Finale kadar gider

Drogba'nın golü mucizeydi ama asıl mucize G.Saray'ın oyunundaki değişimdi. Drogba oyuna girdikten sonra tek pas oynamaya başladı G.Saray ve gol geldi... Fatih hoca bu mucizeyi hazmederse G.Saray, Şampiyonlar Ligi finaline kadar gider. Ama tabii savunmasını düzeltmesi, Hakan Balta ve Gökhan'ı düşünmesi kaydıyla...

* Galatasaray'ın merakla beklenen forveti Drogba, Akhisar maçında sahne aldı ve sarı-kırmızılı takımın oldukça zorlandığı dakikalardı. Hatta 2-0 geriye bile düşebilirdi.
Orada bir dur. Bir maç evvel Fatih Terim, Galatasaray'ı överken ne dedi, neyi başardıklarını söyledi; "Muslera'nın yattığını, top kurtardığını gören oldu mu? Rakibe tek pozisyon bile vermedik."
Ona cevaben ben ne dedim; "Karşında rakip yoktu. Doğru dürüst bir takımla oynadığın zaman O Galatasaray savunmasının nasıl açık vereceğini göreceğiz." Akhisar maçında ne oldu; allak bullak ettiler.
Gekas'ın biri direkten dönen, biri de direkten dönen pozisyondan iyi bir pozisyonda dışarı attığı toplar var ki Gekas geldiğinden beri her maç gol atıyor. Adam ilk defa bu kadar net golleri kaçırıyor, o da Galatasaray'a denk geldi.
Muslera yere yatmaktan bir hal oldu. Muslera'nın iki çok net yanlış çıkışında da adamlar gol atmayı başaramadı.
* Drogba girdikten 5 dakika sonra golle buluştu ve Galatasaray kilidi açtı. Bu gol mucizevi bulundu. Siz ne düşünüyorsunuz?
'Drogba mucizesinden' söz ediliyor, ben de ediyorum. Drogba'nın attığı gol bir mucizeydi. Yüz kere atsa, kaç defa gol olur; onu da çok merak ediyorum.

DİREĞE ÇARPABİLİRDİ
Böyle ucu ucuna gitmiş bir geometrik golü dünya üzerinde atacak adam yok. Böyle gollerde her zaman şansın yardımı büyük olur. O top direğe çarpabilir, direği sıyırabilir, direğin tozunu alabilir. Her şey olabilir.
Kalecinin parmaklarından sekebilir.
Tam böyle gitmesi gereken, yüzde yüz gitmesi gereken yere gitti. Başka türlü gitse küçücük bir açıyla bir derecelik bir açıyla sağa-sola sapsa gol olmaz. Tam oradan gitmesi lazım, oradan gidiyor. Böyle goller dünyanın her yerinde şansın rolünün büyük olduğu gollerdir.
Ama 'Drogba mucizesi' doğru bir laf. Golle değil, Galatasaray'ın oyunundaki büyük değişiklikle...

* Psikolojik mi?
Hayır, psikolojik değil, fiili... Bunu hiçbir gazetede görmedim, hiçbir eleştirmenden de okumadım. İnsanlar maçı nasıl seyrediyorlar, bilemiyorum.
F.BAHÇE ORTAYA KOYDU
Drogba girdiği andan itibaren tek pas oynamaya başladı Galatasaray, Drogba ve Sneijder ile... Gelen topu ikiletmeden, ayağında istop etmeden, önündeki adamı eksiltmeden, sağa sola şöyle topla tur atmadan, Emre Çolak hastalıklarına düşmeden, Drogba girdiği andan itibaren tek pas oynamaya başladı.
Üç tek pas arka arkaya ve gol...
Birinci tek pası veren Drogba'nın kendisi...
Hücuma başlatan tek pası Sneijder'e veren Drogba'nın kendisi, Sneijder'den Burak'a tek pas, Burak'tan orta golü atan gene Drogba oldu. İşte Drogba mucizesi bu!
Gol olup olmaması önemli değil. Bu üçlü tek paslaşma mucize ve bu devam etti. Ne zamana kadar; Fatih hoca Sneijder'i oyundan alana kadar.
Drogba girene kadar da uyuyordu Sneijder...
Çünkü Galatasaray öyle oyun istiyor, Fatih Terim öyle istiyor. 468 tane lüzumsuz pas yapacaksın.
Bir kere saydım. Galatasaray santra çizgisinin iki metre önünde bir serbest vuruş kazandı. Santranın gerisine verdiler pası, 20 pas yaptılar 21. pasta Selçuk, 18 üzerinde kaybetti topu ve kontratak başladı. Şimdi bu nasıl futbol!.. 'Top bende kalsın' oyunun nasıl oynandığını Fenerbahçe, Trabzon'da gösterdi. Fenerbahçe, Borisov'da da gösterdi. 'Top bende kalsın' oyunu kendi yarı sahanda, hem de kazanman gereken bir maçta, bitmez tükenmez yan paslar yaparak oynanmaz.
Adam gelmiyor o yüzden zaten.
Herkes Fatih hocanın ve Galatasaray'ın huyunu bildiği için beraberliğe razı rakip teknik direktör 'Aman kimse Galatasaray'ın üstüne gitmesin. Onlar orada sabah kadar oynasınlar' diyor ve orada pas yapmayı Galatasaray marifet zannediyor.
Dany, Riera, Semih; Semih, Riera, Selçuk; Selçuk tekrar geriye... Yani şaka değil, alay değil korner noktasında, Galatasaray hücumunda 'Bu akın Muslera'da biter' diyoruz, rakibe hiç değmeden top Muslera'ya gidiyor. Hani rakip topu kesip de; hayır!
Galatasaray'ın verdiği geri paslarla kontrataklık akın, korner noktasının oradan Muslera'da bitiyor. Böyle oynuyor Galatasaray!
Drogba girer girmez 'Ne Fatih tanırım, ne Galatasaray'ın oyuncularını' dedi ve elleriyle de işaret ederek, insanları sağa sola göndererek sahadaki futbolu değiştirdi. Galatasaray bu sezonun başından beri ilk defa bu sene tek pas oynadı. Mucize işte bu!
Fatih hoca bu mucizeyi hazmederse Galatasaray, Şampiyonlar Ligi finaline kadar gider.
Savunmasında Hakan Balta ve Gökhan Zan'ı da düşünmesi kaydıyla... Ne yazık ki artık transfer imkânı yok. Ama Fatih Hoca bu tek paslı sistemi hazmetmez, 'Hayır, siz topa basacaksınız, geri döneceksiniz, geriye vereceksiniz, ileriye pas, riskli pastır, riskli pas istemiyorum. Topu rakibe kaptırmak istemiyorum' derse olmaz.
Açıyorsun istatistikleri; Selçuk: Başarılı pas 78... O 78 pasın 75'ini vermek için Selçuk olmana lüzum yok; ben de veririm.
Çünkü yana, geriye bomboş bir adama topu atıyorsun! Hani sahaya çocuklarla çıkıyorlar ya, onlardan birisini koysan Selçuk'un yerine, Selçuk'un başarılı 78 pasından ilk 75'ini verir. Peki, niye ben 5 milyon lira veriyorum Selçuk'a o zaman? 'Riskli pas atsın' diye... Gol riskli pasla gelir. Armut mu topluyor rakip savunma! Bomboş, risksiz pas atacaksın da adam oradan gol atacak. Yok ya!
Ama Fatih Terim'in Galatasaray'da oynattığı 'Risk istemiyorum' futbolu işte bu... Anti futbol, kötü futbol, tatsız futbol, zevksiz futbol...
Sneijder bu havaya uymuştu, Drogba girene kadar öyle oynadı, ne zaman ki Drogba girdi Avrupalı gibi oynamaya başladı. Avrupa Birliği'ne girdi Galatasaray! O zamana kadar Avrupalılar, Fatih Terim birliğinde oynarken, ilk defa Avrupalı gibi oynadılar. Mucize bence bundan ibarettir.

6 PUANA GÜVENMESİN
Ama bu savunmayla Galatasaray'ın başına her şey gelebilir. Fenerbahçe'den 6 puan önde, güvenmesinler! Bu savunmayla her şey olur. Schalke çok kötü durumda herkes söylüyor. İki takımın maçlarını da yakından izleyen Markus Merk "Yüzde yüz Galatasaray" diyor.
Galatasaray'dan da berbat bir Schalke var ama Galatasaray'ın savunmasının ve bu kalecinin ne zaman hangi golü yiyeceği belli değil. Onun için Galatasaray iyi oynamak, gole yönelik oynamak, her maçta 2 tane, 3 tane, 4 tane gol atacakmış gibi oynamak zorunda... Çünkü o savunma her an yer. 4-3 kazanacak topu oynamalı Galatasaray...
* Terim, Akhisar karşısında çift forveti tercih etti arkasında da Sneijder vardı, 3 forvet gibiydiler. Şimdi Drogba da var. Nasıl bir kadro bekliyorsunuz?
Fatih Terim'in bu maçta bir avantajı var, kontenjan sıkıntısı yok. İstediği herkesi oynatabilir yan yana... Bu ona çok aklı başında takım yapma, daha güçlü takım yapma imkanı veriyor. Ama takıntılarından vazgeçmesi lazım.
Sağ bek Eboue, sol bek Riera, Galatasaray savunmasının zaafı... Çünkü ikisi de ileri gittiklerinde geriye dönemiyorlar. Bu yüzden Riera gitmez oldu zaten, belki de tembih ettiler Riera'ya 'Sen ileri çıkma aslanım' dediler.
Eboue gidiyor çünkü gitmese Eboue'nin faydası yok. Niye aldın Eboue'yi ki! Sabri canavar gibi oynuyordu. Onu iyi düşünmesi lazım. 'Sneijder'i nasıl kullanacağını' iyi düşünmesi lazım. Şimdi görünen o ki Yekta'nın yerine Melo'yu koyup bu takımı çıkaracak.
* * *
ÜNAL AYSAL CEVAP VERMEK ZORUNDA
Kıraç bırakıyormuş, Aysal vakıf başkanı, yani bir numaralı Galatasaraylı olacakmış Bu nedenle ondan cevap istiyorum. Riera'nın Galatasaray forması giymesi içine siniyor mu!

* Akhisar maçının ardından en çok konuşulan konulardan birisi de Riera'ydı. Son dönemde kasti hareketleri ile dikkat çekiyor.
Bu defa da Kenan'ın sırtına bastı. Riera'nın bu rahatlığının sebebi nedir
?
Riera rezil oldu. Sportmen olarak da rezil oldu, futbolcu olarak da rezil oldu. Artık bu konuda Fatih Terim muhatabım değil. Fatih Terim'in Melo olayı dahil bu tür olaylara göz yumduğunu görüyorum ve anlayamıyorum.
Benim tanıdığım Fatih Terim nasıl bu hale gelmiş hakikaten anlayamıyorum. Artık Ünal Aysal'a söylüyorum.
Yerde yatan rakibin sırtına basacak kadar futbol dışı, insanlık dışı bir adam Galatasaray formasını giyer mi, giymez mi? Ünal Aysal bu sorunun cevabını Galatasaray camiasına vermek zorunda...

UTANIR HALE GELDİM
Sermaye Piyasası'nda neler olup olmadığı beni ilgilendirmez. Benim aklım borsaya falan ermez. Ama bu, benim gözümle gördüğüm Riera'nın kaçıncı olayı... Riera çirkin futbolcu... Çirkin insan... Riera gibi futbolcular yüzünden Hıncal Uluç, 'Galatasaraylıyım' demeye utanır hale geldi.
Ey Sayın Başkan, Galatasaray'ın Sayın Başkanı, Galatasaraylılar vakfının müstakbel başkan adayı... Öyle haberler var. İnan Kıraç bırakıyormuş, Ünal Aysal, vakıf başkanı, yani bir numaralı Galatasaraylı olacakmış.
Onun için ondan cevabı istiyorum. Riera gibi bir adamın Galatasaray forması giymesi içinize siniyor mu, sinmiyor mu?
Ünal Aysal cevap vermezse, 'sükut ikrardan gelir' demiş eskiler, içine sindiğini anlayacağım ve bundan sonra, zatıalinize yönelik eleştirilerime bunu da ekleyeceğim. 'Siz Galatasaray formasının kirlenmesine göz yuman başkansınız' diyeceğim. Şimdiden söylüyorum.
Galatasaray'ın Melo'ya da ihtiyacı yok, Riera'ya da ihtiyacı yok. Olmadığını bütün dünyaya göstermeli. Galatasaray forması kutsal bir formadır. Önüne gelen giyemez.
Bana Baba Gündüz böyle öğretti. 'Efendim onlar!..' Beni başkaları ilgilendirmez.
Ben Galatasaraylıyım, beni Galatasaray ilgilendirir. Yerde yatan rakibinin üstüne basan ve sonra sırıtan bir adamın Galatasaray formasının içinde ne işi var! Bir de kötü oynuyor.
Böyle bir cevabı da kabul etmem ya; 'Efendim, bu çok önemli bir adam, Galatasaray da Şampiyonlar Ligi'nde son 16'ya kaldı. Schalke 04 ile bir maçı var. O maçı da muhtemelen geçecek, son 8'e kalacak. Bu Galatasaray için başarı olacak. Bir müddet buna göz yumalım.' Ben bu cevabı da kabul etmem ama bunun kendi içinde bir tutarlı yanı olabilir.
Ama ben diyorum ki; Schalke'yi geçecekse de böyle geçmesin. Riera ile geçecekse geçmesin.
Bu Melo ile geçecekse geçmesin.
Fatih Terim, "Burak'ı iki maç yanımda oturttum, öğrettim" diyor. Bunlara niye öğretmiyor!
İki maç yanında oturtarak her şeyi öğretiyorsa herkese!.. Hakan Şükür'ün o soruyu niye sorduğu anlaşılıyor. Hakan "Yarın Drogba'yı da yanında oturtacak mı?" dedi. Çünkü Melo ve Riera'yı yanında oturtmuyor Fatih hoca! Burak'ı yanında oturtuyor, çünkü Elmander ile Umut var.

GALATASARAY MADENİ
Ama öteki tarafta döküldüğü halde Riera oynuyor. Her maçta Galatasaray'ın sol tarafı koridor. Koridor resmen... Galatasaray'ın rakipleri sağdan hücum etmeyi unuttu. Çünkü solda maden var.
Mahalle arasında voleybol oynardık, ben arkada köşede oynardım, bütün topları bana atardı, rakip takım. Ben madendim çünkü...
Mahalle takımında adım, 'Maden'di. Elime gelen bütün toplar sayı olurdu, rakip lehine...
Riera da Galatasaray madeni...
Fatih Terim'in bir takım zanları var. Riera'yı sol bek zannediyor. Muslera'yı iyi kaleci zannediyor.
Melo'yu iyi futbolcu zannediyor.
Dany'i iyi stoper zannediyor. Evvelden böyle değildi. Fatih bir takımın başına geldiği zaman insanların ilerlediklerini görürdün. 5 ile aldığı 7 olurdu. 7 ile aldığı 9 olurdu. Şimdi böyle bir ilerleme de göremiyorum. Ama hala bu savunma, bu kadar açık meydandayken hâlâ Gökhan Zan, Hakan Balta kenarda oturuyor ve hâlâ bu takım Drogba'yı, Sneijder'i alırken stopere, sol beke bir adam almıyor!
Fatih hoca ne yapıyor; hakikaten anlamakta zorluk çekiyorum.
Bu hafta Akhisar seni bu kadar zorlamış.
Savunman koridor, ortada... Eboue'yi oyuna sokacak, yaptığı değişikliğe bak; Eboue sağ beke, sağ bek Sabri sağ açığa, sağ açık Hamit ortaya... Bir değişiklikte, üç kişinin yerini oynatıyor. Senin zaten savunman koridor...
Sabri de sağ bekte kale gibi oynuyor.
Sen Eboue'yi oyuna sokmak istiyorsan...
Eboue hayat boyu orta sahada ve forvette oynamış Türkiye'ye gelmeden... Esas yeri orası adamın... Sağ açığa koy, ortanın sağına koy.
Sabri'yi niye alıyorsun sağ bekten!.. Üç kişiyi yerinden oynattı. Maç nasıl tehlikeye girdi, gördünüz.
Türkiye'nin en iyi analizcilerinden biridir Fatih Terim... Galatasaray'a yüz kere başkan olsam, yüz kere Fatih Terim'i getiririm.
Ama yüz kere de 'Anlayamıyorum' derim.
Bunu analiz etmesi lazım; Fatih Terim'in... Bu analizleri yaptığını da bu hafta saha çıkacak takımda görmemiz lazım.
Bakalım görecek miyiz?

Röportaj: Bülent CAN

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.