Spor yazarları Sivasspor-Fenerbahçe maçını dikkat çeken sözlerle değerlendirdi

EMRE BOL - STANDART! Sevgili Erol Bulut; bana dün gece oynanan maçın taktiğini bir ara anlatır mısın? Bu kadar kopuk kopuk oynayarak Fenerbahçe nereye varacak? Saat 16 gibi televizyonun başına oturdum. Önce Karagümrük- Beşiktaş maçını izledim. Beşiktaş fırsat bile vermeden rakibini yendi, geçti. Ardından izlediğim Sivasspor- Fenerbahçe maçı inanın bana hiç keyif vermedi. Topu rakibe verme taktiğini, deplasman maçlarında kontra atak yapmayı rakipler çözdü Erol hocam. Ayrıca Fenerbahçe bu kadrosuyla topla oynamak zorunda sanki... Topun peşinden koşabilecek az adam varken başka bir çare yok gibi görünüyor. Her yere koşan, her eksiği kapatan Ozan'ın yokluğunda başka bir planla sahaya çıkmasını beklerdim Erol hocanın. Pelkas olmasa neredeyse rakip sahaya gidilemeyecekti. Kadrolar açıklandığında geçen haftanın en kötüsü Novak'ı sahada gördüğümde açıkçası şaşırdım. Caner sakat olsa bir şey demeyeceğim elbette. Kimse kusura bakmasın ama Caner varken, - form durumları itibariyle- formayı Caner alır. Stoper mevkisinde kalabalık olmasına karşın yeterlilik anlamında sıkıntı var. Eldeki kalabalıktan kurtulup, tandemi sağlamlaştırmak gerekiyor. Topu rakibe verirsen canavar gibi bir orta sahan olması gerekiyor. Sadece Gustavo'nun koşmasıyla, mücadele etmesiyle rakibin direncini kırmak çok zor oluyor. Rakibe göre plan var da elindeki kadroya göre bir plan yok mu? Samatta hala beklentinin çok ama çok altında. Böyle klas bir oyuncunun bir türlü istenilen performansı gösterememesi beni hayrete düşürüyor. Acaba Sivas'ın ikliminde çok mu üşüdü!? Bu soğuk deplasmanda alınan 1 puan kötü değil. Lakin oynanan oyun iyi değil. Artık Fenerbahçe'nin oyun standardını yükseltmesi gerekiyor. Bir öyle bir böyle şampiyon olunmaz. Gerekli takviyeler yapıldığında standart problemi ortadan kalkacaktır. REHA KAPSAL - SORUMLULUK Fenerbahçe'nin Sivas deplasmanında sahaya çıkan ilk 11'inde oyun görüşü olan tek oyuncu Pelkas'tı. Sarı-lacivertliler, çıkan kadroyla iki şey yapmalıydı. Ya fiziksel tempo yapacaktı veya bunu topla gerçekleştirecekti. Pasla bunu yapacak bir takım değiller. Alan daraltarak baskı oluşturması gerekliydi, Çıkarken kazanılacak toplarla pozisyon üreteceklerdi. Kazanılan penaltı da buna benzerdi. Ama ön alan baskısı, sürekli olarak rakibe hissettirilemedi. Bu baskıyı götüremedikleri için tempo yapamayan F.Bahçe ortaya çıktı. Topu kaptıklarında çok etkisiz kaldılar. Hem pas hızı hem oyun hareketliliği olmadığı gibi çıkan kadroda adam eksilten oyuncu olmaması da en büyük handikaptı. F.Bahçe, ne merkezden ne sağ ne de sol kanattan rakibine baskı yapıp bu üç alanı da kullanamadı. Özellikle üç tane forvet oyuncusu içinde tamamlayıcı oyuncular olsa bile belirleyici olmadığı için oyunu bir oyuncu üzerinden kuramadılar. Top ayağındayken de hücum seti olarak yapamadılar. Üç oyuncu da beceri eksikliği olan, dar alanda etkili olamayan isimler. Aynı zamanda Thiam ve Valencia'nın çizgide oynaması hücuma gelen toplarda üretkenliği kısıtlıyor. Final toplarında tercihlerde yerleşik savunmaya dizilmiş setlerin de gerçekleşmesi zor bir hale geliyor. F.Bahçe istim üzerindeyken maçları kazandığında belki keyif veren bir oyun oynamıyordu. Ama saha içinde daha fazla mücadele ortaya koyan bir görüntüdeydi. Sivasspor karşısında 'sorumluluk' almayan futbolcu sayısı çoğalınca işler kötüye gitti. Bunun nedeni saha içindeki oyun kalitesinden daha çok mücadele, coşku, tutku, kazanma arzusu son maçlardaki gibi olmayınca üretkenlikte sıkıntı çekti. Çözümü üretmekte de zorlanınca ve eldeki çıkan kadro oynamayan oyuncuların eksikliğini hissederek çıktığı bir deplasmanda son haftalardaki benliğinden uzak gözüktü. Oynadığı 90 dakikada pozisyon bulamadığı gibi rakibine mental anlamda da galip geleceğini hissettiremedi. Ancak 1 puan alabilirdi. Erol Bulut'un bu maçla ilgili ajandasına yazacağı takımın olumsuz görüntüsüyle ilgili çok notlar olmalı.