İyi başladık, gol de attık... Bu kadar önemli bir maçı erkenden koparma şansı yakaladık. Sonra ne oldu da bir puana razı olduk? Erkenden gol attık ama sonraki 19 dakika bir kez olsun doğru düzgün topa basamadık ve kalemizde golü gördük. Biri artık bunun nedenini açıklamalı; neden bu takım oyunu kontrol etmekte zorlanıyor? Düşünün, maçta en iyi olduğumuz bölüm ikinci yarının ilk 10-15 dakikasıydı. Neden? Çünkü soyunma odası taktiği henüz sıcaktı! Ama o dakikalar geçince tempoyu ayarlayan, topu kontrol eden yine rakip oldu. Bir tek futbolcu çıkıp da liderliği üstlenemiyor. Sorun bu!.. -Arda, Emre, Tuncay ve Sercan'dan çok şeyler bekledik. Asıl bu maçta iyi oynamaları gerekiyordu. Neden olmadı? Bosna'nın savunmacıları bir felaket. Estonya'dan bile kötü savunma anlayışları. Ama bütün planlarını oyunu soğutmak üzerine yapmışlardı. Oyunun son bölümü hariç bunu becerdiler! Hatta zaman zaman antrenman yapar gibiydiler! Böylece hem kendi savunmalarını rahatlattılar hem de attıkları uzun toplarla Emre ve Tuncay'ı sürekli geriye koşturup yordular. Arda da yalnız yalnızları oynadı. Oysa küçücük çocuklar bile biliyor ki, Milli Takımımız heyecanlı ve tempolu olduğunda bu futbolcularımızın becerisi ve etkisi de ikiye katlanıyor. -Milli Takım'ın size göre temel problemi nerede? En büyük rakibimiz kendimiziz... Bu problemi bir türlü çözemiyoruz. Çözsek belki Avrupa şampiyonuyduk zaten. Rakipten çok kendi gerginliğimiz sorun yaratıyor ve konsantrasyonumuz bozuluyor. Mesela Emre'nin golünü alkışladık! Tamam ama Emre'nin aldığı gereksiz sarı kartın veya Fatih Terim'in saha dışına gönderilmesinin sonuçtaki etkisini görmezden gelebilir miyiz? -Fatih Terim'in sahaya sürdüğü kadroda nasıl bir değişiklik olsa, Bosna'dan galibiyetle dönebilirdik? Benim gözlerim bütün maç boyunca Mustafa Sarp'ı aradı. Çünkü Mustafa, oyunu iki yönüyle oynama özelliğine sahip bir isim. O sahada olsaydı, bir ihtimal de olsa Bosna'nın orta sahada oyunu soğutmasına izin vermezdi. Emre çok yoruldu, Mustafa onun görevinin bir bölümünü üstlenir ve yorulmasını engellerdi. -Bu sonuçtan sonra Dünya Kupası'na katılma şansımız nedir sizce? Ben artık çok umutlu değilim. Ama şunu da biliyorum; mesela Bosna, İspanya'ya deplasmandaki maçta kök söktürdü ama İspanyol forvetleri Bosna'nın "feci" durumdaki savunma oyuncularını perişan edebilirler. Bu da ayrı bir hikaye! Ama ben artık şundan sıkıldım... Ben bir Türk olarak Milli Takımımız'ın sürekli kolay giden işleri zora sokmasından rahatsız oluyorum. Nedir bu zihin dağınıklığı, bu stres? Bunun adı "zoru seçmek" falan değil, işleri her zaman zora sokuyoruz. Yok Türk Milli Takımı zoru severmiş, zorluk derecesi yüksek maçların stresini kaldırırmış falan falan... Böyle bir şey yok!