Şans kapıyı çalınca

F.Bahçe müsabakaya çok isteksiz ve coşkusuz başladı.
Rakibi de tam tersi bir o kadar istekli, arzulu başladı. Bunun temel sebebi Alanyaspor; ligde bulunduğu konum itibariyle mutlak kazanması gereken bir maçta başlaması gerektiği gibi başladı.Buna F.Bahçe takımı reaksiyon gösteremedi ve kalesinde iki şok golle bir anda 2-0 mağlup duruma düştü.
Bu dakika itibarıyla Lens'in takım arkadaşlarına, skora göstermiş olduğu reaksiyon ve kazanma isteği F.Bahçe'yi oyunda tuttu, takımı ateşledi ve fantastik geri dönüşün adeta mimarı oldu. Özellikle ikinci golde Lens ve Alper'in paslaşması tıpkı Gaziantep deplasmanında atılan harika golün benzeri gibiydi. Sarı-lacivertliler'in maçta kalmasını, tutunmasını ve kazanmasını sağlayan Lens'le birlikte Alper'in etkili oyununun yanı sıra skoru 2-1'e getiren Alanyasporlu Omeruo'nun kendi kalesine attığı gol de kırılma anı oldu ve F.Bahçe'nin karşılaşmadaki şansını döndürdü.

Taraftar bu oyuna gelmez
Gol düellosunun yaşandığı maçtaki en büyük hayal kırıklığı da tabii ki Ozan Tufan'ın performansıydı. 17 yaşındaki performansıyla, 21 yaşındaki performansını mukayese ettiğimizde; gelişmesini ve değişmesini beklediğimiz Tufan'ın daha çok geriye gittiğini görüyoruz. Bu da oyuncunun farkındalığının eksik olduğunu, öz eleştiri becerisinin olmadığını bizlere bir kez daha göstermiş oldu.
Advocaat'ın Aatıf tercihi artık bir sürpriz değildi. Çünkü her hafta buna benzer anlamsız oyuncu tercihleri yaptığı için artık bunlar normal karşılanıyor.
Tıpkı 3-2 öndeyken Ozan'ı çıkartıp, Volkan Şen'i oyuna alıp, Aatıf orta sahaya çekmesi gibi.
Sonuç olarak sarı-lacivertliler bir maçı daha skor olarak kazandı ama oyun olarak kazandığını söylemeyiz.
Bu oyunun karşılığının, seyirci, taraftar, tribünü doldurma anlamında karşılık bulacağını düşünmüyorum.
Çünkü F.Bahçe taraftarının oynanan oyundan, Advocaat'ın tercihlerinden ve oyuncu değişikliklerinden çok memnun olmadığı gün gibi aşikarken, sadece galibiyetten tatmin olmasını beklemek de biraz hayalcilik olur.
Bu geri dönüşü tamamen; bireysel performans, iç güdüsel oyun ve oyuncu alışkanlıkları sayesinde kazanılmış galibiyet olarak nitelendirebiliriz.