Bu nasıl politika?

Geçtiğimiz hafta Cine 5 kanalındaki spor programında Galatasaray'ın 2010 yılında yaptığı transferlerle ilgili bir yorum yaptım. 5 yerli transferden sağlanan verimin sıfır olduğunu ve bu 5 oyuncudan şu anda 3 tanesinin yollandığını, birinin gitmek üzere olduğunu ve diğerinin 7 ayda 2 kez forma giydiğini ifade ettim.
8 milyon euro'ya transfer edilen Misimovic'e takım arandığı da cabası.
Şimdi böyle bir fotoğrafta uğranılan zararı bir düşünün.
Böyle bir transfer operasyonu ve politikasını yönetenleri, buna cevaz verenleri, 6 ayda bir teknik direktör değiştirenleri, ara transferde yeni 6 oyuncu arayanları, taraftarını ismi hâlâ belli olmayan yeni stadının açılış maçına almayanları bu camia nasıl affedecek?
Bu politikaları eleştirenleri muhalefet olarak kabul edip, medyada insanların ekmek paralarıyla oynamayı şiar haline getiren tesadüfen erk sahibi olmuş kişilere bu camia alışık değildir.

Mecburen Pino oynuyor
Bir zamanlar rahmetli Özhan Canaydın için ligin ilk maçında bindirilmiş kıtalara protesto organizasyonu yaptıranlar da aynı kişiler ve yönetim kademesindeler.
Başkan Adnan Polat etrafına dikkatli bakıp gardını da biraz indirip empati yaparsa nerelerde hata yaptığını kolayca görebilir.
Ziraat Türkiye Kupası'ndan başka Avrupa çıkışı olmayan Galatasaray geçmiş ara transfer başarılarıyla (!) bu hedefi yakalayabilir mi?
Real Madrid'in efsane hocası Mourinho bir beyanat verip şöyle dedi: ''Büyük takımlar sezon başına 4-5 santrforla başlarlar. Biz iki santrforla başladık, sonra da santrforsuz kaldık, böyle planlama olur mu?'' Galatasaray'da olur. Milan Baros ve Batdal ile başlarsanız sonra santrforsuz kalıp hayati maçlarınızı mecburen Pino ile oynarsınız...
Özür bence hazırdır. Ne yapalım Rijkaard öyle istedi.
Ah bir de tazminat verilirken Omerta yapılmayıp Rijkaard bir konuşsaydı neler söylerdi acaba?...