Turu bayrak diye kalbimize astık

Dün gece gördük ki. Amsterdam hancının değil yolcunun durağı. İki takımı ayrı ayrı kefeye koyarken, Fenerbahçe bilgisiyardı, Feyenoord daktilo.
Fenerbahçe yürek heykeliydi Feyenoord çizgi film. Bu tur Fenerbahçe'nin başına taç olduysa.
Onları hak ettikleri tahta oturtalım.

***

Aslında Avrupa'da hakem konulu üstü açık bir nefretin sınaması vardı sahada. Şerefin simgesi olarak emanet edilen düdüklerin sahiplerinin şerefsiz çıktığı maçları izlediğimiz için tetikte başladım maça.
Bir yandan futbolun diğer yandan hakemin çetelesini tutarak.

***

İki takım arasındaki kalite farkı Fenerbahçe'nin kaçınılmaz üstünlüğü ile dışa vururken. Oyunu genişletmek, pozisyona ayak koymak ve yürek zenginliği Fenerbahçe'deydi.
Lens'in maçın 11'nci dakikasında ceza alanında düşürüldüğü pozisyon karşı kalede olsa penaltı verilmesi kaçınılmazdı diye içimdeki kuruntuları açığa vurdum. Ama sonraki dakikalarda sadece oyuna hizmet veren bir hakem gördüğümü itiraf etmeliyim.

***

Mousa Sow'un attığı golüne, "Bu vuruşa klip çekilse günlerce izlenir" derken, "Lütfen herkes ceketini iliklesin" notuyla alkış tuttum Sow'un santrfor pozisyonuyla geri çekilen duruşu rakibe yanlış bir tasarım izlenimi verirken, aynı Sow'un kendi alanından çıkardığı toplarla rakip alana bindirme hızı arasındaki özverisini gecenin en anlamlı stratejisi kabul ettim. "Ters falso!"

***

Feyenoord'un Fenerbahçe kalesi önünde yarattığı görüntülerin geceye yansıyan açıklaması belliydi.
"Liman sağlamsa fırtınalar vız gelir." Maçın bütün sırrı orta alandaydı da, Fenerbahçe'de olanlar Feyenoord'da yoktu. Mehmet Topal, Josef ve Alper Potuk gibi.
Sonuç olarak Fenerbahçe grubu lider olarak bitirirken, gecenin sonuna "netice itibariyle, Fenerbahçe'nin itibarı kardeştir" notunu düştüm.
Hamlelerin şahı olmakla rakibini mat etmek arasındaki alkışların cümlesini Fenerbahçe'ye gönderirken noktayı koydum.

***

Biz turu bayrak diye kalbimize astık.
Büyük umutlara yelken basarken!