamadı ama futbol öyle bir oyun ki 90+6'da top bilardo topu gibi gider gelir, biri de vuru verir. Nitekim öyle oldu ve Konyaspor hak etmediği bir beraberlik aldı. Ne oyun olarak hak ettiler ne de mantalite olarak... Hakem Mete Kalkavan VAR yardımıyla Seri'yi atmakta yüzde 100 haklı... Ama maçın hemen başında Diagne'nin kolla top temasında penaltıyı vermeliydi. Veremedi, VAR da kendisine hiç yardımcı olmadı. Bu sonuç Seri'nin ihanetidir! LEVENT TÜZEMEN Aykut Kocaman çalıştırdığı takımlara alan futboluna dayalı 'Kompakt futbol' anlayışını en iyi uygulatan teknik adamdır. Rakibin geriden oyun kurmasını engellemeyi ön planda tutan Aykut Hoca, oyuncularına savunma yaparken nasıl pozisyon alacaklarını da öğretir. Konyaspor'un bu anlayışını yıkmak için Galatasaray maalesef yeterince çalışmamış. Galatasaray'ın yüzde 75 topa hükmetmesi iyi oynadığı anlamına gelmez. Özellikle duran toplar konusunda hazırlık bile yapmamış. Duran toplardan gol çıkarmak adına elinde Donk-Nzonzi-Luyindama- Diagne gibi kuleler var ama adrese teslim ortalar yapılamadı. Feghouli oyun liderliğine soyunup geriye top almaya gelince uzun mesafede oynamak zorunda kalıp kanat etkinliğini yapamadı. Emre Mor topu ayağına bekliyor ve rakibi hep çalımla geçmeye çalışıyor ve sürekli içeri giriyor. Emre ve Babel'in yetersizliği yüzünden Galatasaray kanatlarda etkili olamadı. Seri-Nzonzi ikilisi yaratıcı değiller. Seri, inşallah sadece kenarlara pas vermek için alınmamıştır. Belhanda'nın eksikliğini bence Seri da aradı. Çünkü benim izlediğim Seri daha üretkendi. Ancak rakibine yaptığı kırmızı kartlık hareket tam bir ihanetti. Emre Mor'un çıkışı, Adem'in girişi ve Babel'in nihayet şut atabilecek zihniyete bürünmesi Galatasaray'ın Konya kalesine daha etkili hücum etmesini sağladı. Babel, Konya kilidini sağ çaprazdan içeri girerek attığı golle çilingir gibi açtı. Galatasaray skoru artırabilecek pozisyonlar buldu ancak Seri'nin ihanetle eşdeğer olan kırmızı kartı rakibe pozisyonlar vermesine neden oldu. Yine de büyük bir takım maçın bitme noktasında skoru koruyacak kaliteyi göstermelidir. Terim'in kadro yapılanmasını bir daha gözden geçirmesi gerekir. Seri-Nzonzi ikilisi Fernando-Ndiaye ikilisini verimlilik adına aratacak gibi görünüyor. Ayrıca kanatları işletecek bir formülü Terim mutlaka bulmalı. Yoksa bu görüntüsüyle Galatasaray lig yarışını götüremez. Sorun orta saha! SERKAN KORKMAZ Galatasaray'ın orta sahası o kadar kötü ki Selçuk İnan ilk 11'de oynar. Nzonzi ayağının tozuyla gelerek, Galatasaray'ın yumuşak karnına katkı sağladı. İlk maçında iyi veya kötü demek aslında doğru değil ama Galatasaray'ın belki de Babel'le birlikte yaptığı en doğru transfer. Kimse kusura bakmasın; bu koşulda Nzonzi ve Belhanda'yla birlikte orta alanda görev yapması gereken isim Selçuk İnan. Haftalardır Donk'u övüyorum, ama Galatasaray gibi takımın Nzonzi, Donk gibi ikiliyle orta saha kurmasını kabullenemeyerek, tercihimi Selçuk İnan'dan yana kullanıyorum. Tekrar edeyim; Bu futbolla, Süper Lig'de istediği tempoyu yakalaması hayli zaman alacak Fatih Terim'in. Ama çok acı bir gerçek var ki, Şampiyonlar Ligi'nde grup mücadeleleri başlayacak. Sonuçta Galatasaray, dişli bir rakip karşısında çok kötü bir sınav verdi. Bu saatten sonra takıma katılması en kuvvetli isim ise haftalardır gündemdeki Falcao. Falcao, kuşkusuz çok önemli ve değerli bir isim. Ama kimse kimseyi kandırmasın, Falcao gelince Galatasaray'ın sorunları kesinlikle çözülmeyecek. Feghouli için de olumlu ya da olumsuz bir şey söylemeyi, geçirdiği operasyon nedeniyle doğru bulmuyorum. Maçın hakemi Mete Kalkavan ise iyi maç yönetmedi. Gördüğüm kadarıyla Konyaspor'un bir penaltısını görmedi, VAR da devreye girmedi. Seri'ye gösterdiği kırmızı kart ise doğruydu. ZORLU MÜCADELEDEN KARELER ŞU ŞEKİLDE;