İki kroşe yetti

Tespitle başlayalım bizim çocuklar ister istemez üç gün sonra oynayacakları lig maçlarının baskısını hissettikleri için maça konsantre olamadılar... Lider Beşiktaş ve takipçisi F.Bahçe'nin amansız yarışı, sakatlık korkusu Oğuzhan Özyakup'u de etkiledi Topal'ı, Gökhan'ı, Caner'i ve Cenk'i de...
Bu da doğal milli kamp bittiği için kafalar lige döndü doğal olarak.
Önce Avusturya ile oynasak daha sıkı bir maç çıkarabilirdik bu kez de İsveç maçı böyle olurdu... Avusturya dengeli bir takım, sahayı inanılmaz iyi parselliyorlar. Bizim top cambazlarının bile pas trafiğini bozdular.
Arda, Ozi baskıdan bunalıp sık sık bölge değiştirdiler. Aslında top genelde bizdeydi ama etkisiz bölgelerde paslaşmamıza izin verdiler.
Yani top bizde olsa da kontrol onlardaydı.
Attıkları ilk golün iki kez provasını yaptılar ve Gökhan'ın bölgesinden sıfıra inip savunmanın dengesini bozdular. Biz golden önce de sonra da etkisizdik, şut bile atamadık.
Taa ki frikik ustası Hakan çatala asana kadar. Beraberlikle birlikte özgüven de kazandık, daha iyi olnamala başladık.
Terim ikinci yarıya ilk yarının en etkisiz iki ismi Gökhan ve Ozi'nin yerlerine Şener ve Volkan'ı alınca sağ kanat çalışmaya başladı. Özü bizde kendisi Avusturya Milli Takımı'nda olan Ramazan kalesini boşalttığı pozisyonda panikleyip topu Arda ustaya teslim edince akıllı bir aşırtmayla öne geçtik. Oysa çok değil 10 dakika önce benzer pozisyonda Avusturya golü bulmayı başaramamıştı.
Yani kale boş olsa da gol atmak ustalık ister, Arda bunu herkese bir kez daha hatırlattı.
Artık kontrol tam olarak bizdeydi.
Ortada bastık, savunmada daha dikkatliydik, öndeki "Cenkaverimiz" de tek başına Avusturya savunmasını bayağı bir yıprattı...
Sonuç olarak grubundan lider çıkan Avusturya'yı evinde yenmek keyif vericiydi. Şimdi biz işimize bakalım onlar da önümüzdeki maçlara...
Ha unutmadan Volkan kardeşim "Nerden buldun o pembeleri?" diyeceğim ama demiyorum sen bizim milli kalecimizsin ne giysen yakışır.
Zaten pembe panter gibiydin maşallahın var.