Kader anı! Cezalar ve şanssız maçlarla dolu uzunca bir yoldan geldiğimiz euro 2008'e iyi başlayamadık maalesef. Portekiz'e karşı tempo yaparak ayakta kalamazdık, ilk 45'te mümkün olduğunca vites düşürmemiz bundan. Böylece kontrolü biz elimize alamasak da onlara da vermemiş olduk. Servet'in hatasız oyunu, dört savunmacımızın yekvücut olup uyguladığı ofsayt taktiği ilk yarıda başarı hanemize yazılanlardı. Kazım hücumda bir şeyler yapmaya çalışırken, Hamit yardımına hiç gelmedi. Böyle olunca Simao o kanadı çok iyi kullandı. Karşı tarafta ise Tuncay, Hakan'a destek verince Ronaldo etkili olamadı. İkinci yarı sola geçmesi de ilk bölümde yaşadıklarından memnun olmadığının kanıtıydı. En büyük korkumuz dört ağır adamdan kurulu savunmamızın arkasına adam kaçırmalarıydı, bunu yapamadılar. Geriden gelemedikleri için ofsayt tuzağımızdan kurtulamadılar. Devre futbol olarak değilse bile, Volkan'ın başarısı ve direğin de yardımıyla, tabelada yazan skor anlamında istediğimiz gibi bitti.
Pes etmek yok, devam Terim ikinci yarıya, Mevlüt'ün yerine Sabri'yi oyuna alarak başladı. Bu değişikliğin ardından ileri geçen Colin Kazım, deyim yerindeyse Kazım Kazım olup, annesinin reklamlarda söylediği gibi iki kişilik oynamaya başladı. Sağ kanattan iyi bindirmeler yaptı. Nihat'ın düşürüldüğü pozisyonda penaltıyı çalmakla, çalmamak arasında tereddüt geçiren Alman hakem keyfimizi bir kaçırdı ki sormayın gitsin. Bu sırada Portekiz'in iki gol girişimi daha bizim direklerde patlayınca aklıma, "Bütün azizlere adak adadım" diyen Scolari'nin sözleri geldi. Sanırım bu anlamda kabul olan bizim dualarımızdı! Gökhan'ın sakatlanıp Emre Aşık'ın girmesi kader anıydı. Nihat'ın kaptırdığı topa, doğru düzgün ısınma şansı bile bulamayan Emre Aşık ters ayakla müdahale etmeye çalıştı. Yaptığının tersini yapsa belki de golü önleyecekti. Nuno Gomes oyundan çıkınca Portekiz el freninden kurtuldu, ikinci gol geldi. Ama pes etmek yok. İsviçre'yi yenersek gerisi gelir.